![]() |
![]() |
#1 |
Administrators
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10 ![]() |
![]() Reklam Alanı
DÜNYADA FUTBOL İlk zamanlardan bu yana, küre şeklinde yuvarlanan cisimler bir oyun ve spor aracı olarak insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Günümüzde de topla oynanan birçok oyun vardır. Ancak top oyunu denildiğinde genellikle akla ilk gelen oyun futbol olmaktadır. Günümüzde büyük kitlelerin ilgilerinin odak noktası olan futbol oyununun, ilk olarak ne zaman ve nerede oynandığı bilinememektedir. Zamanımıza kadar ulaşan bazı tarihî buluntulardan çıkartılan sonuçlara göre, ayakta oynanan top oyunlarının Sümerlere kadar uzandığı görülmektedir. Yine aynı araştırmalarla M.Ö. 2500 yıllarında Çin’de, İmparator HuangTi’nin askerlerinin, toprağa dikilen iki direk arasından bir topu geçirerek yarışmak şeklinde idman yaptıkları ortaya çıkmıştır. Onar kişiden oluşan iki takım dört köşeli oyun sahasında, dışı deriden yapılmış içi tüy dolu bir topu, fileyle örülmüş ve 5 metre yüksekliğindeki iki direk arasından geçirmeye çalışıyordu. Bu oyunun ismi "ts’u kü" olarak bilinir. Yedinci yüzyıldan sonra Japonya’da "kemari" olarak bilinen ve topu yere değdirmeden hep havada tutmayı amaçlayan bir oyun oynanmaktaydı. 1683 yılında 5158 vuruşla topu havada tutma rekoru kırılmıştır. Tarihe ışık tutan bir belge olan Kaşgarlı Mahmut’un Divanı Lügat’it Türk’ünün birinci cildinde, Hıtayı Name, Baybars Tarihi ve Ayasofya Kütüphanesi’nin 3029 numarasında kayıtlı kitaplarda, Eski Türklerin futbol oyununun çok benzeri olan "tepük" oyununu oynadıkları ve bu oyunun kurallarının futbolunkilere çok benzediği açıkça belirtilmiştir. Eski Mısır uygarlığına ait duvar resimlerinde rastlanan top oynayan insan figürleri de, futbolun o devirlerde oynandığını göstermektedir. Ayrıca Yunanlı şair Homeros’un "Odissea" aldı eserinde de top oyunlarından bahsedilmektedir. Jül Sezar dönemindeki Romalılar ile Harun Reşit yönetimindeki Arapların topla oyunlar oynadıkları belgelerde yer almaktadır. Eski Yunan şehirlerinden Sparta’da, M.Ö. 100 yılında futbol belirli kurallarla oynanmıştır. On beşer kişilik takımlar arasında oynanan ve özellikle askerlerin önemli bir idman sporu olan bu oyuna, Yunanlılar "Episkyres" adını vermişlerdir. Günümüz modern futbolunun temeli olan "harpastum" ise, Romalı askerler tarafından oynanan ve "Episkyres"den esinlenerek Yunanistan’dan alınan bir oyundur. Ayakla olduğu gibi, elle de oynanabilen bir futbol türü olan harpastumda amaç önce topu kapmak, sonra da el ve ayak vuruşları ile rakip savunma alanına götürmektir. Sert kurallara sahip olan harpastum Romalı askerlere savaş taktiklerini daha kolay uygulama ve manevra yeteneklerini geliştirme imkânı sağlamıştır. Oyuncuların aldıkları değişik görevler nedeniyle harpastum bugünkü futbol için bir çıkış noktası olmuştur. şöyle ki, takımların sahaya dizilişinde ilerideki üç oyuncu, topu rakip çizginin ötesine taşımakla görevli "hücum hattı"nı oluşturmuş, hemen geride kalabalık bir "destek birliği" ve en geride de kale çizgisini koruyacak "muhafızlar" yer almıştır. Amerika’da ise futbolun izleri oldukça eskidir. İtalyanlar ve İspanyollar, futbolu Güney Amerika’ya götürenlerin kendileri olduğunu ileri sürmekteyseler de, Meksika ve Peru yerlilerinin futbola benzer oyunlar oynadıkları bazı tapınak ve anıtlarda yer alan duvar kabartmaları ve heykellerden anlaşılmaktadır. Aztek’ler "tiachtli" ya da "ulama" ismini verdikleri bir top oyunu