Beden Eğitimi ve Spor Portalı  


Go Back   Beden Eğitimi ve Spor Portalı > Spor Branşları > Futbol

Futbol Futbol'a dair herşey

beden eğitimi
beden eğitimi
Sitemize hoş geldiniz. Konuları beğenmeyi unutmayalım.

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 17-04-2007, 17:16   #1
webmaster
Administrators
 
webmaster - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10
webmaster is on a distinguished road
Standart

Reklam Alanı

Türkiye'de Futbol

Günümüzde kitlelerin ilgi odağını oluşturan futbol, Orta Asya Türkleri arasında yaygın olarak oynanan "tepük" oyunu ile ilk olarak Türk tarihinde yer edinmiştir. Türklere ait olan ilk top oyunlarından "tepük", çağımızda Batı ülkelerinin spor anlayışına uygun kurallara bağlanarak yeni biçimini "futbol" olarak kazanmıştır. = o ns = />
Modern futbol oyununun Türkler arasında yayılması biraz zaman almıştır. Bunun en önemli nedeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve sosyal yapısıydı. Bu yapı, son dönem Osmanlı İmparatorluğu'nda, gençlerin biraraya gelerek dernek faaliyetlerinde bulunmalarını engelliyordu. Aynı dönem Avrupa'sında futbol kulüpleri serbestçe faaliyetlerini sürdürürken, Osmanlı İmparatorluğu'nda tüm dernek faaliyetleri padişahın baskısı altındaydı. Türk gençlerinin yaşayamadığı bu zevk, yabancı uyruklular için serbest dolayısıyla Türkiye tarihinde futbolu ilk oynayanlar ve ilk kulüpleri kuranlar yabancılar ve gayri müslümlerdi.
Türkiye'de ilk resmi futbol kulübü, 1902 yılında Mr. James Lafontaine ve Mr. Horace Armitage'in önderliğiyle Kadıköy'deki İngiliz ve Rumlar tarafından kurulan Cadikeuy Football Club (Kadıköy Futbol Kulübü)dür. Bunu, yine İngilizlerin kurdukları Moda Futbol Kulübü, Rum azınlığın Elpis Futbol Kulübü ve adını İngiliz Büyükelçiliği'nin yatından alan İmogene adlı kulüpler izledi.
Böylece 1904 yılına gelindiğinde, İstanbul’da dört futbol takımı vardı. Aynı yıl İzmir'de de lig maçları düzenlenmeye başladı.
İlk lig maçlarının seyircileri daha çok İngilizler, Rumlar ve nadiren de olsa Türk gençleri oldu. Zamanla Türkiye'de futbol, gerek kamuoyu ve gerekse II. Abdülhamit yönetimince hoşgörüyle karşılanmaya başladı ve ortam yumuşadı. Bu da İstanbul ve İzmir'de yeni Türk futbol kulüplerinin kurulmasına olanak sağladı.
1905 yılında Galatasaray Sultanisi'nin öğrençilerinden Ali Sami (Yen), Asım Tevfik (Sonumut), Emin Bülent (Serdaroğlu), Celâl (Şehit), Bekir (Sıtkı), Tahsin Nahit, Nikolof (Kaptan) ve Abidin (Daver) Beyler bir takım oluşturdular. İlk maçta adları bile bulunmayan bu takıma, oyuncularının hepsi Galatasaray Sultanisi öğrencileri olduğundan izleyiciler tarafından "Galatasaray" adı verildi.
Galatasaray Kulübü'nün ardından, Kadıköy'de Saint Joseph Koleji Türkçe öğretmeni Ender Bey, Kadıköylü gençler biraraya gelerek bir kulüp kurma girişiminde bulundular. Böylece 1907 yılında Fenerbahçe Futbol Kulübü ortaya çıkmış oldu. Bir yıl sonra II. Meşrutiyet'in ilanıyla da Vefa ve Beykoz futbol kulüpleri kurularak, Türk futbolu varlığını sağlamlaştırmaya başladı. Galatasaray, Fenerbahçe, Vefa ve Beykoz Kulüpleri'nin ardından, 1903 yılında kurulmuş olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 1910'da futbolu da faaliyetleri arasına alarak, futbol için yeni bir kulüp oluşturdu.
