Köşe yazıları/Süper kadro-Savunma ve Şampiyon Fene

[adedeoglu]

Reklam Alanı

Süper kadro-Savunma ve Şampiyon Fener!..
#e1e6ec" SIZE=1>

id=post_message_43416>"Hücum ile maç kazanılır,savunma ile şampiyonluk."Bu sözü artık yeni jenerasyon genç antrenörler bile felsefe olarak benimsiyor ve oyuncularına öğretiyor.Şampiyon olacak bir takım kurmak istiyorsanız; genç,koşan ve savunma özellikleri kuvvetli olan oyuncuları kadronuza katmak zorundasınız.Artı bunlar kadronuzun çoğunluğunu oluşturmalı.Geri kalan oyuncular da tecrübeli ama onlar da mutlaka savunmacı olmalılar.Tabii genç oyuncular tecrübesiz olacak diye birşey de yok..Genç ama tecrübeli,yani her seviyede yüzlerce maç oynamış birçok oyuncu var.Yetenekli olması tabii ki ilk şart..Artık bu yetenekli,size'lı,savunmacı,savaşçı genç ama tecrübeli oyunculara maçlarda bol bol süre vermek ve sabırla güzel neticeleri beklemek gerekiyor.
Yetenekli demek; hücum özellikleri iyi veya bilinçli çalışma ile mutlaka iyi olacak demektir zaten.Savunma ise tamamen arzu,istek ve kararlılık gibi psikolojik ögeleri devreye sokmakla olur.Savunma için gerekli fiziksel özellikler ve güç de dayanıklılık,kondisyon ve kuvvet çalışmaları ile elde edilir.Bu oyuncu ağır ama yetenekli ve uzun ise( Oğuz Savaş ve Vidmar gibi),çabukluk ve sürat çalışmaları o oyuncuya özel olarak çalıştırılacaktır.Hem yetenekli ve uzun hem de süratli ve çabuk ise,(Ömer Aşık ve Semih Erden gibi)bu oyunculara bol bol hem kendi pozisyonunda hem de bir iki pozisyon aşağılarda bol bol fundamental çalışmaları yaptırılacak ve maçlarda daha fazla süre verilerek daha çabuk gelişmesi ve basketbola kazandırılması sağlanacaktır.Ancak olmazsa olmaz tek şart; mutlaka savunma yapacaklar,ribaund alıp,savaşacaklardır.

