Beden Eğitimi ve Spor Portalı  


Go Back   Beden Eğitimi ve Spor Portalı > Spor Branşları > Güreş

Güreş Güreş'e dair herşey

beden eğitimi
beden eğitimi
Sitemize hoş geldiniz. Konuları beğenmeyi unutmayalım.

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 27-04-2009, 22:44   #1
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

Reklam Alanı
650 yıla yaklaşan bir geleneğin taşıyıcısı olan " Kırkpınar Yağlı Güreşleri "; 1 hafta boyunca, yurdun ve dünyanın değişik köşelerinden gelen basın mensupları, halkoyunları ekipleri, milyonlarca izleyici, sanatçı ve devlet adamının katılımı ve her yıl gerçekleştirilen farklı organizasyon yapısıyla, çok çetin müsabakalara ev sahipliği yapmaktadır.

Başpehlivanlık ve diğer dallardaki güreş müsabakalarının yanı sıra, organizasyon süresince devam eden "Mehteran Bölüğü"nün ve yerli-yabancı halk oyunları ekiplerinin gösterileriyle yaşatılan coşku, "Kırkpınar Yağlı Güreşleri"ni, geleneksel bir festivale dönüştürmektedir
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Reklam Alanı
Alt 28-04-2009, 08:21   #2
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart



Yağlı güreş fesitvaline 5 defa katıldım.Edirne festival zamanı tam bir cennet türistler akın ediyor yerli ve yabancı insanlar çadırlarıyla gelip selimiye camii etrafında kalıyorlaar güreş sarayiçi dene tarihi bir mekanda ama zaten edirnenin her mekanı tarih kokuyor.Tatil ve spor için kırkpınar kaçırılmaz bir kültürümüz..
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:26   #3
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

KIRKPINAR GÜREŞLERİNİN TARİHİ


Tarih biliminin değişmeyen kuralı, her hangi bir tarihsel olayı incelerken, olayı, o günkü sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ve coğrafi koşullarla birlikte değerlendirmektir. Olayları bu koşullardan soyutlarsak veya günümüzdeki koşullarla değerlendirmeye kalkarsak yanılgıya düşeriz. Örneğin Türklerin Rumeli’ye yaptıkları ilk akınları, o yıllarda Bizans’ın ve Balkanların durumuyla Kırkpınar güreşlerinin tarihini de mutlaka Rumeli’nin fethi ile birlikte değerlendirmek gerekir. Bu nedenle Türklerin Rumeli’ye yaptıkları ilk akınlara geçmeden önce o yıllarda Bizans’ın ve Balkanlar’ın durumuna bir göz atalım.

TÜRKLERİN İLK AKINLARI SIRASINDA RUMELİDE DURUM

BİZANS’IN DURUMU
Bu sırada Bizans İmparatorluğu eski önemini kaybetmiş ve toprak bakımından çok küçülmüştü. İmparatorluk Anadolu’da Üsküdar dışında bütün topraklarını Türklere kaptırmıştı (Pelakanon Savaşı 1329).

Balkan Yarımadası’nda ise İstanbul merkez olmak üzere Doğu ve Batı Trakyalar ile Selanik’e kadar uzanan sadece Makedonya topraklarının bir bölümü elinde kalmıştı.

Bizans şehirlerini yöneten ve tekfur denen valiler merkezi dinlemiyorlar ve diledikleri gibi davranarak halkı ağır vergilerle eziyorlardı. Ayrıca Bizans’ta çıkan taht kavgaları sonunda halkın hiçbir can ve mal güvenliği kalmamıştı. (Bizans İmparatorluğunda Osmanlılarda olduğu gibi veraset sistemi yoktu. Her İmparator da değiştiğinde ordu komutanlarından hangisi güçlü ise tahtı o ele geçirmeye kalkardı. Bu nedenle taht kavgaları eksik olmazdı. Bu durum en çok Türklerin işine yaramıştır)

BALKANLARIN DURUMU
Balkanlar siyasal birlikten yoksundu. Bulgar ve Sırp krallıklarıyla Eflak, Boğdan, Bosna, Hersek ve Arnavutluk Prenslikleri bulunuyordu. Bunlar arasında da sürekli mücadele vardı.