İlk yıllarda oynanan futbolun görüntüsü oldukça sertti. Kurallar tam bilinmediğinden, topu çok havalandırmak, kalecinin üzerine topluca şarj yapmak, rakip oyuncuyu gösterişli bir çelme ile yöre uzatmak başarı sayılırdı. Futbol kurallarının değerlendirilmesinde hakemlik yapan kişilerin futbolu iyi bildikleri de söylenemezdi. Karşılaşmalar genellikle yan hakemsiz oynanır veya eline mendil verilen biraz futbol seyretmiş kişiler bu görevi üstlenirlerdi. Oyun alanları ve kullanılan malzemeler de kurallara tam olarak uymuyordu.
Zaman ilerledikçe futbolu bilerek oynayan oyuncular yetişmeye başladı ve artık tekniğe dayalı oyun anlayışı önem kazandı. Türk futbolu bu dönemdeki ilk yabancı karşılaşmasını Romanya ile yapmış ve Romanya karması Türk karmasını 1-0 yenmişti. Daha sonra Romanya ile Galatasaray'ın yaptığı maçta ise, Romanya 4-7 mağlup edilmişti. 1921 yılında, İstanbul karmasının çeşitli Orta Avrupa takımları ile yaptığı karşılaşmalarda Türk futbolunun Avrupa futbolunun gerisinde olduğu gözlendi ve bu karşılaşmalar Türk futbolu için bir sınama oldu.
Cumhuriyet Döneminde Futbol:
Cumhuriyet döneminde Türk sporu ve Türk futbolu konusunda önemli gelişmeler olmuştur. 1922 yılında Türk sporunun bir dönüm noktası oluşturan "Türkiye İdman Cemiyetle İttifakı"nın kurulmasını takibe 1923'te "Türkiye Futbol Federasyonu” oluşturulmuş ve aynı yıl FIFA üyeliği’ne kabul edilmiştir. Böylece Türk futbolu tüm yurda yayılmış ve rasyonel bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır.
Türk futbolunun, Uluslararası Futbol Federasyonu’na da kabul edilmesinin (1923) ardından, modern bir görünüm kazanması, uluslararası alanda tanınmanın bir başlangıcını oluşturmuştur. 1923 yılında oluşturulan Türk Milli Futbol Takımı aday kadrosu, ilk maçını 26 Ekim 1923'te İstanbul'da Romanya ile yapmış ve 2-2 berabere kalmıştır. Milli Futbol Takımı'mız 1924 Paris Olimpiyat Oyunları elemelerine de katılmış, 25 Mayıs'ta oynanan karşılaşmada Çekoslovakya’ya yenilerek elenmiştir. 1924 Olimpiyatları'ndan hemen sonra Futbol Federasyonu tarafından bölgelerin grup şampiyonlarının katılımıyla Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası adı altında bir lig düzenlenmiştir.
Futbol Milli Takımı'mızı çalıştırmakla görevlendirilen ilk yabancı antrenör, İskoç Billy Hunter olmuştur. Milli Takım için yabancı antrenör getirtilmesinden sonra, yabancı takımların ne derece sistemli çalıştıkları görülmüş ve kulüpler için de yurt dışından antrenörler getirtilmeye başlanmıştır.
1928 Amsterdam Olimpiyatları ardından 1931'de Balkan Oyunları'na katılan Milli Takım'ımız Bulgaristan'a 5-1 yenilirken, bölgede en iyi takım olan Yugoslavya'yı 1 Ekim 1931'de 20 yenerek büyük başarı göstermiştir.