Bize de,alt seviyelerde de olsa, otuz yıllık antrenörlük hayatımızda birçok oyuncu tavsiye edilirdi.Şöyle uçar,böyle kaçar,öyle atar acaip sokar..vs.Ben dinlerdim sonra bir tek şey sorardım," Savunmacı mı,savunması nasıl?" Cevap kem küm ise bu oyuncuları ancak ikinci tercih olarak düşünürdüm.
Neyse biz gelelim konumuza..Fenerbahçe yetenekli, uzun,genç,tecrübeli ve savunmacı oyunculardan oluşan geniş kadro rotasyonu,savunması biraz zayıf olmasına rağmen,özellikle bu sene yaşına bakmadan bu özelliğini de geliştiren Mrsiç gibi bir star ile; müthiş savunması meşhur ancak hücumu biraz zayıf olan ama yaşına bakmadan çalışıp ve süre aldıkça da bu özelliğini özellikle şutlarını bu sene oldukça geliştiren Ömer Onan ile,Avrupa ribaund kralı tecrübeli Mirsad ile şampiyonluğu zaten fazlasıyla haketti..
Yukarıda özelliklerinden bahsettiğim 2.12'lik ikiz kule Ömer Aşık ve Semih Erden,2.10'luk Oğuz Savaş ve Vidmar ile Fenerbahçe önümüzdeki en az iki sene için pota altında Avrupanın en iyilerini kadrosunda bulunduruyor olacak.Bu alanda hiçbir transfer sıkıntısı ve düşüncesi olmayacak.Vidmar bizimkilerin yanında biraz sönük kalsa da onda da ışık vardı ve tecrübe kazandıkça bu uzun rotasyonunun önemli bir parçası olacaktır.Kaldı ki bu sezon çok iyi maçları da olmadı değil.
İkiz kuleler ve Oğuz Savaş ise artık Milli takımımızın uzun rotasyonunda çok önemli işler yapacaklarını bu sene ispat ettiler.Sanırım Ömer Aşık ve Semih Erden milli takımımızın ilk beşinde kendilerine yer bulacaklardır.İlk beşte olmasa bile maç içinde önemli süreler alacaklardır.
Defalarca yazdık söyledik.Bu ikiz kuleler savunma,blok,ribaund özellikleri,sürat ve çabuklukları ile takımda mümkün olduğu kadar birlikte çok oynamalı,veya biri oyunda çoğunlukla kalmalı,dedik.Ha bunların özellikleri Mirsad'da da üç aşağı beş yukarı olduğu için bu ikisi oyunda yoksa o zaman Mirsad uzun rotasyonunda mutlaka olmalıydı.Yani iki ağır uzun Oğuz Savaş ve Vidmar'dan biri,bu çabuk ikiz kule ve Mirsad'dan biri ile bir ikili oluşturmalıydı sistemde.Yani iki uzunlu sistemde.
İşte gördük son Telekom maçında.İkinci yarıda Semih ile Ömer Aşık uzun süre beraber oynadılar ve Telekom'un bütün hücum sistemlerini çabuklukları ile kapatıp,perdelemelerdeki switchlerde mismatch/yanlış eşleşme dezavantajlarını yaşamayıp,blokları ve caydırıcı özellikleri ile pota altını karartıp,rakibe ikinci hücum ribaundu şansı vermeyerek Telekom'un son direncini de kırdılar ve oyunu erken bıraktırdılar.
Ömer Onan,Allah nazardan korusun bu sene ikinci baharını yaşıyor diyebiliriz.Ha yanlış anlamasın,daha 5 yıl rahat rahat oynar bu enerjiyle.Maçın başından sonuna kadar köpek savunma yapıp müthiş enerji harcamasına rağmen delici penetreleri,fastbreak bitirişleri ve artık istikrarlı bir yüzdeyle attığı üçlükleri ile Semih Erden ve Ömer Aşık ile birlikte Milli takımın ilk beşinde o da yer bulacaktır artık sanırım.Kaldı ki,2 numara pozisyonunda yaşadığımız büyük sıkıntıyı da bu sene gösterdiği performans ile giderecektir bence Ömer.
Mili takıma girmişken bir iki cümle daha yapalım.Geriye kaldı,bir 3 numara ile 1 numara.3 Numarada Avrupa'nın ve dünyanın en iyisi zaten milli takımımızda.Hidayet Türkoğlu.Bu pozisyonun bence Hidayet'ten sonra Avrupada en iyi adamı da bizde.Ersan İlyasova.Şu 1 numarada da Solomon gibi bir oyuncumuz olsaydı tadından yenmez büyük başarılar bizi beklerdi.Kısa insanlardan oluşan 70 milyonluk bir ülkede Avrupanın en iyi uzunları yetişmesine rağmen,kısa pozisyonda özellikle point guard pozisyonunda istikrarlı bir veya iki oyuncu çıkaramamızda sorgulanması gereken bir durum.

Şimdi Tanjeviç'e gelelim..Tanjeviç ne olursa olsun,ne kadar geniş rotasyonlu bir kadro olursa olsun,Fenerbahçe Ülker'in şampiyonluğunda büyük pay sahibidir.Kaldı ki yıldız ve yıldız adaylarından oluşan bu kadar geniş rotasyonlu bir kadroyu idare etmek de her babayiğidin harcı değildir.
Tebrikler Tanjeviç.Her ne kadar hala oyuncu rotasyonunda yanlışlar yapsan da,o kadar hata kadı kızında da olur,sözünü hatırlayıp,bu genç oyuncuları basketbola kazandırdığın,Fener'in şampiyonluğunda pay sahibi olduğun,ve de takıma savunma yaptırdığın için tebrik ediyoruz.
İnşallah artık dünya yıldızlarından oluşan Milli takımın Avrupa ve Dünya şampiyonluğun da da pay sahibi olursun.
Tebrikler Fenerbahçe..Şampiyonluğu alnının akıyla hakederek kazandın..
İnşallah seneye Eruolig'de bir Final Four,Final ve şampiyonluk da gelir..
Fenerbahçe'de bunu getirecek oyuncular ve her türlü imkan mevcut..
Örnek alınası ve başarısı araştırılası bir takım Fenerbahçe Ülker..

Ahmet Dedeoğlu
Basketbol Antrenörü
RİBAUND Programı Editörü
www.potaforum.com
ahmet_dedeoglu57@hotmail.com
adedeoglu@potaforum.com

[enjoyment333]

tşkler

[binali]

Hocam...
Sitemize hoş geldiniz.Değerli yazılarınızı bekliyoruz.

[adedeoglu]

<a href="http://groups.yahoo.com/group/chelebi"
YILIN COACH'U!..

"Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar"
Dr. David J. Schwartz

Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler.Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. ****l zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler.Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar.

Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler.Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler.

Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler.Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı 'hayat dersi'ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar.

Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm'den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir.

Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yaşadıklarına 'cam tavan sendromu' denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır.

Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. İnsan inandığına denktir. Yapabileceği düşündüğü kadardır. </A>

Yukarıdaki yazı iyice incelendiğinde ve de basketbola uyarlandığında,sanırım basketbolun içindeki herkes kendine bir şekilde bir pay çıkaracaktır.
Biz yukarıdaki örneği konumuzla ilişiklendirip meramımızı anlatmaya çalışalım.
İki senedir televizyonda yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığım RİBAUND programında sezon sonunda yılın coachunu seçiyoruz.Bunu yaparken de birçok farklı faktörü ve kriteri aynı potada eritip,birarada değerlendiriyoruz.
Öncelikle o takımın ve coachunun hedefleri,sezon sonunda hedeflerine ulaşıp ulaşmadıkları ( bu hedeflerin arasında şampiyon olmak,play off'a kalmak,kümede kalmak,Türk basketboluna yeni yıldız oyuncular kazandırmak,Avrupada belirlenen hedeflere ulaşabilmek,doğru basketbol oynatmak vs.gibi hedefler olabilir ),o takımın bütçesi ve kadrosu,imkanları,vs.
İşte bu ve daha da ilave edebileceğimiz birkaç faktörün ışığında " Yılın Coach'u" konusunda herkesin bir görüşü vardır mutlaka.Mesela,Şampiyon Fenerbahçe'nin coach'u Tanjeviç,en azından Türkiye ligi şampiyonluğu hedefine ulaşmıştır.Genç oyuncuları Türk basketboluna kazandırmıştır.Bununla beraber Euroligdeki ve Türkiye Kupasındaki hedeflerine ulaşmışmıdır,onu bilemiyorum.
Beşiktaş coach'u Ergin Ataman,sezonun başında cesurca üç hedefi olduğunu beyan etmişti.Türkiye ligi-Kupası ve Uleb Cup şampiyonluğu..
Sonuçta iyi gitmesine,genel olarak çağdaş basketbolu takımına oynatmasına rağmen bu üç hedefe de ulaşamamıştır.
Galatasaray ve coach Murat Özyer,Türkiye ligi ve Kupasındaki hedefine ulaşamamıştır.Uleb Cup'taki hedeflerini bilmiyorum ama Final Four'a kalmaları başarıdır.Bununla beraber,sezon boyunca eldeki kadro ile doğru orantılı çağdaş bir basketbolu pek gözlemleyemedik.Üstelik Fatih Solak ve Cemal Nalga,Erdem Türetken gibi üzerlerinde durulup yeterli süre verilirse takıma çok faydalı olacağı bilinen oyunculara az süre verilip,gerektiği gibi kullanılamadı.
Efes,hepimizin malumu olan talihsiz bir sezon geçirdiğinden bu konuda bir analiz yapmaya gerek yok sanırım.
Türk Telekom,Türkiye kupasını kazanıp ilk hedefine ulaşmasına rağmen Uleb Cup'ta istediği sonucu yakalayamadı.Türkiye liginde ise Final oynamak ve elde edilen ikincilik başarı gibi gözükse de,özellikle Final serisinde Fenerbahçe'den,çok kötü savunma yaparak 4 maçta ortalama 100 sayı yemesi başarılarına biraz gölge düşürdü.

Bu sezon bizim gözlemlediğimiz kadarıyla,Şampiyon Fenerbahçe'nin haricinde hedeflerine ulaşan veya yaklaşan takımlar şunlardır.
Antalya B.B.,Karşıyaka,Casa Ted Kolejliler,Banvit,Oyak Renault ve Darüşşafaka.
Eldeki imkanları,kadro ve bütçeleri de göz önüne alınarak işte biz bu takımların coachları arasından yılın coachunu seçmeye karar verdik.
Tanjeviç sezon boyunca coaching hataları ve yanlış sistem ile maç kaybetti ki,eldeki süper kadroyla ters orantılı olan bu kayıplar,sezon sonunda final serisindeki üstün oyunla kazanılan şampiyonluğa rağmen, onu yılın coach'u seçmemize engel oldu diyebiliriz.
Neticede son yılların en çekişmeli sezonun yaşayan ve Avrupanın en zorlu ikinci ligi olarak tanımlanan Beko Basketbol liginde bütün takımlarımız ve coachlarımız stresi çok yüksek ve zor bir lig yaşadılar.Hepsi de ayrı ayrı tebrike layık.Aşağıdaki linkte sezon sonuna doğru yazdığım " Kalbi olan izlemesin " başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.Aydınlatıcı olacaktır.
http://potaforum.com/showthread.php?t=4194
Yukarıdaki takımlardan da elimine yaptıktan sonra biz üç coach arasından birini seçmeye karar verdik.
Antalya-Orhun Ene
Karşıyaka-Ahmet Kandemir
Darüşşafaka-Halil Üner
Bunları da yukarıda saydığımız kritelere göre değerlendirip," Yılın Coach'u" olarak Halil Üner'i seçtik.