XIII. Yy da Balkanlar kuzeyden Macar, güneyden Venedik baskısı altında bulunuyordu. Macar ve Venedik yayılma politikası, Balkan uluslarını zor durumda bırakıyordu. Balkanlarda halk kral ve prenslerin zulmü ve ağır vergiler altında eziliyordu. Din ve mezhep uğruna her yıl binlerce kişi acımasızca öldürülüyordu. Balkan halkı adeta Türk yönetimini ister hale gelmişti.

KIRKPINAR GÜREŞLERİNİN TARİHİ
Osmanlı Devleti’nin gerçek kurucusu olan Orhan Beydir ( 1326- 1362). İlk düzenli devlet örgütü ( merkez ve taşra teşkilatı) Orhan Bey tarafından kurulmuştur.İlk düzenli ve sürekli ordu da onun tarafından kurulmuştur. Böylece Osmanlı Beyliği ilk kez Orhan Bey zamanında düzenli bir devlet durumuna gelmiştir.

1345’te Balıkesir, Çanakkale, Bergama civarında kurulmuş olan Karesi Oğulları Beyliğinin ortadan kaldırılmasından sonra, Çanakkale Boğazı Osmanlıların denetimi altına girmiştir. Bu beyliğin ünlü komutanlarından Hacı İlbey, Evrenos Bey, Gazi Fazıl Bey, Ece Bey, Ece Yakup Beyler Osmanlı ordusunda görev almışlardır. (Bu beylerin Rumeli’nin alınmasında büyük yararı dokunacaktır.) İleride kurulacak olan Osmanlı donanmasının çekirdeğini oluşturacak olan Karesi Donanması da Osmanlıların eline geçmiştir. Böylece Osmanlıların Rumeli’ye geçişi kolaylaşmıştır.

Bundan sonra Orhan Bey genişleme politikasını Rumeli toprakları üzerinde yoğunlaştırmıştır. Bu sırada Bizans’ın durumu da buna uygundu. 1341 de Bizans İmparatoru III. Andranikos ölünce tahta çocuk yaşta olan V. Yuannes geçmiş, VII. Kantakuzenos da ona vasi olarak atanmıştı. Ancak Kantakuzenos’a karşı olanlar bunu kabul etmeyerek ayaklanmışlardı. Ayaklanmayı bastıramayan Kantakuzenos Orhan Bey’den yardım istemiştir. Orhan Bey 6000 (altı bin) kişilik bir kuvvet göndererek Kantakuzenos’un İstanbul’u ele geçirmesini sağlamıştır. Bu yardım amaçlı Rumeli’ye geçmeler sırasında Türk askerleri Rumeli topraklarını yakından görüp tanımışlardır.

