PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Milli Eğitim Bakanına açık mektup


webmaster
25-04-2008, 20:51
Sayın Bakan, bugün bu mektubu kaleme almamın nedeni sizi şaşırtabilir!.. Yani, ders programlarında yaptığınız ideolojik tercihler, Talim Terbiye Kurulu'nda kadrolaşma talebiniz, ilk ve orta öğrenim kurumlarında çağdaşlıktan uzaklaşma niyetiniz, YÖK Başkanına arka çıkma ya da atamalarda yaptığınız kayırmalarla ilgili görüşlerim olmayacak.



Bunları başka bir zamana bırakmak istiyorum. Gençliğimizin yetişmesinde önemli bir konu olan sporla ilgili gözlemlerimi aktaracağım.,


Sayın Bakan,
Şu anda 4 şehirde yapılan ve 70’i aşkın okulun katıldığı ilk kademe kız ve erkek voleybol maçları sürüyor. Bir haftadır ortaöğrenim okulları arası voleybol şampiyonasının 1. basamak finallerini seyretmek için Muğla’da bulunuyorum. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 16 okulun kız ve erkek voleybol takımlarının yaklaşık 160-170 sporcusu müthiş bir uygarlık içinde müsabakalar yapıyorlar. Aylarca belki de yıllarca önce başlatmış oldukları çalışmalarının gençlik heyecanı içinde semeresini görmek istiyorlar. Sevdikleri, gönül verdikleri voleybolda kendilerini kanıtlamak, hedeflerine ulaşmak istiyorlar. Hepsi daha yeni ergenlik çağına gelmiş pırıl pırıl insanlar. Saf ve sevecenler… Geleceğin zinde ve bilinçli yurttaşları olmaya hazırlar. Oğlum da aralarında. Birlikte olduğumuz veliler çocukları ile birlikte gençliklerini yeniden yaşıyorlar.

Ancak bu maçlar esnasında üzülerek tanıklık ettiğim ve adaletsizliğin “dik alası” olan bir konuyu size aktarmak istiyorum. Özellikle Anadolu’nun çeşitli yörelerinde bulunan okullar, Bakanlığın programı uyarınca kendi öğrencilerini spora teşvik ederler. Çocukların gelişmesi için öğretmenler seferber olurlar. Sporun her dalını öğretmeye çalışırlar. Okul içinde sporun yaygınlaşmasını isterler. Öğrencilerini heyecanlandırmak için müsabakalar düzenlerler. Bu müsabakalara katılmak öğrencilerin tatlı hayalleridir. Başarılı olmak adına iddia taşırlar. Böylece hal ve hareketleri düzene girer.
Öğrencilerin hedefi okul takımlarında oynamak olur. Maçlarda yer alanlar, yaşamları boyunca okul anıları arasında bu olayı iftiharla anlatırlar. Okulların spor yaptırmakta amacı yeteneklerini geliştirmekten önce öğrencilerin insani unsurlarının gelişmesine katkı sunmaktır. Okullar yetiştirdikleri öğrencilerle övünürler. Ama şimdi iş böyle değil.

Bazı okullar, bu şampiyonalara gitmek için kulüp takımlarında oynayan ve bu kulüpler tarafından profesyonelliğe hazırlanan yaşlarına göre altyapıda sürekli çalıştırılan sporcuları okullarında topluyorlar... Kendi yetiştirdikleri öğrencileri bir kenara iterek bir nevi transfer çalışması yapıyorlar. Bazı okullar öğrencileri yerine büyük kulüplerin takımları olmuş. Malzemesinden sporcusuna kadar vermişler. Okulların sponsoru konumundalar.
Büyük bir dengesizlik ortaya çıkmış. Müthiş bir güç uçurumu oluşmuş. Eşitlik ve adalet kavramları yozlaşmış. Gençlik heyecanı yok oluyor.. Amaç ne pahasına olursa olsun birinci olmak olunca o okullarda sporun da yaygınlaşması mümkün olmuyor. Çünkü, çaba gösteren öğrencinin gelecekle ilgili hiç şansı yok. Sonunda profesyoneller toplanıyor ve onların yerine oynuyor. Bu işin bir başka yönü de; bu sporcuları bir araya getirenlerden onlara okullarda verilen imtiyazlara kadar, yeni bir düzen oluşmuş olması. Bu profesyonellerce kurulan yapıyla diğer okulların mücadele etmesi mümkün değil. Rant ortaya çıkıyor. Ayrıca haksızlık da var. Çünkü öğrencinin ilk görevi eğitim. Okulunda okurken sorumlu olduğu derslerinde başarılı olmak. Bu toplama öğrencilerin derslerinde başarılı olup olmayacaklarını düşündüklerini sanmıyorum. Onlara sunulan imkânlar arasında “sınıf geçmek de” olsa gerek!.

Böyle bir şey kabul edilemez.
Spor, zihni gelişmeyi hızlandırıyor, muhakeme, algılama, çabukluk, hızlı karar verme ve uygarca mücadele etme yetilerini de ortaya çıkarıyor. Sporun insana en önemli katkısı başarının yanı sıra yenilginin de varlığını öğretmesi. Yaşamın her anında her iki sonuca da mantıkla yaklaşılmasını sağlıyor.
İyi bir gençlik yetiştirmek ve bir ülkenin geleceğini aydınlatmak adına sporun ne denli önemli bir araç olduğunu eminim ki benden iyi biliyorsunuz.
Benim dikkatinizi çekmek istediğim bu konu, öğrencilerin gelişmesi için önemli motivasyon unsuru olan sporun farklı bir yöne gitmesi, ülkemizin her yanını saran usulsüzlüklerin buraya da sıçraması, yeni bir rant düzeninin oluşmakta olması!..