Halil Üner,Darüşşafaka'yı almadan önce Daçka'nın iki galibiyeti vardı.Biz dahil bütün otoritelerce de düşecek iki takımdan biri olmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
Bu çok zor şartlarda Halil Üner zora talip oldu,Daçka'yı aldı.Yukarıda " Cam tavan sendromu " kıssamızda belirttiğimiz gibi önce kendi inandı.Sonra takımını inandırdı.Bu inanç ve kararlılıklar Darüşşafaka büyük bir çıkışa geçti.9 maç kazandı.Efes'e 102-100 kaybedilen maçta da Halil Üner,ilk yarıda 25 sayı farklı bitiren takımına o kazanma azmini ve pes etmeyen karekterini nasıl aşıladığını ikinci yarıda gösterdi.Fark kapandı ve neredeyse son saniyede Daçka bu maçı da alıyordu.Halil Üner gelinceye kadar küme düşmesine kesin gözüyle bakılan Daçka,bırakın düşmekten kurtulmayı,yine neredeyse Play Off'a kalıyordu.
Bütün bunları da takımına doğru basketbol oynatıp,inandığı genç Türk oyuncuları ve kaliteli iki yabancı ile yapıyordu.
Kararlılık ve İnanç gibi başarıda olmazsa olmaz iki psikolojik faktörü ruhunda yaşayan ve takımına da yaşatan Halil Üner nerdeyse imkansız denilen olaya kendi inandı ve takımını da inandırdı,sonra da başardı.
Bu konuda " Kararlılık ve İnanç " başlıklı yazım aşağıdaki linktedir.Çok eski bir yazı.Milli takımın Tanjeviç ile yaşadığı olumsuz dönemde yazmıştım.Konumuza da ışık tutar sanırım.
http://potaforum.com/showthread.php?p=27687#post27687
Tebrikler Halil Üner.Tebrikler Darüşşafaka..
Salon,tesis ve altyapı imkanları çok üst seviyede olan ama para sıkıntısı çeken Darüşşafaka'da çok şeyler yapılabileceğini birileri görmeli ve bu köklü basketbol okuluna el atmalı.Türk basketboluna Daçka türünde ama maddi imkanları da iyi olan kulüpler çok gerekli.
Pazar akşamı 20.15 de MELTEM TV'deki RİBAUND programında konuğum Halil Üner idi.Doyumsuz ve çok ilgi çekici bir sohbet ettik kendisiyle.Onu yakından tanımama rağmen benim bile bilmediğim o kadar çok özel anıları ve başarıları çıktı ki ortaya böyle değerli bir coach'a sahip olduğumuz için ülkemin insanı olarak çok gurur duydum.
Yeri gelmişken,programda anlattığı,birkaç başarı hikayesini burda kısaca zikredeyim.
Halil Üner Fenerbahçe'nin başındayken her iki tarafın yöneticileri ile mutabık kalarak 2.Ligdeki Paşabahçe takımını da çalıştırır.Aynı sezonda iki takım yani.O sezon Paşabahçe'yi 1.lige çıkarır.Fenerbahçe'ye de 1.ligde final oynatır.
21 yaşında basketbol antrenörlüğüne başlar.-ki beraber başlamıştık ve aynı semineri bitirmiştik, burası malumum-İlk çalıştırdığı Ankara Şekerspor Yıldız takımını 40 maçta 40 galibiyetle Namağlup Türkiye şampiyonu yapar..
Daha neler var neler kariyerinde çoğumuzun bildiği.Ancak bilmediklerimizi de kendi ağzından dinlemek ve izlemek isterseniz,bu gece 20.45'de MESAJ TV' de dün akşamki RİBAUND programının tekrarı yayınlanacak.Bu doyurucu ama bir o kadar da doyumsuz sohbeti izlemek isteyenler Kablolu ve uydu kanalıyla yayın yapan Mesaj TV'de RİBAUND programının tekrarını bu akşam kaçırmasınlar.
Ahmet Dedeoğlu
RİBAUND Programı Editörü
Basketbol Antrenörü
www.potaforum.com
ahmet_dedeoglu57@hotmail.com

[sule]

çok teşekkürler...

[webmaster]

Hocam bu değerli yorumlarınız ve yazılarınız çok teşekkür ederim.