1349’da Sırpların Selanik’e saldırmaları üzerine Bizanslılar Orhan Bey’den tekrar yardım istemişlerdir. Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa komutasında 10 000 kişilik bir kuvveti Rumeli’ye göndermiştir. (Bazı kitaplarda, dergilerde ve gazetelerde yazıldığı gibi Süleyman Paşa Orhan Bey’in kardeşi değil oğludur. 1299’da Osman Bey Yar hisar ve Bilecik Kalelerini aldığı zaman Orhan Bey’i Yar hisar tekfurunun kızıyla evlendirmiştir. Nilüfer Hatun adı verilen bu hanımdan Rumeli Fatihi Süleyman Paşa ile I. Murat dünyaya gelmiştir. Bu hatunun adı Osmanlı kaynaklarında Nilüfer, Lülüfer veya Ulufer şeklinde kayıtlı olup bazı tarihçiler bu ismi Olivera, Holifera şeklinde okumaya çalışmışlardır. Nilüfer Hatun sonradan Bursa Ovası’ndan geçen bir çayın üzerine bir köprü yaptırdığından bu çaya Nilüfer Çayı adı verilmiştir.) İlk kez Rumeli’ye geçen Süleyman Paşa, Bizans kuvvetleriyle birleşerek Selanik’i Sırplardan kurtarmıştır. Bu olay Süleyman Paşa’nın büyük bir üne kavuşmasını sağlamıştır. Süleyman Paşa’nın Anadolu’ya dönmesinden sonra Kantakuzenos karşıtlarının Sırp ve Bulgarlarla birleşerek saldırıya geçmeleri üzerine Kantakuzenos Orhan Bey’de tekrar yardım istemek zorunda kalmıştır. Bu yardıma karşılık Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Çimbi ( TZYMPE) kalesini vermeyi kabul etmiştir. 1352 yılı sonbaharında emrinde Evrenos Bey, Hacı İlbey, Gazi Fazıl Bey gibi eski Karesi Beyleri olduğu halde 10 000 kişilik bir kuvvetle Süleyman Paşa ikinci kez Rumeli’ye geçmiştir. V. Yuannes’in müttefikleri olan Sırplar ile Bulgarları Dimetoka önlerinde yenilgiye uğratan Süleyman Paşa Edirne iç kalesine sığınmış olan Kantakuzenos’un oğlu Mateos’u da kurtarmıştır. Bu arada V. Yuannes’in Süleyman Paşa ile anlaşma çabaları da sonuçsuz kalmıştır. (1352 yılı sonbaharında Süleyman Paşa Edirne’ye ilk kez gelmiştir. Ancak halk arasında bilinen Kırkpınar güreşlerinin efsanevi tarihi( Kırk Gazinin aralarında yaptıkları güreş Hıdrellez günü (6 Mayıs) yapıldığı için bazı yazarların iddia ettiği gibi bu kez yapılması mümkün değildir.) Süleyman Paşa Çimbi Kalesi’ne bir miktar asker bıraktıktan sonra Biga’ya geri dönmüştür. 12 Mart 1354 tarihinde meydana gelen bir depremden sonra Gelibolu Kalesi başta olmak üzere Tekirdağ ( Rodosto)’ a kadar olan Marmara kıyılarını ele geçirmiştir. Yaptığı hatayı anlayan Kantakuzenos Süleyman Paşa’dan Türk ahali yerleştirilen yerlerden terkini istemiştir. Çimbi’nin terk edileceğini ancak barış yoluyla iskan edilen yerlerin terk edilemeyeceği yanıtına karşılık Kantakuzenos bir miktar para karşılığı Çimbi dahil bütün yerleri geri almıştır. Ertesi yıl (1355’de) Kantakuzenos’un tahttan çekilmesi ve oğlu Mateos’un V.Yuannes’e yenilmesinden sonra Osmanlılar ilk aldıkları yerleri yeniden ve kesin olarak ele geçirmek için harekete geçmişlerdir(1356-1357). Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa’yı Rumeli’nin fethi ile görevlendirmiştir. 1356’da Bursa’da babasıyla görüşüp Edincik’e gelen Süleyman Paşa, Karesi Beyleri ile görüştükten ve Çanakkale Boğazı’na yapılan bir keşif hareketinden sonra, Kapudağ Yarımadası civarındaki Kemer(Görece)’den güçlü bir donanma ile Çimbi’ye (Gelibolu yakınlarında) geçmiştir. (Avusturyalı tarihçi Hammer ve onun yararlandığı Osmanlı tarihçileri bu geçişi şu şekilde anlatmaktadırlar: Süleyman Paşa köselelerle birbirine bağlı ağaçlardan iki sal yaptırdı. Ertesi gece en dayanıklı silah arkadaşlarından otuz dokuz (39) kişi ile salın içine atladı. Maiyetinde , yine o salın içinde Kara -Hasan oğlu Kara-Ali , Akçakoca oğlu Balabancık bulunuyordu. Büyük bir olasılıkla Kırkpınar’ın efsanevî tarihini yaratacak olan Gazîler de bu salla karşı kıyıya geçmişlerdir. Öteki salda Hacı İlbey’i , Ece(Ace) Bey, Gazi Fazıl Bey , Evrenos vardı. Hisarın(Çimbi) önüne varınca, büyük bir gübrelik üstünden merdivenle duvarın yukarısına çıktılar. O sırada hasat ile meşgul olan ahali, tarlalara dağılmış oluğundan hisarı kolayca zaptettiler. Süleyman Paşa limandaki sandalları üç yüz askeri Çimbi’ye getirmek için hemen Asya kıyılarına göndermiştir. Üç gün sonra istihkamda(siperlerde) üç bin Osmanlı muhafızı bulunuyordu.(Bkz. Hammer’in Osmanlı Tarihi C.1 S. 180-181) Genellikle bu geçiş Türklerin Rumeli’ye ilk geçişi sayılırsa da yanlıştır. Rumeli’ye yeniden fakat kesin olarak geçiştir. Rumeli’ye yeniden fakat kesin olarak geçen Süleyman Paşa Çimbi’yi bir kez daha almıştır. (Daha önce çeşitli gazete, dergi ve kitaplarda Kırkpınar ile ilgili yazılan yazılarda bu kale Domuz Hisarı olarak belirtilmişse de yanlıştır.) Bundan sonra bir dizi fetih hareketlerinde bulunan Süleyman Paşa, Bizanslı tarihçi Atinalı Hakakondiles (Halkakondiles)’in belirttiği gibi 1357’de geçici olarak Edirne’yi de ele geçirmiştir.(Edirne 1362’de Orhan Bey’in ölümüne kadar Türklerin elinde kalmıştır. 1362’de Orhan Bey’in ölümü üzerine Edirne’de bulunan Murat Bey tahta çıkmak için Bursa’ya gidince, bundan yararlanan Bizanslılar Rumeli’de Edirne dahil Türklerin elinde bulunan bütün şehir ve kasabaları geri almışlardır (1362). I.Murat Anadolu’da devletin güvenliğini tekrar sağladıktan sonra tekrar Rumeli’ye geçerek fetih hareketlerine devam etmiş ve diğer şehir ve kasabalar gibi 1363’de Sazlıdere Savaşı’ndan sonra Edirne’yi de geri almıştır.( Bkz. Ord. Prof. Dr. Şahabettin Tekindağ Dünya Tarihi C.1 S.319). Bu nedenle Kırkpınar güreşlerinin halk arasında bilinen tarihi efsanevi güreşleri, yani kırk Gazi’nin (Yiğitin) aralarında yaptıkları güreş kesinlikle 6 Mayıs 1357’de yapılmıştır. Çünkü aynı yıl yani 1357’de Rumeli Fatihi Süleyman Paşa Bolayır ile Seyitkavağı arasında doğanı ile avlanırken atından düşerek ölmüştür. Bu yüzden başka bir tarihte yapılaması kesinlikle mümkün değildir.

