YÜKSEK İRTİFA VE PERFORMANS
Uluslar arası Olimpiyat Komitesi’nin 1968 OlimpiyatOyunları’nı Meksiko City’de organize etmek istemesi, fizyolojistler açısından önemli bir ilgi, endişe ve bunun yanında çalışma alanı oluşturmuştur. Bunun nedeni, 2000 metrenin üstünde yüksekliklerde atmosferdeki oksijenin kısmi basıncının düşmesiyle akciğerlerde oksijenin kana geçmesi güçleşmekte ve böylece fizyolojik olarak bir zorlanma ortaya çıkmaktadır. Bu durumda kişinin, deniz seviyesine oranla soluk aldığı her volüm havadan kana geçen oksijen miktarı az olmaktadır. Bunun temel nedeni; havadaki oksijenin kanda bulunan oksijen taşıyıcı hemoglobine bağlanmasını etkileyen temel faktör olan oksijenin hemoglobine bağlandığı akciğer alveolar keseciklerdeki oksijenin kısmi basıncına dayalı olmasıdır. Meydana gelen bu zorlanmaya karşı koyabilmek, ancak yükseklik aklimatizasyonu ile olabilmektedir. İskelet kası O<SUB>2</SUB> almadan da kasılabilir. Kas kasılma enerjisini sağlayan ilk ve acil enerji, anaerobik olarak meydana gelir. ATP, CP ve glikoliz (glikojenin oksijensiz laktik aside kadar yakılması) başlıca anaerobik enerji kaynaklarıdır. Buradan iskelet kasının oksijensiz kasılacağını söyleyebiliriz. Ancak kasılmayı sağlayan bu anaerobik enerji kaynaklarının restorasyonu, yerine konması oksijen sayesinde olur. Egzersizlerde 90 sn’ye kadar süren eforlarda anaerobik enerji kaynağı daha ön planda yer aldığı halde 90 sn’yi aşan süredeki kassal egzersizlerde aerobik enerji ön plana geçmektedir. Şu halde hipoksiyanın kassal çalışmaya etkisinin genellikle 1,5 dakikayı geçen kassal eforlarda olması beklenir. Nitekim Mexico City’de performans düşüklüğü dayanıklılık sporlarında görülmüştür<SUP>
2</SUP>. Sucec<SUP>
79</SUP>; deniz seviyesinde yaşayan sporcuların zamanlarının, 1968 olimpiyatlarındaki yüksek yerleşim merkezlerine benzer irtifalarda yaşayan sporcularına göre, anlamlı olarak daha fazla etkilendiğini belirtmiştir. Aerobik enerjiye bağlı koşu müsabakalarındaki azalma, yüksek irtifaya bağlı olarak etkilenmektedir.Mexico City Olimpiyatlarından sonra yüksek irtifada yaşayan atletlerin özellikle dayanıklılık sporlarında yükseklerde yapılan yarışmalarda daha yüksek performans göstermeleri, insanları haklı olarak yüksek irtifalarda yaşama ile performans arasında ilişki kurmaya sevk etmiştir. Yüksek rakımda O<SUB>2</SUB>‘nin parsiyel basıncı azaldığı için maksimum O<SUB>2</SUB> alımı azalır ve buna bağlı olarak maksimum iş oranı düşer. O<SUB>2</SUB> taşıma sistemi yükselti arttıkça daha fazla zorlanmaktadır. Yükselti artarken VO<SUB>2 max</SUB> düşmektedir. 5000 ft (1524 m) üzerindeki yükseltilerde organizmanın iş yapabilme kapasitesinin her 1000 ft için (300 m) %3-3,5 düştüğü gözlenmiştir.Rusko ve arkadaşlarının<SUP>
71</SUP> yapmış olduğu araştırmaya göre yüksek irtifada (1600-1800 m) elit sporcuların maksimal oksijen alımları (VO<SUB>2max</SUB>) ve antrenman yüklenmeleri azalmıştır. Yaptıkları araştırmada 14 kayakçı 18-28 gün boyunca yüksek irtifada yarışmış ve antrenman yapmıştır, 7 kayakçı ise deniz seviyesinde antrenman yapmış ve yarışmıştır. Araştırmalarının sonucunda; yüksek irtifada artan stres ve azalan antrenman yüklenmesi nedeniyle, yüksek irtifa antrenmanı sonucu elit sporcuların deniz seviyesindeki VO<SUB>2max</SUB> değerlerinde değişim olmazken; anaerobik güçlerinde azalma meydana geldiğini saptamışlardır.Kan ve doku bikarbonatının azalması egzersiz sırasında meydana gelen asit metaboliklerin tamponlanmasını zayıflatır. Bu da kasların anaerobik çalışma gücünü sınırlar. 10-60 sn arasındaki çalışmalarda biriken laktat, sürat ve orta mesafe koşucularında performans düşürücü etki eder. Dokunun tamponlaması yükseklikte azaldığı için antrenmanlar arasında uzun intervaller verilmesi gerekir, yoksa kas sertleşmeleri meydana gelir.Yüksek irtifaya tırmanma sporu, düşük irtifalardaki olağan dayanıklılık aktivitelerinin yerine geçen, stresin birtakım faktörleri tarafından kuşatılmıştır. Hipoksiyanın hem fiziksel hem de zihinsel performans üzerine etkileri derin olabilir ve bu nedenle risk taşır. Umut verici bir biçimde, hipoksiyanın nörotransmitterler üzerindeki etkisini daha iyi anlama, beynin her bölgesindeki kan dolaşımı üzerine hipoksemia’ nın etkileri, ve sonradan oluşabilecek potansiyel anatomik değişimler halen araştırılmaktadır.Damarlarda azalmış oksijenden dolayı, beyin daha az oksijene ulaşır ve mental yetenekler etkilenir. Bu etki hafif sarhoşluğa benzetilebilir. Bilimsel çalışmanın zor olmasıyla birlikte; testler, yüksek irtifada mental yeteneklerin azaldığını göstermiştir. Aşağıdaki şekilde artan irtifanın bazı genel yeteneklere etkisi gösterilmiştir. />