binali
29-11-2009, 21:55
Sporcuların Ebeveynleri (http://www.sportspor.com/spor/sporcularin-ebeveynleri.html)
Geçenlerde bir gazete makalesinde atletik açıdan çok başarılı olan çocuklarını en iyi okula yerleştirebilmeyle ilgili bir çiftin ikilemi gündeme gelmişti. Ancak bu çift çocukları için iyi bir kolej araştırmıyorlar onun yerine 13 yaşındaki çocukları için en iyi bursu veren okulları araştırıyorlardı. Yerel liselerin ( yani normal lise standartlarının) çocuklarının keşiflerine yanıt verememesinden korktukları için kolejlerin sporcu eğitmenleriyle röportaj yapıyorlardı.
Burada anne ve babanın fark edemediği nokta şu: Bu beklentiler çocuğun üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturabilir. Bazı veliler daha iyi olanaklara sahip bir kolejde çocuğun şansını arttırmak için çok uzun yollar kat etmektedirler, örneğin oldukları şehirden taşınmaktadırlar. İstatistik olarak bu burs olanakları çok kısıtlıdır. Peki, çocuklar anne babaların hak ettiklerini düşündükleri başarıyı sağlayamazlarsa ne olacak? Çocuklar yetersizlik hissine kapılacak ve belki de yaptıkları sporu bırakacaklar. Araştırmalara göre 16 yaş civarı çocukların yüzde sekseni yaptıkları sportif faaliyeti bırakıyorlar. Neyse ki, veliler çocuklarına aşırı baskı yapmaktan kaçınıyorlar. Çocuklar genelde eğlenmek amaçlı yani kendilerini baskı altında hissetmedikleri zamanlar yaptıkları sporlara çok daha eğilimlidirler. Şimdi, aşağıda çocukların olumlu hislerle ve uzun süreli bir spora devem etmeleri için veliler ve eğitmenlere bazı öneriler sunulmuştur.
1)Yarışın sonuçlarındansa çocuğunuzun çaba ve performansına odaklanın. Çocuklara başarının bir yarışı kazanmaktan öte kendi kişisel hedeflerini gerçekleştirme olduğunu öğretin.
2)Çocuğunuza gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemesi konusunda yardımcı olun. Net olmayan veya çok zor hedefler düşüşe neden olur. Sonuç yani kazanım odaklı hedeflerdense performans odaklı hedefler başarı olasılığını arttırır. Bütün hedefler nicelik olarak belirli olmalıdır.
3) Çocuğunuz kazansa da kaybetse de, çok oynasalar da az oynasalar da sizin onu şartsız sevdiğinizi bildiklerinden emin olun. Kaybettiği zaman kazandığında verdiğiniz ödülle eşdeğer bir ödül verin.
4)Çocuğunuzun eğitmen kadrosuna karşı saygılı olun. Beğenmediğiniz tutumlar ya da tarz söz konusuysa eğitmen ile konuşun, paylaşın. Çocuğunuza dışardan müdahelelerle koçluk yapmayın.
5) Takım oyunlarına katılarak ve çocuğun takım arkadaşlarını eğlendirerek çocuğunuzun takımına destek olun. Yarış sırasında rakipleri ya da hakemleri eleştirmeyin.
6)Çocuğunuzun fiziksel sınırlılıklarını kabul edin. Araştırmalar averaj becerilerin altında olan çocukların, daha çok oynama şansları varsa kazanan bir takımda olmaktansa kaybeden bir takımda olmayı tercih ettiklerini göstermektedir.
7)Çocuğunuzun spordan zevk aldığından emin olun. Çocuklarınızla onların bulundukları alanda kalmak isteyip istemedikleri ya da farklı bir şey denemek isteyip istememeleri konusunda konuşun.
8)Çocuğunuzu popüler olan ya da sizin istediğiniz spor alanında değil onun istediği ve en iyi şekilde uyabileceğini düşündüğünüz sporda olmasını sağlayın.
9)Sizin kendi spor tecrübelerinizi çocuğunuza yaşatmamaya dikkat edin, bırakın kendisi için oynasınlar sizin için değil.
10)Sporu bir perspektif olarak kabul edin. Unutmayın sporun amacı çocuklar için eğlence ve gelişme sağlayabilmektir. Bütün sporlarda kalıtsal olan zaferler ve heyecanlar çocuklarınıza öğrenme deneyimleri kazandıracak ve yetişkinlik yollarını oluşturan taşlar olacaktır. Bu tecrübeler aynı zamanda iyi birer sporcu velisi olmanıza öncülük edecektir.