Süleyman Paşa’nın yerine Rumeli’nin fethiyle kardeşi Murat Bey (I. Murat ) görevlendirilmiştir. Murat Bey bugün Yunanistan topraklarında yer alan Kırkpınar Çayırında ağabeyi Süleyman Paşa ve kırk yiğidin anısına 06 Mayıs 1361 tarihinde ilk resmi Kırkpınar güreşlerini düzenlemiştir. Bundan sonra her yıl Hıdrellez günü Kırkpınar güreşlerinin yapılması bir gelenek haline gelmiştir. Savaşlar nedeniyle zaman zaman ara verilse de günümüze kadar ulaşan ve Dünya’da 644 yıldır süregelen tek geleneksel spor organizasyonu olma özelliğini korumaktadır.

Bazı yazarlar Anadolu Selçuklularının zulmünden kaçan Türkmen Beylerinde Sarı Saltuk’un kendisine bağlı Türkmen boy ve oymaklarıyla birlikte 1264 yılında Rumeli’ye geçerek, Bizanslılar ile Bulgarlar arasındaki savaştan yararlanarak Edirne’yi ele geçirdiğini ve kırk yıl (1264-1304) süreyle Edirne’de hüküm sürdüğünü yazmaktadırlar. Gerçek bir Alp-Eren olan Sarı Saltuk Rumeli Türkleri arasında güreşçi olarak tanınmaktaydı. Osmanlılar’dan yüzyıl önce Edirne’yi alarak kırk yıl burada hüküm sürmüş olan Sarı Saltuk’un Edirne’ye 17km uzaklıkta bulunan Kırkpınar Çayırı’nda güreş yaptıran ilk Türk olduğunu yazan yazarlar da bulunmaktadır. Bu yazarlar Kırkpınar tarihini Sarı Saltuk ile başlatarak (1265- 2005), 2005 yılında 740. yağlı güreşlerin yapılması gerektiğini savunmaktadırlar. Bunun Kırkpınar’ın esprisine uyup uymadığı doğal olarak tartışma konusudur. (Ali Ayağ eski Kırkpınar ağası ve Edirne Milletvekili, Kitabının adı: Türklerde spor geleneği ve Kırkpınar güreşleri. S. 75-76)

1361’de başlayan Kırkpınar Güreşleri :

1. 1828 – 1829 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle Edirne Ruslar tarafından işgal edildiği için 1829 yılında yapılamamıştır.

2. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı nedeniyle (1878-1879-1880-1881) yıllarında yapılamamıştır.(1877 yılı, Rumî takvimde 1293 yılına denk geldiği için bu savaş halk arasında 93 Harbi olarak bilinir).

3. 1912- 1913 Balkan Savaşları nedeniyle Edirne (16Mart 1913’ten 10 Temmuz 1913’e kadar) Bulgar işgalinde kaldığından 1913 Kırkpınar güreşleri yapılamamıştır.

4. I. Dünya Savaşı nedeniyle (1914-1918) yılları arasında yapılamadığı gibi savaştan sonra Trakya Yunan işgalinde kaldığı için 1919- 1920-1921-1922 yılları arasında da yapılamamıştır.

5. Türk ordusu 25 Kasım 1922’de Edirne’yi kurtardıktan sonra 1923 yılında Adalı Halil Pehlivan bugünkü Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Edirne Saray içi’nde sembolik bir güreş düzenlenmiş ve kendisi de bu güreşlerde güreşmiştir.

6. Cumhuriyet tarihinin ilk Kırkpınar güreşleri Edirne Milli Eğitim Müdürü ve aynı zamanda Türk Ocağı başkanlığını da yapmakta olan İsmail Habib(Sevük)in öncülüğünde 30 Mayıs 1924’te Cuma günü Sarayiçi’nde yapılmıştır. Bundan sonra da her yıl Sarayiçi’nde yapıla gelmiştir.

Kırkpınar güreşleri 1928 yılına kadar ağalar tarafından düzenlenmiştir. Ancak 1929’da bütün dünyada meydana gelen ekonomik bunalım doğal olarak ülkemizi de etkilediğinden, ağalığa istekli kişi çıkmayınca güreşlerin organizasyonu Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından üstleniliştir.



1946 yılından itibaren ise Tarihi Kırkpınar güreşleri Edirne Belediyesince düzenlenmeye başlanmıştır.

__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:31   #4
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

width="95%" >


width="50%" height=25>
>Gaddar Kel Aliço Pehlivan
>
width="50%" height=25>
>Koca Yusuf Pehlivan

>
>
>
>



=border1 width="95%" >


height=200>
(1845-1922)
Saçsız olduğu için kel, merhametsiz ve sert güreştiği için de gaddar lakaplarını almıştır.
Kırkpınar'da 26 yıl üst üste başpehlivan olmuş, Koca Yusuf’la berabere kaldıktan sonra başpehlivanlığı ona bırakmıştır. Kırkpınar'da 18 yıl başpehlivanlığı olan Adalı Halil'in de ustasıdır. Sultan Abdülaziz'in saray pehlivanlığını yapmış, Abdülaziz'e de pehlivanlık öğretmiştir.
1922 yılında ölmüştür. Mezarı Edirne' nin İpsala Kazası'nın Koyunyeri Köyü'ndedir.