Türk futbol tarihinde, uluslararası karşılaşmalarda ilk kez görevlendirilen Türk hakemi Hamdi Emin (Çap) olmuştur (1924). Ardından 1932'de Futbol Federasyonu,tarafından yeni hakemler yetiştirmek amacıyla ilk hakem kursu, 1936 yılında da Türk futbol tarihinde ilk kez futbol antrenörlük kursu açılmıştır. Hakem ve antrenörlük konularının günün koşullarına göre çözümlenmesinden sonra 1938 yılında spor kuruluşları üzerine çalışmalar yapılmış ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıyla, futbol federasyonu başkanı BTGM tarafından atanmaya başlanmıştır.
1937 yılında, futbolun geliştiği İstanbul, İzmir ve Ankara illerinin bazı takımları arasında küme adı altında oluşturulan Milli Lig, futbolumuz için bir hamle olmuştur. 1950 yılına kadar süren Milli Lig süresince futbolumuzda bir kaynaşma görülmüştür ki, bu profesyonelliğin ilk belirtileridir. Çeşitli kulüplerde sivrilen futbolcuların değişik isimlerle paralar elde etmesi, Türk futbol tarihinde yaşanan gizli profesyonelliktir.
İkinci Dünya Savaşı'nın araya girmesi üzerine, Türk Milli Futbol Takımı 1 Ağustos 1937'de Belgrat'ta oynadığı ve 3-1 yenildiği Türkiye-Yugoslavya maçından sonra uzun bir süre maç yapamamış, daha sonra 23 Nisan 1948'de Atina da Yunanistan ile karşılaşmış ve 3-1 yenilmiştir. Milli Takım, aynı yıl Londra Olimpiyatları'na da katılmış ve bu maçlarda oyunculardan biri olan Cihat Arman antrenör olarak görevlendirilmiştir. Çin'e karşı alınan 4-0'lık galibiyetin ardından Yugoslavya'ya 3-0 yenilen Milli Takım'ımız elenmiştir.
Türk Milli Futbol Takımı, Dünya Kupası final grubuna katılma hakkını ilk kez 1949 yılında, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Suriye'yi 7-0 yenmesiyle elde etmiş, ancak gerekli ödenek bulunamadığından Türk Milli Takımı, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentine gidemeyerek şampiyonadan elenmiştir. 17 Haziran 1951 tarihinde de Türk Milli Takımı, Alman Milli Takımı'nı, Berlin Olimpiyat Stadı'nda 100 bin seyirci önünde 2-1 yenerek başarılarına bir yenisini daha eklemiş, bu maçta genç kalecimiz Turgay Şeren çıkardığı şahane oyunla "Berlin Panteri" ünvanını almıştır.
Profesyonellik konusundaki ilk yönetmelik 24 Eylül 1951'de yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğe göre; kulüplere amatörlük vasıfları ihlâl edilmeden, birer profesyonel futbol şubesi kurabilme ve futbolcularla sözleşme yapabilme hakkı tanınmıştır. Türk futbol tarihinde yeni bir dönem başlatan bu olaylardan sonra 1952'de, İstanbul'un Beşiktaş, Beykoz, Emniyet, Fenerbahçe, Galatasaray, İstanbulspor, Kasımpaşa ve Vefa Kulüpleri noter huzurunda bir profesyonellik sözleşmesi imzalamış, futbolcularının da katılımıyla, İstanbul Bölgesi Profesyonel Ligi başlamıştır.
Ardından 1955 yılında Ankara ve İzmir Kulüpleri de birer profesyonel lig oluşturmuşlardır.
1950'li yıllar, Türk Milli Futbol Takımı için başarılarla dolu olarak geçmiş ve Milli Takım'da antrenör kavramı yerleşmeye başlamıştır. Bu tarihlere kadar federasyon tarafından belirlenen Milli Takım, antrenörsüz oynadığı 18 maçta 7 galibiyet, 3 beraberlik, 8 yenilgi almıştır.
1950'lerin sonlarında fulbolumuzda, profesyonelleşme hareketleri yoğunlaşmış, Ankara, İstanbul ve İzmir'den profesyonel kadrolu 16 kulübün katılımı ile Türkiye Profesyonel Ligi, Milli Lig adı altında ilk kez 1959'da toplanmıştır.
Profesyonel Milli Lig:
İstanbul Birinci Profesyonel Ligi’nin ilk 8, Ankara ve İzmir Profesyonel liglerinin de ilk 4’er takımları alındı ve bu 16 takım, Kırmızı ve Beyaz grup adları altında, 21 Şubat 1959'da, deplasmanlı olarak, maçlara başladı.
Kırmızı Grup: Adalet, Ankara, Demirspor, Galatasaray, Gençlerbirliği, Göztepe, Karagümrük, Karşıyaka ve Vefa.
Beyaz Grup: Altay, Ankaragücü, Beşiktaş, Beykoz, Fenerbahçe, Hacettepe, İstanbulspor ve İzmirspor takımlanndan oluştu.
Milli Lig'in bütün Türkiye geneline yaygınlaştırılarak bir Türkiye Ligi oluşturulması amacıyla, Anadolu ve Trakya'daki hemen tüm illerin kulüpleri, kendi illerinin adlarını taşıyan profesyonel kulüpler kurdular. Bu gelişmeler 1963-64 sezonunda Türkiye İkinci Ligi'nin, 1967-68 futbol sezonunda ise, Türkiye Üçüncü Ligi'nin kurulmasına neden oldu. Bu liglerdeki takım sayısının çok fazla olması nedeniyle, Türkiye İkinci Ligi önce iki sonra üç gruba, Türkiye Üçüncü Ligi de dokuz gruba yükseltildi. Bu grup sayıları sezon koşullarına göre zaman zaman arttırıldı veya azaltıldı.
Türk Milli Futbol Takımı 1960'lı yıllarda inişli çıkışlı bir grafik sergilemesine rağmen kulüp takımları başarılı sonuçlar aldı. Avrupa Kupaları maçlarında, 1962-63 sezonunda Galatasaray'ın Romen Dinamo Bükreş ve Polonya'nın Bytom takımlarını eleyerek üçüncü tura yükselmesi, 1968-69 sezonunda Göztepe'nin UEFA Kupası'nda Fransa'nın Olimpique Marseille, Romanya'nın Piteşti, Yugoslavya'nın OFK Belgrad Takımları'nı eleyerek yarı finale dek yükselmesi, 1968-69 sezonunda İrlanda’nın Waterford ve Çekoslovakya'nın Spartak Trnava Takımları'nı yenerek ikinci kez üçüncü tura çıkması, bu dönemin dikkat çeken başarıları oldu.
1970'li yıllarda Türk futbolu genel bir duraklama dönemine girdi. Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda Bursaspor'un üçüncü tura yükselmesi, 1976 ylında da Trabzonspor'un İngiltere Şampiyonu Liverpool'u 1-0 yenmesi dikkate değer başarılardı. 1980'li yıllar Türk Milli Takımı için durgundu. 1987-88 futbol sezonunda Türkiye futbol liglerinin puanlama sistemi, İngiltere sistemi örnek alınarak değiştirildi. Buna göre galibiyet alan takımlara 3, berabere kalanlara 1 ve yenilen takımlara 0 puan verilmeye başladı. Aynı yıl 3461 sayılı kanun ile Futbol Federasyonu özerk bir yapıya kavuşturuldu. 1989 yılında ise Türk futbolunda bir Galatasaray mucizesi yaşandı. Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'ndaki temsilcimiz olan sarı-kırmızılı takım; Rapid Wien, Neuchatel Xamax ve Monaco'yu eleyerek yarı finale kadar yükseldi. Ancak yarı finalde S. Bükreş'e yenilerek elendi.
1990 yılından itibaren Türk futbolu hareketlenmeye ve Avrupa'da adını duyurmaya başladı. Galatasaray'ın Avrupa kupalarında üst üste iki tur geçerek üçüncü tura yükselmesi, Trabzonspor'un kupalardaki başarıları, A Genç Milli Takımı’mızın 1992 yılındaki Avrupa Şampiyonluğu, 1993 Akdeniz Oyunları'nda Olimpik Milli Takımı’mızın şampiyonluğu üst üste geldi. Bunlan 25 yıl aradan sonra Avrupa B Gençler Futbol Şampiyonası gibi önemli bir organizasyonun Türkiye'de yapılması ve Galatasaray'ın Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Manchester United'i eleyerek "Şampiyonlar Ligi"ne kalması izledi.