geliştirmişlerdir. Pek çok türü olan bu oyunda, iki takımla oynanan oyun çok popülerdi. Yüksek duvarlarla çevrelenmiş, dikdörtgen sahada oynanan oyunda amaç, elleri kullanmadan kauçuktan yapılan topu taştan bir çemberden geçirmekti. Topu çemberden geçirmek çok zordu ve birçok karşılaşma puanlama ile bitiyordu. Aztek medeniyetinde bu oyun savaşlar ve zaferler kadar önemliydi. Amerika’nın kuzeyinde ise Kızılderililer "savaşın küçük kardeşi" ismini verdikleri bir top oyunu oynuyorlardı. Kızılderililerin oyuna bu ismi vermelerinin nedeni çok sert geçen yarışmada ölümlerin yaşanmasıydı. Maçı kazanan takım rakip oyuncuların saçlarını ve bir parmağını keserek alıyordu. Futbolun kökenini araştıran tarihçi Montague Shearman bu oyunun başlangıcını bulmanın zorluğundan bahsederek, Fransızların İngilizlerden daha önce futbol oynadığını belirtmektedir. Ortaçağda Romalı askerler ve Fransızlar tarafından oynanan "La Soule" oyunu, futbolla da büyük benzerlikleri olan bir oyundur. La Soule, Roma orduları sayesinde Galya’ya götürülmüş ve hızla yayılmıştır. Oyuncu sayısının sınırsız tutulduğu bu oyun, bazen aralarında büyük çekişmeler bulunan kasabalar ve köyler arasında bir üstünlük mücadelesi olarak ilgi görmüştür. Futbolun Avrupa’daki gelişimi, büyük bir tartışma konusudur. Fransızlar futbolun en ilkel şekillerinden olan la soule’ü akıncı Normanlar sayesinde İngiltere’ye götürdüklerini iddia etmişler, buna karşılık İngilizler de bu oyunu kendilerinin Normanlardan önce oynadıklarını savunmuşlardır. İtalyanlara göre de futbolu İngiltere’ye Jül Sezar’ın lejyonerleri götürmüş ve Londra’daki halka bu oyunu öğretmişlerdir. İtalya’da da futbola benzer bir oyun oynanmaktaydı. Fakat bu oyunda, oyuncuların bellerinde taşıdıkları kamalar vardı ve sahada ölümüne bir oyun sergilenmekteydi. Çelme takmak, ayağa vurmak serbestti ve topa ayakla vurmak gerekiyordu. Bazı oyuncuların oyun sırasında kama üstüne düşerek ölmesi nedeniyle "ölüm oyunu" olarak da bilinmekteydi. İngiltere'de futboldan söz edilen ilk yazılı belge "Descriptio Nobilissimae Civitatis Londoniae" adlı 1174 yılına ait bir eserdir. Bu kitapçıkta spora ve zaman geçirmeye ait bölümde şöyle bir ifade yer alıyor: "Her öğle yemeğinden sonra kentin (Londra) gençleri meşhur top oyunu (pila) için sahalara koşuyor. Çeşitli sınıflardan öğrencilerin topları var ve şehrin ticaretle iştigal eden kesiminin de ellerinde bir top var. (Top tarif edilmiyor.) Yaşlılar, babalar ve zenginler at sırtında gelip gençlerin karşılamalarını izliyor..." Kaynağı ne olursa olsun, İngiltere’de futbol 12. yy.dan itibaren oynanmış, halk ve soylular tarafından çok sevilmiştir. Ancak zamanla kasabalar, köyler arasında büyük bir rekabete dönüşen futbol, kamu düzenini bozmaya başlayınca ve okçuluğa olan ilgiyi azaltması nedeniyle; 13 Nisan 1314 tarihinde Kral II. Edward’ın buyruğuyla bütün ülkede yasaklanmıştır. Böylece futbol oyunu kötüleşmiş, futbol oyuncuları da aşağılanmıştır. Tüm bu kısıtlamalar, İngilizlerin futbola olan sevgisini ortadan kaldıramamıştır. İtalya’ya sığınmış olan Kral II. Charles taraftarları olan soyluların, İngiltere’ye döndükten sonra İtalya’ya götürdükleri "giyoca del calcio"yu yaymaya çalışmalarının da bunda rolü olmuştur. İtalyan futbolu olan "diyoca del calcio" belirli kuralları olan ve günümüz futbolunu andıran bir oyundur. Tıpkı eski Türklerde tepmek, tekmelemek anlamını taşıyan "tepük" gibi "calcio" sözcüğü de İtalyanca’da tepmek, tekmelemek anlamını taşımaktadır. Futbol, Rönesans boyunca "yasa dışı oyunlar" listesinde yer almıştır. 