=border1 width="95%" >


height=200>
(Şumnu-Deliorman 1857-1898)
Küçük yaşta güreşe başladı. Kel Aliço ve Adalı Halil'le güreşti. 1885'te Kırkpınar' da Kel Aliço'dan başpehlivanlığı aldı.
Avrupa'nın en ünlü güreşçilerini yendi. Amerika'ya gitti. Orada Amerika şampiyonu Robert'i de yenerek Cihan Şampiyonu oldu.
21 Mayıs 1898 günü Türkiye'ye gelmek için Newyork'tan bindiği gemi, 4 Haziran 1898 sabahı bir İrlanda şilebi ile çarpışarak battı. Bu emsalsiz güreşçi de ölenler arasındaydı.
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:33   #5
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

width="95%" >


width="50%" height=25>
>Adalı HALİL (Edirne 1871-1926)
>
width="50%" height=25>
>Hergeleci İBRAHİM

>
>
>
>

>

=border1 width="95%" >


height=200>
Türk gücünü dünyaya tanıtan ünlü pehlivanlarımız arasında Adalı Halil'in ayrı bir yeri vardır.
Edirne'nin (Yunanistan'da kalan) Kilise Köyü'nde doğdu. Güreşe Kel Aliço tarafından yetiştirilmiştir. Tam 18 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını koruyan Adalı Halil 1926 yılında ölmüştür.
Önce Kasımpaşa Camii yanında bulunan mezarı sonradan Edirne-Çömlekköy'lü pehlivan Kara Emin'in mezarı yanına nakledilmiştir.
"Pehlivanlar Tekkesi" olarak bilinen bu yer, her yıl Kırkpınar Güreşleri başlarken pehlivanlar tarafından topluca ziyaret edilir.
Bu gelenekselleşmiş törene şehrin ileri gelenleri ve misafir güreş severler de katılır.


>

=border1 width="95%" >


height=200>
(İslopol Köyü, Razgrad 1848-İzmit 1915)
Yörük Ali, Adalı Halil, Koca Yusuf-Kurtdereli Mehmet gibi dev yapılı pehlivanlar arasında küçük kalan yapısına rağmen sırtı hiç yere gelmemiş usta bir pehlivandı.
Devrinin en ünlülerindendi. Köyünde hergelecilik (at çobanlığı) yaptığı için "Hergeleci" lakabıyla anılmıştır.
Adalı Halil'i yendikten sonra ünü daha çok artmıştır.
Yenemediği tek pehlivan olan Koca Yusuf ile Paris'te yaptığı güreş olaylı geçmiş ve yarıda kalmıştır. 1914 yılında Kırkpınar Başpehlivanı olmuştur.
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:35   #6
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

width="95%" >


width="50%" height=25>
>Molla İzzet
>
width="50%" height=25>
>Nakkeş EYÜP (Çatalca)

>
>
>
>

>

=border1 width="95%" >


height=200>
Silivrili'dir. Zamanın ünlü pehlivanlarını yenme başarısını göstermiştir. Kırkpınar'da başpehlivanlığı almış fakat hangi yıl olduğu tespit edilmemiştir.


>

=border1 width="95%" >


height=200>
Paçacı Eyüp çok güçlü bir pehlivan imiş. Çatalca'nın Kestanelik Köyü'ndendir. Çiftçilik yapmıştır. Hayatını öyle tamamlamıştır. Güreşine çok dikkat edermiş o nedenle "Nakkaş" lakabı yakıştırılmıştır
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:36   #7
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

width="95%" >


width="50%" height=25>
>Kızılcıklı Mahmut
>
width="50%" height=25>
>Kurtdereli MEHMET

>
>
>
>

>

=border1 width="95%" >


height=200>
(Dobruca 1878-Eskişehir 1931)
Efsanevi gücü ve güreşleri, doğum yeri olan Romanya'da bugün bile anılmaktadır.
1908, 1909, 1919, 1922 yıllarında Amerika'da yaptığı bütün güreşleri, ayrıca Paris'te yaptığı 27 güreşi galibiyetle bitirmiş, ünü dünyaya yayılmıştır.
Cumhuriyet öncesi dönemde Kırkpınar' da başpehlivanlık almıştır. Türkiye'ye geldikten sonra Eskişehir'de edindiği tarla ve ev ile geçinmiş, Eskişehir'de ölmüştür.