1994 yılında ise uzun yıllar Adanaspor ve Fenerbahçe forması ile izlediğimiz Kayhan Kaynak'ın antrenmanda fenalaşarak ölmesi, sporcu sağlığının önemini gözler önüne serdi. 20 Mart'ta ilk Bayanlar Futbol Ligi'nin organize edilmesini Avrupa B Gençler Şampiyonası'nda genç millilerimizin Avrupa Şampiyonu oluşu izledi. Bunları Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik'in UEFA İcra Kurulu'nda Asbaşkanlığa getirilmesi, Samsunspor'un Fenerbahçe ve Sarıyer'den sonra Balkan Kupası'nı alması takip etti.
1995 yılında da kulüp takımlarımızın Avrupa Kupaları'ndaki başarıları devam etti. Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'yı yenerken, Trabzonspor Aston Villa'yı eleyerek UEFA Kupası'nda 3. tura çıkmayı başardı. 1995-96 sezonunda kulüp takımlarımız Avrupa kupalarında beklenen sonuçları alamadılar. Beşiktaş'ın Şampiyon Kulüpler ön elemesinde, Trabzonspor'un Kupa Galipleri'nde 2. turda, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin UEFA Kupası'nda 1. turda elenmeleri üzüntü yarattı. Bursaspor ise İnter Toto Kupası'nda yarı finalde penaltılarla kupaya veda etti. A Milli. Takımımız ise başarılı çıkışını sürdürerek Avrupa Şampiyonası eleme grubu karşılaşmalarında önce İsveç'I, ardından da kendi sahasında İsviçre'yi yendi. Çıktığı Amerika turnesinde ise oynadığı 6 maçta 4 galibiyet 2 beraberlik alarak başarılarının rastlantı olmadığını gösterdi. Bayan Milli Futbol Takımımız oynadığı ilk maçında Romanya’ya 8-0, ilk mini maçında ise Macaristan'a 6-0 yenildi. 15 Kasım'da İsveç'le deplasmanda 2-2 berabere kalmayı başaran A Millilerimiz tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'na katılma (1996) hakkını elde etti. Günümüzde Türkiye Birinci, İkinci ve Üçüncü Lig Şampiyonalarının yanısıra, 1962-63 sezonundan başlayarak Türkiye Kupası, 1965-66 futbol sezonundan itibaren Türkiye Ligi Şampiyonu ile Türkiye Kupası Şampiyonu arasında Cumhurbaşkarılığı Kupası, 1944'ten bu yana da Birinci Lig ikincisi ile Türkiye Kupası ikincisi arasında Başbakanlık Kupası oynanmaktadır. Ayrıca TSYD Kupası 1963 yılından beri verilmektedir.

__________________
webmaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Reklam Alanı
Cevapla

Popüler Sitelerde Paylaş

Etiketler
futbol, türkiye'de


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Liselerarası Kızlar Türkiye Futbol Birinciliği'nde sonuçlar webmaster Spor Haberleri ve Güncel Olaylar 1 17-02-2009 20:15
Türkiye 2009 K-Y-G Okullar Türkiye birinciliği binali Spor Haberleri ve Güncel Olaylar 7 08-01-2009 12:37
Üniv. de futbol seçenlere futbol antrenörlüğü veri alpagon Sohbet ve Tartışma 21 04-06-2008 23:39
(((: Türkiye Futbol Oynuyor :))) hat64 Sohbet ve Tartışma 1 25-05-2008 10:23
Dünyada ve Türkiye'de Futbol Hakemliğinin Başlangı webmaster Futbol 1 13-02-2008 20:32

Reklam Alanı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:15.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2006 - 2025, Türkiye'nin Beden eğitimi ve Spor Portalı
2007-2024 Türkiye'nin Beden Eğitimi ve Spor Portalı
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159