1576 yılına ait kaynaklar, 'yüzlerce kişinin "footeball" denilen bu yasa dışı oyunu oynadığı ve yine bu oyun yüzünden ölümlerin ve ciddî yaralanmaların meydana geldiğini belirtmektedir. 1583 yılında İngiltere’de futbol, ilk defa bazı basit kurallara bağlanmış, oyunda sertliği önleyici önlemler ile, hakem seçiminde yeni uygulamalar getirilmiştir. Richard Stanyhurst'un 1577’de kaleme aldığı "İrlanda'nın Betimlenmesi" adlı eserinde "He bear the ball to the goale." (Topu kaleye taşıdı.) ifadesi yer alır. Philllip Stubbes, "Tecavüzlerin Anatomisi" adlı eserinin önemli bölümünü futbola ayırıyor ve bu oyunun İncil'in Sabbath Günü ilkesine aykırı olduğunu ilân ediyordu. Bu "şeytanî" oyunun Sabbath ya da Tanrı'nın herhangi bir günü oynanmasının yasak ve lânetlenmiş olduğu belirtiliyor, futbolun "kanlı ve ölümcül" bir oyun olduğu ifade ediliyor ve tüm oyuncular iyi birer Hristiyan olarak birbirlerinin bedenlerine iyi davranmaya davet ediliyordu. FIFA BAŞKANLARI Kuruluşundan itibaren sırasıyla FIFA başkanları: ROBERT GUÉRIN; Fransa, 1904-1906. DANIEL BURLEY WOOLFALL; İngiltere, 1906-1918. JULES RIMET; Fransa, 1921-1954 (1954’te FIFA Onursal Başkanlığına atandı). RODOLPHE W. SEELDRAYERS; Belçika, 1954-1955. ARTHUR DREWRY; İngiltere, 1955-1961. SIR STANLEY ROUS; İngiltere, 1961-1974 (1974’te FIFA Onursal Başkanlığına atandı). JOÃO HAVELANGE; Brezilya, 1974-1998 (1998’de FIFA Onursal Başkanlığına atandı). JOSEPH S. BLATTER; İsviçre, 8.6.1998’de seçildi. 1846 yılında Londra’nın Cambridge Üniversitesi tarafından kaleme alınan bu yenilikler, 1862 yılında biraz daha genişletilmiştir. Takımların on bir oyuncu ile karşılaşacağı, topa elle müdahalenin yasak olduğu ve ofsayt kuralından söz edilmesi getirilen bu yenilikler arasındadır. Bu arada okullar arası futbol maçları düzenlenmeye başlamış ve 1857’de ilk futbol kulübü "Sheffield Club" faaliyete başlamıştır. 26 Ekim 1863 tarihinde de modern futbolun doğumunu müjdeleyen İngiliz Futbol Birliği (Football Association) kurulmuştu. FA, futbol konusunda dünyada kurulan ilk millî federasyondur. 1862 yılında futbolun on birer kişilik takımlar arasında oynanması kararı alınmıştır. 1871’de kalecinin topu elle tutması, on beş kulübün katılımıyla FA Kupası karşılaşmaları, 1873’te korner atışlarının kabulü, 1875’te topa kafa ile vurma izni, 1888’de de İngiliz Profesyonel Futbol Ligi’nin başlaması önemli gelişmelerdir. Zaman içerisinde hızla yayılan futbolda, 1884 yılında profesyonelleşme gündeme gelmiş ve bunu 1888’de profesyonel futbol ligi karşılaşmalarının başlaması izlemiştir. Bundan sonra futbol, İngiltere’den Avrupa’ya ve tüm dünyaya yayılmış, 1886 yılında futbol kurallarının uygulanması, değiştirilmesi, anlaşmazlıkların çözülmesi için 1882 yılında kurulmuş bulunan INTERNATIONAL BOARD, en yetkili kurum olarak ulusal federasyonlarca tanınmıştır. Evrensel bir spor olan futbolda uluslar arası karşılaşmaların artması üzerine, 1904 yılında Uluslar Arası Futbol Federasyonu (Federation International de Football Associations) FIFA kurulmuştur. Futbol sporu, temelinde her ülkenin federasyonları ve en üstte FIFA’nın bulunduğu piramit şeklinde örgütlenmiştir. Merkezi Zürich’tedir. FIFA ve ulusal federasyonlar arasında beş tane konfederasyon yer alır. Bunlar UEFA (Avrupa Futbol Birliği), Güney Amerika, Kuzey Amerika, Afrika ve Asya Konfederasyonları’dır. International Board da FIFA bünyesinde yer alır ve 20 futbol adamından oluşur. Bu