>

=border1 width="95%" >


height=200>
(1864 Deliorman-1939 Balıkesir Kurtdere Köyü)
1864 yılında Bulgaristan'ın Deliorman eyaletinde doğdu. Balıkesir'in Kurtdere Köyü'ne göçmen olarak geldiler.
Küçük yaşta başlayarak devrinin en ünlü pehlivanları ile güreşler tuttu ve onlar arasında yer aldı.
Fransa, İngiltere ve Amerika'da alaturka güreşler tuttu. Sırtı yere gelmedi.
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-04-2009, 08:37   #8
hardwrestler27
Üye
 
hardwrestler27 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eyl 2008
Bulunduğu yer: Siirt
Mesajlar: 74
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
hardwrestler27
Standart

width="95%" >


width="50%" height=25>
>Çolak Mümin (Molla Mümin)
>
width="50%" height=25>
>EDİRNELİ HİMMET PEHLİVAN

>
>
>
>

>

=border1 width="95%" >


height=200>
(Solda) (Kavala 1873-1915)
Bir kolunun sakatlığı nedeniyle "Çolak" diye anılmıştır. Gördüğü medrese eğitimi ve hocalığı nedeniyle de "Molla" denmiştir. Kıvrak tekniği ve zekası ile devrinin bir çok ünlü pehlivanını yenmiştir. Kısa ömrüne ve çelimsizliğine rağmen adı güreş tarihine yazılmıştır. Kavalalı zengin bir çiftlik sahibinin üç oğlundan biri idi. Babası hoca olması için onu İstanbul'a yolladı. O pehlivanlık öğrenip memleketine döndü.
O dönemin en güçlü pehlivanı Adalı Halil'i yendi. Daha sonra güreştiği ünlü pehlivanları da yenerek ününe ün kattı. Asıl adı Mümin olan, Çolak Molla'ya (Mümin Hoca) da derlerdi. Kavala'nın Zigos Köyü'nde doğdu.
Babası ve dedesi de o devrin namlı pehlivanlarındandı. Dokuz kardeşin en küçüğü olan Çolak Molla II. Abdülhamit'in padişahlığının ilk yıllarında pehlivanlığa başladı. Çolak Molla yıllarca başpehlivanlığı kimseye bırakmadı. Birgün camiden çıkarken yanlışlıkla vurularak öldürülmüştür.


>

=border1 width="95%" >


height=200>
Edirne'nin Büyük Gerdelli Köyü'nden Himmet Pehlivan Kırkpınar'da baş güreşmiştir.
D.D. yollarında ve öğretmen okulunda üç yıl kadar çalışmıştır. Çoban Mehmet'le çetin güreşleri vardır.
Kolu kırıldıktan sonra güreşi bırakmıştır. Ağabeyi Selim Pehlivan da Kırkpınar'da güreşmiştir ve köy muhtarlığı yapmıştır. Ölünceye kadar Kırkpınar’a gelmiş daima ilgi görmüştür.
__________________
yaşam boyu spor
hardwrestler27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Popüler Sitelerde Paylaş

Etiketler
güreşlerin, kırkpınaryağlı, olimpiyatı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
2011-2012 Trakya Kırkpınar Üniversitesi Besyo Özel Yetenek Sınavı webkerem 2011 Beden Eğitimi Özel Yetenek Sınavları 2 12-01-2012 17:21
Trakya Üniversitesi 2010-2011 Kırkpınar Beden Eğitimi Özel Yetenek Sınavı webkerem 2010 Beden Eğitimi Özel Yetenek Sınavları 7 09-06-2011 20:16
Yağlı güreşte(kısbet) hardwrestler27 Güreş 0 01-05-2009 10:48
Yağlı Güreş ve Kırkpınar webmaster Güreş 0 29-03-2007 18:05
kırkpınar cazgırlarının dua ve beyitleri Güreş 0 01-01-1970 03:00

Reklam Alanı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:22.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2006 - 2025, Türkiye'nin Beden eğitimi ve Spor Portalı
2007-2024 Türkiye'nin Beden Eğitimi ve Spor Portalı
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159