Yazarı: Sherry Newsham & Milledge Murphey
Çeviri: Şule Can
Geçenlerde bir gazete makalesinde atletik açıdan çok başarılı olan çocuklarını en iyi okula yerleştirebilmeyle ilgili bir çiftin ikilemi gündeme gelmişti. Ancak bu çift çocukları için iyi bir kolej araştırmıyorlar onun yerine 13 yaşındaki çocukları için en iyi bursu veren okulları araştırıyorlardı. Yerel liselerin ( yani normal lise standartlarının) çocuklarının keşiflerine yanıt verememesinden korktukları için kolejlerin sporcu eğitmenleriyle röportaj yapıyorlardı.
Burada anne ve babanın fark edemediği nokta şu: Bu beklentiler çocuğun üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturabilir. Bazı veliler daha iyi olanaklara sahip bir kolejde çocuğun şansını arttırmak için çok uzun yollar kat etmektedirler, örneğin oldukları şehirden taşınmaktadırlar. İstatistik olarak bu burs olanakları çok kısıtlıdır. Peki, çocuklar anne babaların hak ettiklerini düşündükleri başarıyı sağlayamazlarsa ne olacak? Çocuklar yetersizlik hissine kapılacak ve belki de yaptıkları sporu bırakacaklar. Araştırmalara göre 16 yaş civarı çocukların yüzde sekseni yaptıkları sportif faaliyeti bırakıyorlar. Neyse ki, veliler çocuklarına aşırı baskı yapmaktan kaçınıyorlar. Çocuklar genelde eğlenmek amaçlı yani kendilerini baskı altında hissetmedikleri zamanlar yaptıkları sporlara çok daha eğilimlidirler. Şimdi, aşağıda çocukların olumlu hislerle ve uzun süreli bir spora devem etmeleri için veliler ve eğitmenlere bazı öneriler sunulmuştur.
1)Yarışın sonuçlarındansa çocuğunuzun çaba ve performansına odaklanın. Çocuklara başarının bir yarışı kazanmaktan öte kendi kişisel hedeflerini gerçekleştirme olduğunu öğretin.
2)Çocuğunuza gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemesi konusunda yardımcı olun. Net olmayan veya çok zor hedefler düşüşe neden olur. Sonuç yani kazanım odaklı hedeflerdense performans odaklı hedefler başarı olasılığını arttırır. Bütün hedefler nicelik olarak belirli olmalıdır.
3) Çocuğunuz kazansa da kaybetse de, çok oynasalar da az oynasalar da sizin onu şartsız sevdiğinizi bildiklerinden emin olun. Kaybettiği zaman kazandığında verdiğiniz ödülle eşdeğer bir ödül verin.
4)Çocuğunuzun eğitmen kadrosuna karşı saygılı olun. Beğenmediğiniz tutumlar ya da tarz söz konusuysa eğitmen ile konuşun, paylaşın. Çocuğunuza dışardan müdahelelerle koçluk yapmayın.
5) Takım oyunlarına katılarak ve çocuğun takım arkadaşlarını eğlendirerek çocuğunuzun takımına destek olun. Yarış sırasında rakipleri ya da hakemleri eleştirmeyin.
6)Çocuğunuzun fiziksel sınırlılıklarını kabul edin. Araştırmalar averaj becerilerin altında olan çocukların, daha çok oynama şansları varsa kazanan bir takımda olmaktansa kaybeden bir takımda olmayı tercih ettiklerini göstermektedir.
7)Çocuğunuzun spordan zevk aldığından emin olun. Çocuklarınızla onların bulundukları alanda kalmak isteyip istemedikleri ya da farklı bir şey denemek isteyip istememeleri konusunda konuşun.
8)Çocuğunuzu popüler olan ya da sizin istediğiniz spor alanında değil onun istediği ve en iyi şekilde uyabileceğini düşündüğünüz sporda olmasını sağlayın.
9)Sizin kendi spor tecrübelerinizi çocuğunuza yaşatmamaya dikkat edin, bırakın kendisi için oynasınlar sizin için değil.
10)Sporu bir perspektif olarak kabul edin. Unutmayın sporun amacı çocuklar için eğlence ve gelişme sağlayabilmektir. Bütün sporlarda kalıtsal olan zaferler ve heyecanlar çocuklarınıza öğrenme deneyimleri kazandıracak ve yetişkinlik yollarını oluşturan taşlar olacaktır. Bu tecrübeler aynı zamanda iyi birer sporcu velisi olmanıza öncülük edecektir.
Yazarı: Sherry Newsham & Milledge Murphey
Çeviri: Şule Can