kurul değişmeyen futbol kuralarının çağdaş ölçülere göre uygulanmasını sağlamak için çalışmalar yapar. Federasyonlar, ulusal federasyonlar ve kulüpler FIFA’nın mutlak denetimi altındadır. Ulusal federasyonlar, kendi maçlarını kendileri düzenlerler. Bunlar genellikle şampiyonluk ve kupa maçlarıdır. Uluslar arası müsabakalardan Avrupa şampiyon Kulüpler Kupası, Kupa Galipleri Kupası, UEFA Kupası ve Avrupa Kupası, Konfederasyonların, Olimpiyat Oyunları Futbol Turnuvası ve Dünya Kupası ise FIFA’nın denetimi altındadır. FIFA tarafından düzenlenen ilk Dünya Kupası (Jules Rimet Kupası) maçları 1930 yılında Uruguay’da yapılmış, aynı yıl Dünya Kupası karşılaşmalarının Olimpiyat Oyunları arasında dört yılda bir oynanmasına karar verilmiştir. 1954 yılında kurulan Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA)’nin düzenlediği Avrupa şampiyon Kulüpler Kupası 1956 yılında, Avrupa Kupa Galipleri Kupası ise 1963 yılından itibaren oynanmaya başlamıştır. 1970’li yıllardan sonra futbol maçlarında gözle görülür bir seyirci artışı olmuştur. Futbola ilginin artması, futbolun kalitesini yükseltmiş, yeni taktiklerin denenmesine neden olmuştur. Özellikle Avrupa futbolu büyük bir gelişme göstererek, Lâtin Amerika futbolunu gözden düşürmüştür. 1985 yılında Heysel’de LiverpoolJuventus maçında çıkan olaylarda 33 futbolseverin hayatını kaybetmesi, dünya futbol tarihi adına unutulmaz bir acıdır. Belçika’da meydana gelen ve İngiliz holiganların yol açtığı bu olay, İngiliz takımlarının beş yıl süreyle kupalardan uzaklaştırılmasıyla cezalandırılmıştır. 1990 yılında ise İngiliz takımları kupalarda tekrar oynayabilme hakkını elde etmişlerdir. 1988’de Katmandu Stadı çıkışlarının tıkanması nedeniyle 70 izleyici ölmüş, 1989 yılında ise İngiltere, Sheffield stadında tarihinin en büyük spor faciasını yaşamış, seyircilerin güvenlik tellerine takılarak ezilmesi sonucu 95 izleyici hayatını kaybetmiştir. 1991-92 futbol sezonunda, oyunu süratlendirmek ve daha çok gol atılmasını sağlamak amacıyla FIFA, oyun kurallarını yeniden gözden geçirerek önemli değişiklikler yapmıştır. 1995 yılında Avrupa Adalet Divanı’nın Belçikalı futbolcu Bosman’ı haklı bulması Avrupa Birliği ülkelerinde transfer sistemini altüst etmiş, UEFA 1996 yılından başlayarak yabancı transferini serbest bırakmıştır. Diğer yandan her geçen gün yenilenen kurallarla modern futbol seyri hoş, hızlı ve bol gollü bir oyun hâline gelmiştir. = o ns = /> |
![]() |
![]() |
Reklam Alanı |
![]() |
#2 |
Moderator
Üyelik tarihi: Ağu 2007
Bulunduğu yer: OSMANİYE
Mesajlar: 2.034
Teşekkürleriniz: 13
32 Mesajına 54 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 ![]() |
![]()
tşkler
__________________
GÜL SUNAN BİR ELDE DAİMA BİR MİKTAR GÜL KOKUSU KALIR... |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Üye
Üyelik tarihi: Kas 2007
Mesajlar: 56
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 ![]() |
![]()
çok güzel sağolun
|
![]() |
![]() |
![]() |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
dünyada, futbol |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dünyada badminton | webkerem | Badminton | 0 | 03-02-2012 18:18 |
Dünyada Kaç Bilgisayar Var? | Bilgisayar ve Eğlence | 3 | 13-02-2010 22:48 | |
Dünyada Taekwondo | webmaster | Taekwondo | 1 | 16-08-2009 18:26 |
Voleybol Federasyonundan Dünyada Bir İlk | hat64 | Voleybol | 4 | 05-11-2008 20:22 |
Dünyada ve Türkiye'de Futbol Hakemliğinin Başlangı | webmaster | Futbol | 1 | 13-02-2008 20:32 |
Reklam Alanı |