15-03-2007, 00:37 | #1 |
Administrators
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10 |
Reklam Alanı
Amatör kelimesi; bir işi para kazanmak için değil, zevk için yapan kimse için kullanılır. Antik olimpiyatlarda şampiyon olan sporcu önceleri defne dalı ile ödüllendirilmişti. Daha sonraları değerli hediyelerle de ödüllendirilen şampiyonlar temsil ettikleri kent ve devletlerin adlarıyla anılarak tarihe geçmişlerdir. Eski Yunanlıların sporu erdemli yurttaşlar yetiştirmek için vazgeçilmez bir araç olarak görmelerine karşın Romalılar sporun daha çok gösteri ve eğlence yönüne değer vermişlerdir. “Bu anlayışta MS 393 yılında Romanın Hıristiyanlığı kabul etmesi ve Romalıların olimpiyatları ilkel dini bir tören olarak kabul etmeleri, İmparator Theodosius’un olimpiyatları yasaklaması ile uzun bir dönem sessizliğe gömülmüştür.” İnsanlığı ve tabii ki sporun karanlık dönemi olarak anılan ortaçağda spor adına her şey yasaklandı. Bu yasaklama modern olimpiyatlara kadar devam etti. Modern olimpiyatların kuruluş çalışmalarında Baron Pierre de Cubertin yönetiminde spor etkinliğinden para kazanmayan kişilerin yarışacağı geniş katılımlı bir olimpik çerçeve oluşturuldu bu konuda yaşanan bir örneği, dönemin amatörlük anlayışını göz önüne sermesi bakımından önemli olduğu için burada alıntılıyorum: “Jim Torpi, 1912 Olimpiyat Oyunlar’ında şampiyon olarak madalya kazanır. Fakat daha sonra para karşılığı top oynadığı tespit edilince madalyası geri alınır”. Modern olimpiyatların ilk yıllarındaki bu tutum günümüze kadar sürdürülebilseydi amatörlük, sporcularca korunabilirdi. Değişik yaş gruplarındaki yerel karşılamalardan uluslar arası organizasyonlara kadar pek çok karmaşık organizasyon dizgesinde yer alan kişi, sporda para kazanmadan bu kadar yoğunlaşabilir mi? Özellikle sporun meslekleşmesi ile beraber yeni bir kavramla karşılaşıyoruz; bu kavram profesyonelliktir. Profesyonelin keline anlamında; meslek edinen, yaptığı işten kazanç sağlayan, işin uzmanı gibi içerikler vardır. Sporda erdemin, dürüstlüğün çökmesinde para ile spor yapılmasının, profesyonelliğin önemli katkısı olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda savaştan çıkan bir toplumu “yeniden” bir araya getirmenin coşturmanın araçlarından birisi olarak spor ülke yönetimince önemsenmiştir. Bu yıllarda toplumun değerleri içinde amatörce spor yapmak da vardır. Spor ahlakında yaşamsal belirleyicilik, kurallara uymakla görevlendirilen sporcu ile başlar. Sporcuyu, özellikle çağdaş sporcuyu tanımlamada Galen şöyle der: “Sporcular beyin olarak gelişmemiş olarak gelişmiş yaratıklardır”. Hipokrat’ın öğrencisi Galen, Antikçağ gladyatör okulunda çalıştığı süre içinde sporcuları iyileştirmek için (sağlıklarına kavuşturmak için) çaba sarf eden kişidir. Günümüzün sporcusu ise, beyin ve kastan oluşan bir makine, bedeni bir araç olarak kullanan bir teknisyen, bir bilim adamıdır”. Antik Yunan’ın özgür yurttaşları meslek sporculuğu ortaya çıkıncaya kadar yarışmacı ve amatördüler. Meslek olarak sporculuk yine ilk girişimlerini Antik Yunan’da bulur. Günümüzde amatörlük, olimpiyatlara katılabilme kaygısıyla korunan bir statü idi. Son olimpiyat oyunlarına profesyonel basketbolcuların alınması ile bu statü çiğnenmiştir. Amatörlük kavramını dört başlıkta toplayan Kurthan Fişek şu ayrımlara dikkat çeker: 1- Özellikle uluslar arası düzeyde en sık rastlanan amatör sporcu, spor araç-gereç yapımcıları ile yarış düzenleyicilerinden para alanlardır. 