Başarıyı elde etmek adına toplanan sporculara verilen imkanların içerisinde parasal boyut da var. İşin içerisine para girince okul yönetimi şaibe altında kalıyor. Bu da öğrenci-veli-okul yöneticisi ilişkisinde ayrı bir sorun yaratıyor. Muğla’da konuşulan da öğrencilerin başarısından daha ziyade bazı okulların sporcu transferinde yapmış oldukları ödemelerdi. Bunun dedikodusu bile hoş değil.

Sayın Bakan,
Bu yıl “Liselerarası Dünya Şampiyonası” var. Konuştuğum okul yöneticileri bunu bahane etti. Ancak, her şeyde olduğu gibi bu konuda da ifrata kaçmışız. O zaman milli takımımızı bir okulda toplayalım ve onları gönderelim. Daha hayata atılmadan bu ülkede usulsüzlük ve haksızlıkların yapıldığını gören gençler geleceğe nasıl bakacaklar.
Oysa, başka ülkelerde bu tip haksızlıkları önlemek için takımlarında bulunan sporcuların en az iki yıl okulda okuduğunu kanıtlamaları gerekiyor.
Gereğini yapacağınızı umarım.


http://www.birgun.net/resimler/yazarlar/fikri_saglar.gifFikri SAĞLAR

kaynak: http://www.birgun.net (http://www.birgun.net)

hat64
25-04-2008, 21:23
'' Deveye sormuşlar, neren eğri? diye, nerem doğru ki demiş...'''
iyi ki Sayın Fikri Sağlar bu turnuvada bir veli olarak sisteme şahit olmuşlar. ya, diğer branşlar????? onlara da dilerim bu gibi bilinçli ve kalemi , kıdemi güçlü veliler katılır ki bakana daha nice mektuplar yağar!!!

burçak
25-04-2008, 22:19
ne kadar dogru bir tabirde bulundunuz hatice hocam....sistemdeki yanlışlıklar ancak bu kadar güzel bir mektup ve bu kadar açık cümlelerle ifade edilebilir.böyle yüregi cesur mektuplar bizlerinde savaştıgı sistemle dahada perçinleşebilir.Yüreginize sağlık emegi geçenler...

Ahmet Köseoğlu
25-04-2008, 23:41
Umarım görmesi gereken kişiler, bu tür şeyleri görür

kocoglu
26-04-2008, 02:15
İllaki bu durumu ortaya koymak için Fikri SAĞLAR gibi cesur yüreklermi lazım, bunu yapan bizim gibi beden eğitimi öğretmenleri ve idarecilersırf rant ve okuluntanıtımını yapmak için kulüp sporcularınıtoplayanlar hatta bunlara sınıf geçme garantisi veren okullar, diğer yanda gecesini gündüzünekatanöğretmen ve öğrencilerimiz sırfemeğinin karşılğını almak başarı elde etmek için ama nerde sonuç ;hüsran, üzüntü ve stres.

özlem58
26-04-2008, 13:27
bunlar bizim herzaman gördüğümüz şeyler... bununla ilgili çok şey söylemeyeceğim sadece ÜZGÜNÜM!!!!!

enjoyment333
26-04-2008, 19:32
diline yüreğine sağlık hocam emekler bu kadar çabuk yok edilmemeli

zolzy
26-04-2008, 22:03
Eline Yüreğine Sağlık Fikri Sağlar inşallah biraz olsun bir kısım buna önem verir ve ilglilenir bu konuyla

binali
26-04-2008, 23:26
Teşekkürler Kerem hocam....Teşekkürler Sayın Fikri SAĞLAR Bey......Teşekkürler..http://www.bedenegitimi.gen.tr/forum/smileys/smiley32.gif

hhizzy
26-04-2008, 23:45
yüregine ve kalemine saglık sayın fikri saglar TÜRKİYE CUMHURİYETİ 'nin sizin gibi aydın insanlara ihtiyacı var.sporun gelismesi okullarda baslar.tabi bu olayınbas sorumlusu okul yöneticileri ve maalesef meslektaslarımızdır.ondan sonra ögrencilere adaletli davranmayı centilmence yarısmayı ögreticez ne kadar celiskili.okullarda bu tür seyler oldugu sürece milli takımlara daha cok devsirme sporcu alırız.umarım sayın bakan bu mektubu dikkat alır.bu mektubu bizlerle paylasan kerem hocama ayrıca tsk ediyorum

bodypedagogue
29-04-2008, 00:48
Bu konu merkez okullarda yıllardır hep vardı ve lig heyetlerinde konuşulurdu.Çözümüde bence yok. çünkü bazı ilçelerde bile beden eğitimci arkadaşlarımızın egoları yüzünden müsabakalar aynen bu şekilde devam ediyor. türkiye de kemik kontrolü diye bişey biliniyor mu onuda merak ediyorum. müsabakalarda bir bakın öğrencinin kimliği 1994 gösteriyo7. yada 8. sınıf öğrencisi pozisyonunda fakat gercekte1991 doğumluve lise caglarında.ben hiç kemik yaşına bakılan musabaka görmedim.varsa da beno bölgelerde görev yapmadım.