25-04-2008, 20:51 | #1 |
Administrators
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10 |
Reklam Alanı
Bunları başka bir zamana bırakmak istiyorum. Gençliğimizin yetişmesinde önemli bir konu olan sporla ilgili gözlemlerimi aktaracağım., Sayın Bakan, Şu anda 4 şehirde yapılan ve 70’i aşkın okulun katıldığı ilk kademe kız ve erkek voleybol maçları sürüyor. Bir haftadır ortaöğrenim okulları arası voleybol şampiyonasının 1. basamak finallerini seyretmek için Muğla’da bulunuyorum. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 16 okulun kız ve erkek voleybol takımlarının yaklaşık 160-170 sporcusu müthiş bir uygarlık içinde müsabakalar yapıyorlar. Aylarca belki de yıllarca önce başlatmış oldukları çalışmalarının gençlik heyecanı içinde semeresini görmek istiyorlar. Sevdikleri, gönül verdikleri voleybolda kendilerini kanıtlamak, hedeflerine ulaşmak istiyorlar. Hepsi daha yeni ergenlik çağına gelmiş pırıl pırıl insanlar. Saf ve sevecenler… Geleceğin zinde ve bilinçli yurttaşları olmaya hazırlar. Oğlum da aralarında. Birlikte olduğumuz veliler çocukları ile birlikte gençliklerini yeniden yaşıyorlar. Ancak bu maçlar esnasında üzülerek tanıklık ettiğim ve adaletsizliğin “dik alası” olan bir konuyu size aktarmak istiyorum. Özellikle Anadolu’nun çeşitli yörelerinde bulunan okullar, Bakanlığın programı uyarınca kendi öğrencilerini spora teşvik ederler. Çocukların gelişmesi için öğretmenler seferber olurlar. Sporun her dalını öğretmeye çalışırlar. Okul içinde sporun yaygınlaşmasını isterler. Öğrencilerini heyecanlandırmak için müsabakalar düzenlerler. Bu müsabakalara katılmak öğrencilerin tatlı hayalleridir. Başarılı olmak adına iddia taşırlar. Böylece hal ve hareketleri düzene girer. Öğrencilerin hedefi okul takımlarında oynamak olur. Maçlarda yer alanlar, yaşamları boyunca okul anıları arasında bu olayı iftiharla anlatırlar. Okulların spor yaptırmakta amacı yeteneklerini geliştirmekten önce öğrencilerin insani unsurlarının gelişmesine katkı sunmaktır. Okullar yetiştirdikleri öğrencilerle övünürler. Ama şimdi iş böyle değil. Bazı okullar, bu şampiyonalara gitmek için kulüp takımlarında oynayan ve bu kulüpler tarafından profesyonelliğe hazırlanan yaşlarına göre altyapıda sürekli çalıştırılan sporcuları okullarında topluyorlar... Kendi yetiştirdikleri öğrencileri bir kenara iterek bir nevi transfer çalışması yapıyorlar. Bazı okullar öğrencileri yerine büyük kulüplerin takımları olmuş. Malzemesinden sporcusuna kadar vermişler. Okulların sponsoru konumundalar. Büyük bir dengesizlik ortaya çıkmış. Müthiş bir güç uçurumu oluşmuş. Eşitlik ve adalet kavramları yozlaşmış. Gençlik heyecanı yok oluyor.. Amaç ne pahasına olursa olsun birinci olmak olunca o okullarda sporun da yaygınlaşması mümkün olmuyor. Çünkü, çaba gösteren öğrencinin gelecekle ilgili hiç şansı yok. Sonunda profesyoneller toplanıyor ve onların yerine oynuyor. Bu işin bir başka yönü de; bu sporcuları bir araya getirenlerden onlara okullarda verilen imtiyazlara kadar, yeni bir düzen oluşmuş olması. Bu profesyonellerce kurulan yapıyla diğer okulların mücadele etmesi mümkün değil. Rant ortaya çıkıyor. Ayrıca haksızlık da var. Çünkü öğrencinin ilk görevi eğitim. Okulunda okurken sorumlu olduğu derslerinde başarılı olmak. Bu toplama öğrencilerin derslerinde başarılı olup olmayacaklarını düşündüklerini sanmıyorum. Onlara sunulan imkânlar arasında “sınıf geçmek de” olsa gerek!. Böyle bir şey kabul edilemez. Spor, zihni gelişmeyi hızlandırıyor, muhakeme, algılama, çabukluk, hızlı karar verme ve uygarca mücadele etme yetilerini de ortaya çıkarıyor. Sporun insana en önemli katkısı başarının yanı sıra yenilginin de varlığını öğretmesi. Yaşamın her anında her iki sonuca da mantıkla yaklaşılmasını sağlıyor. İyi bir gençlik yetiştirmek ve bir ülkenin geleceğini aydınlatmak adına sporun ne denli önemli bir araç olduğunu eminim ki benden iyi biliyorsunuz. Benim dikkatinizi çekmek istediğim bu konu, öğrencilerin gelişmesi için önemli motivasyon unsuru olan sporun farklı bir yöne gitmesi, ülkemizin her yanını saran usulsüzlüklerin buraya da sıçraması, yeni bir rant düzeninin oluşmakta olması!.. Başarıyı elde etmek adına toplanan sporculara verilen imkanların içerisinde parasal boyut da var. İşin içerisine para girince okul yönetimi şaibe altında kalıyor. Bu da öğrenci-veli-okul yöneticisi ilişkisinde ayrı bir sorun yaratıyor. Muğla’da konuşulan da öğrencilerin başarısından daha ziyade bazı okulların sporcu transferinde yapmış oldukları ödemelerdi. Bunun dedikodusu bile hoş değil. Sayın Bakan, Bu yıl “Liselerarası Dünya Şampiyonası” var. Konuştuğum okul yöneticileri bunu bahane etti. Ancak, her şeyde olduğu gibi bu konuda da ifrata kaçmışız. O zaman milli takımımızı bir okulda toplayalım ve onları gönderelim. Daha hayata atılmadan bu ülkede usulsüzlük ve haksızlıkların yapıldığını gören gençler geleceğe nasıl bakacaklar. Oysa, başka ülkelerde bu tip haksızlıkları önlemek için takımlarında bulunan sporcuların en az iki yıl okulda okuduğunu kanıtlamaları gerekiyor. Gereğini yapacağınızı umarım. Fikri SAĞLAR kaynak: http://www.birgun.net |
Reklam Alanı |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
açık, bakanına, eğitim, mektup, milli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
MEB'den il milli eğitim müdürlüklerini uyarı | webceren | Eğitim Haberleri | 1 | 29-05-2009 01:21 |
Millî Eğitim Akademisi Hizmete Açıldı | webceren | Eğitim Haberleri | 0 | 23-03-2009 17:38 |
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2009-2010 eğitim öğretim yılının 24 Eylül 2009 Perşembe | webceren | Eğitim Haberleri | 0 | 28-01-2009 22:03 |
Millî Eğitim 'ALO ÜŞÜDÜM' hattı kurdu | proksi | Eğitim Haberleri | 3 | 06-01-2009 01:04 |
ilçe milli eğitim egzersizimi onaylamıyor | YAGANIBA | Sohbet ve Tartışma | 16 | 22-10-2008 00:34 |
Reklam Alanı |