2- Sporda sağlanan gelirlerin akademik çalışmayı desteklemek için kullanıldığı Birleşik Amerika yüksek öğrenim ortamında, akademik hiçbir koşul aranmaksızın üstün sporculara dağıtılan burslarla yan ödeme olarak kullanılan iş, yemek, barınak ve diplomalar biçiminde gelişmiştir. 3- Yerel girişimcilerin parasal desteği ve fabrika sahiplerinin koşullu izinleri ile 1870’lerden sonra işçilerce kurulduğunu bildiğimiz fabrika takımlarının uzantısı sayılması gereken müessese kulüpçülüğüdür. 4- Sosyalist ülkelerde gelişen, devlet amatörlüğüdür. Amatörce yapılan işlerde, aranan gönüllü katılım, sağlıklı olma ve gelişme, bir eyleme bağımlılıkta spor etkinliği söz konusu olunca farklı bir durumla karşılaşılır. Amatör bir ressam zevk almak, kendini tatmin etmek, yakaladığı anı değerlendirmek ve benzeri özsel değerleri için kimseden bir karşılık beklemeden resim yapar. Onun fırça izleri, kalem oynatmaları bir değer ortaya çıkarır. Bu değer kalıcı bir üründür. Sporda ise ürünü ortaya koyan sporcudur. Amatör bir sporcunun ortaya koymaya çalıştığı ürün (spor etkinliği, maç, gösteri) ise kaybolmaya, unutulmaya mahkumdur. Etkinlikte bulunan niteliğinin, kimliği ile beraber önem kazandığı günümüz spor dünyasında ancak yıldız sporcular değerli ürünler ortaya koyabilirler inancı hakimdir. Oysa her toplumun çok az yıldız sporcusu vardır. Onlar olmasa da spor var olacaktır. Her toplum kendi aydınını, yazarını, felsefecisini, sanatçısını kendi içinde yetiştirdi gibi sporcusunu da yetiştirecektir. Ancak bugün spora yön veren ve sporcu ticari bir sektör olarak görenlerin, toplumun kendi içinden yetişen öz değerlerini görmezden gelmeleri, amatörlük profesyonelli bağlamında tartışılmalıdır. Spor eyleminde sporcu ve çalıştırıcının içinde yaşadığı kendi sosyal toplumuna yabancılaşmayı getiren bu tür yaklaşımlar, ülkesinde yıldızı sönmüş pek çok sporcu ve çalıştırıcıyı ülkemiz spor alanlarına getirmiştir. Yugoslav, Alman, Rus, Bulgar, Romen, Polonyalı, Afrikalı ve Asyalı pek çok sporcu ve antrenör çok yüksek paralar karşılığı (profesyonellik gereği) sahalarımızda performanslarını ortaya koyarlar. Onların kendi ulusal sporcu kimliklerinin ötesinde sporumuza getirdiği zenginlik ne olabilir? Geleneği, göreneği, spor kültürü farklı ülkelerin insanları sahada bir araya gelirler. Saha içi ve saha dışı tutumları, ahlak anlayışları bize ne kadar benzer? Spor kültürümüze katkıları, aldıkları maddi değerlerle karşılaştırılabilir mi? Yapılan işin karşılığı sadece para olabilir mi? Dilimizi konuşamayan antrenör çevirmenin aracılığı ile uyumlu bir takım çalıştırabilir mi? Aynı şekilde Avrupa veya Afrika’nın kozmopolit bölgelerinden popüler bir sporcuyu transfer ederek aynı başarıyı burada gösteremeyince kovulmaktan beter eden tutumu, gelişmekte olan ülke sendromu ile açıklamak doğru olabilir mi? Antrenör veya sporcu oyun içinde anlık tutumlara karşı aynı dili kullanmadan doğru bir tepki gösterebilir mi? Bütün bu sorular ayrıntılı irdelenmelidir. Sporcu, antrenör ve spor gazetecisi spor ahlakının olgunlaşmasında veya yozlaşmasında sorumluluk sahibidir. Spor dünyası dediğimiz aktif ve pasif tüm kitle (üreten, pazarlayan ve seyreden) spor ahlakından sapmadan çalışabilir, buna bir katkı sunabilir mi? Eğer spor bugün amatörlükten iyice uzaklaşmışsa ve sporun her alanında profesyonellik söz konusu ise sporcu-antrenör-yönetici