AB ve Beden Eğitimi

[mutluoner]

Reklam Alanı

İngiltere Başbakanı Tony Blair'in önceki gün gazetelerde ilginç bir fotoğrafı vardı. Eşofmanını ve spor ayakkabılarını giymiş öğrencilerle spor yapıyordu. Bundan çok keyif aldığı da yüz mimiklerinden fazlasıyla belli oluyordu.


Blair, öğrencileri spor yapmaya neden özendiriyor? Daha da önemlisi, bu amaçla, bütçeden 1.3 katrilyon lira niye ayrıldı? Gerekçesi çok ilginç: Amerikalılar gibi olmamak için!


Bilindiği gibi Amerikalıların en önemli sorunu, ne doların tepetakla olması ne de Irak. Obezite, yani aşırı şişmanlık, tüm yaşantılarını altüst etmiş durumda. Genetikleri bile bozuldu. 8-10 yaşındaki çocuklar dahi 100 kilonun üzerinde.


Şişmanlığa karşı topyekûn savaş açan İngilizler, bunun sözde kalmaması için çareyi sporda buldular. Okullardaki Beden Eğitimi derslerinin saatleri artırılmakla kalmadı, daha etkin geçmesi için kampanya başlatıldı. Amaç; daha sağlıklı nesillerin yetişmesi...


Kafamızı hemen bu tarafa çevirip, Türkiye'de bu konuda neler oluyor diye baktığımızda ise tam bir hayal kırıklığıyla karşılaşıyoruz. Aktif spor yapan öğrenci sayısı yüzde 1 bile değil. Okulların çok azı dışında ne Beden Eğitimi dersi yapacak spor altyapısı mevcut ne de bu yönde bir istek söz konusu. Oysa on binlerce işsiz Beden Eğitimi öğretmeni atama bekliyor.


Beden Eğitimi derslerinin etkin hale gelmesi için ille de Amerikalı ve İngilizler gibi kilo sorunu mu yaşamamız gerekiyor!..


Bu dersler kalkmasın


Okullarda Beden Eğitimi gibi angarya görülen ve geçiştirilen iki ders de Ev Ekonomisi ve İş Teknik Eğitimi. Bu derslerin müfredata girme amacı öğrencileri daha üretken hale getirmekti. Hakkıyla uygulansa çok da yararlı olacak ama daha etkin kılınacağına, kaldırılıyormuş. Pes doğrusu.


Ezberci ve teorik eğitimden zaten gına geldi. Öğrencilere nefes aldıracak, hayata hazırlayacak zaten birkaç ders vardı. Kaldırılması, şaşkınlığın da ötesinde çocuklara ve eğitim sistemimize atılmış en büyük kazık olur.


Hep şöyle demiyor muyuz: Dağların, nehirlerin uzunluğunu bilen, bitkilerin solunum sistemlerini ezbere çizen öğrenciler, evde sigorta atsa saramıyor. Söküğünü dikemiyor. Teorik bilgilerini en basit şekilde uygulamaya dönüştüremiyor...


Milli Eğitim Bakanlığı, işte bu nedenle, müfredatta değişikliğe giderken çok dikkatli olmalı. Zaten fazla olan akademik derslerin sayısını artırma yerine Beden Eğitimi, Müzik, İş ve Teknik Eğitimi, Ev Ekonomisi gibi derslerin ve sosyal etkinliklerin sayısını yukarılara çekmelidir. Çünkü okulları ve eğitimi sevimli hale getiren dersler, o dersler ve o etkinlikler.


Ev Ekonomisi dersinde yaşam kültürüyle birlikte A'dan Z'ye beslenme konuları öğretilse fena mı olur?


Eskiden Tarım dersi vardı. O da kaldırıldı. Ağaçları, böcekleri, çiçekleri o derste öğrenmiştik. Şimdiki çocuklar ne ağacı tanıyor ne de doğaya karşı saygılı. AB ile ilgili krizlerin en büyüğü de yine tarımla ilgili değil mi?


Müfredat programları yeniden düzenlenirken, sadece eğitimcilerin değil, vizyon sahibi farklı meslek gruplarından insanların da bu çalışmaların içinde yer alması gerekir. Yoksa, bugüne kadar yapılan hatalara bir yenisi eklemiş olur.


Özetin özeti: Eğer artık Avrupalıysak onlar gibi düşünüp onlar gibi hareket etmeye kendimizi alıştırmamız gerekiyor. Hem de hiç zaman kaybetmeden...
Not: Bu bölüm http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=373979alnımıştır