ve spor yazarı, spor ahlakının oluşumunda ve gelişiminde etkendirler. Hümanist, demokrat ve çağdaş değerlerle kuşatılmış sporun etkin kesimleri, etkileşimde bulundukları tüm kesimlerlerce dikkatlice izlenirler. Olumlulukları ait oldukları gruba mal olur olumsuzlukları da içinde yaşadıkları topluma mal olur, Tanju Çolak örneğinde olduğu gibi. Sporcuların, antrenörlerin, spor yöneticilerinin toplumun yaşam standardının ötesinde bir yaşam sürme eğilimleri vardır. Bu eğilim, içinde yaşanan kapitalist sistemin doğasına uygundur. Parası olan her türlü isteğini karşılar; burada spora yüklenilen misyonlardan birisi de, toplumu erdemli kişiler ve centilmenler topluluğuna dönüştürmedir. Bir zamanların centilmen amatörlerinden profesyonel spor işçilerine gelinceye dek, alınan yol hayli uzundur. Üretimin bir alanı olarak spor, sanayisi hızla büyüyen bir sektördür. Bugün bu sektör; sporun amatör, profesyonel olarak kendi düzeyde ve nasıl yapılacağına yön vermeye çalışmaktadır. “Herkes spor yapabilir.” “aerobik yaparak genç kalın”. “Step her yerde yapılabilir”. “Uzun yaşamın sırrı düzenli spor yapmaktan geçer”. Bu ve benzeri sloganlarla satacağı ürünün pazarlayan sektör, kullanılan ürünün ortaya çıkarabileceği olumsuzlukları görmek istemez. Amatör bir sporcu, kullanım değeri az olan, çabuk yıpranan malzemelerle spor yapar. Profesyonel bir sporcu ise kendisi için özel yapılan malzemeler kullanır. Statüsü, kullandığı malzemesi ve rolü her an değişim içindedir. Rolü gereği, görevi başarmak olan profesyonel sporcunun başarısızlık yaşaması kendisinde ve çevresinde kaygı oluşturur. Çevreden gelen değişik baskılar gerek oyuna, gerekse sporcunun özel yaşamına ket vurur. Profesyonel sporcu, teknik direktör, antrenörler ve diğer sözleşme ile çalışanlar anlaşmalarının gereğinin her zaman yerine getirmezler. Çünkü, kulüpler kiraladıkları bu kişilerden istedikleri verimi alamadıklarında anlaşmalar bozulur. Milyarların döndüğü spor ortamında amatörlük anlayışı tam geliştirilmeden, “spor kitlelere mal olmadan” sporun profesyonelleşmesi insanları bu etkinliğe yabancılaştıracaktır. Amatör-profesyonel ayrımını en aza indirmek spor estetiği ve ettiğini ön plana çıkarmakla mümkün olur. Toplumsal altüst oluş sürecini hızla yaşadığımı son 15-20 yıl içerisinde daha da derinleşerek süren ekonomik kriz spora da yansıyor. Sporun amatörce yapıldığı dönemler artık amatörlerin anılarında kaldı. Sistem, her alanda kişileri yarıştırıyor. İlkokuldan, yükseköğrenime kadar sınavlar hep birer yarışmaya dönüşmüştür ve kazananlar ilerleyecek, kaybedenler elenip kaybolacaklar. İşte kendi başına yapıldığında bir değer olan spor, performans için yapıldığından pazarda değerli kılınmaya başlandı. |
Reklam Alanı |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
amatörlükten, pazarlamaya, profesyonel |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Profesyonel sporcularin İŞ kanunu karŞisinda durumu | binali | Futbol | 0 | 04-10-2010 18:28 |
Profesyonel Futbolcuların Hazırlık Sezonu.. | binali | Futbol | 3 | 04-08-2010 16:49 |
Amatör ve profesyonel futbolcuların alt ekstremite | binali | Spor Sakatlıkları ve İlk Yardım | 0 | 21-11-2009 23:36 |
PROFESYONEL SPORCULAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ | binali | Sporcu Beslenmesi | 0 | 10-12-2008 16:54 |
Profesyonel Voleyboll | missolakpasör | İstek Bölümü | 18 | 11-06-2008 11:19 |
Reklam Alanı |