Anlatamadıklarımız

[binali]

Reklam Alanı

Geçtiğimiz hafta “BÜYÜK ATATÜRK KOŞUSU NEDEN TAKVİMDE YOK?” yazımızdan sonra bazı etkili ve yetkili “zat-ı muhterem”ler rahatsızlıklarını dolaylı yollardan fısıldamayı tercih ettiler.

Yazılanlar gerçek dışımıydı?
Bakü’de yapılan Avrupa Atletizm Birliği takvim toplantısı 10 Ekim’de başladı, 11 Ekim’de devam etti. 12 Ekim’deki gündem yoğun olmadığından, Türkiye Atletizm Federasyonu’nu temsil eden ekibi ilgilendirmediğinden olsa gerek tüm ekip 11 Ekim gecesi uçakla Türkiye’ye döndü.. Sabaha karşı Türkiye’de oldular. Sabah erken saatte bir araçla “Darıca Yarı Maratonu” nda bulunmak üzere Darıca’ya hareket ettiler.
Türk ekibinin toplantı sırasında Avrupa Atletizm Birliği(EA) yetkililerine verdikleri program Pazar günü EA resmi web sayfasında yayınlandı.
Yazımda da belirttiğim gibi bu toplantıya daha önceki yıllarda çok sayıda katılan birisi olarak kuralları iyi bildiğimi iddia ediyorum. EA web sayfasında yayınlanan “uluslar arası programı 12 Ekim Pazar günü inceledim ve eksik gördüklerimi de o gün kaleme aldığım yazımda sizlerle paylaştım..
Yazdıklarım içinde yalan ve yanlış hiçbir bilgi yer almamaktadır. 12 Ekim Pazar gün EA sayfasında yayınlanan takvim kopyası elimde mevcuttur.. Pazartesi gecesi değiştirilen programında nasıl değiştirildiğini detayları ile yazabilirim..
Pazar günü AE departman görevlisi (hatta programın kayıtlarından sorumlu) Aditya Kumar bir dostumuzun davetlisi olarak Pazar ve Pazartesi günü Türkiye’de idi.. Ve Atletizm Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi, aynı zamanda da EA yönetim kurulu üyesi Salih Münir Yaraş doğal olarak yakın dostu olan Aditya Kumar’a her zaman olduğu gibi zarif ev sahipliği örneğini gösterdiğinden eminim..
Bizim yazımızdan sonra gelen tepkiler üzerine gerekli yerlere gerekli girişimler yapılarak “Büyük Atatürk Koşusu” ile birlikte bazı yarışmalarda programa dahil edildi..
Kırılamayacak hatırlar araya girince bu düzeltme yapıldı. Yoksa, kural olarak sonradan ekleme yapılamamakta, var olanlarda düzeltmeler yapılabilmektedir..
Geçen hafta benim yazdığım yazıyı dikkate alarak gerekli duyarlılığı göstererek uluslararası takvime yazılmamış olan başta “Büyük Atatürk Koşusu” koşusu olmak üzere birkaç yarışmayı daha takvime yazılmasını sağlayan sayın ilgililere teşekkür ediyoruz.

****
Yine daha önceki yazılarımda “yerel yönetimlerde spor politikası” üzerinde birkaç yazı yazmıştım..
Tekrar tekrar yazmak gerektiğine inanıyorum..
Belediyelerin sadece performansa yönelik, reklam ve tanıtım amaçlı spor kulüpleri kurmalarına ve politikalarını bu merkezde yürütmelerine karşı olduğumdan yazmaya ısrarla devam edeceğim.
Belediye sınırları içinde en geniş kitlelere spor yaptırma amaçlı, okullarla işbirliği, tesisleşme, eğitmen, antrenör istihdamı ve eğitimi merkezli bir politika ile altyapı çalışması yapılmış olsa üst yapıya tabandan yetişen sporcularla zaten çok kaliteli bir takım kendiliğinden oluşur.
Peki bizim belediyelerimiz ne yapıyor..
Bursa kamuoyu iyi hatırlar. Yıllar önce Yıldırım Belediyesi çok büyük paralar harcayarak basketbol takımı kurdu.. Yapay bir takım yaratıldı.. Sonuç ne oldu, hep beraber yaşadık..
Geçen hafta yine Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü atletizm takımından örnekler vermiştim..
Tüm bunların üzerine yanlış üzerine yanlış yapılmaya ısrarla devam edilmekte. Bursa dışından sporcu transferlerinden vazgeçtik, belediye takımların çok büyük paralar karşılığında yabancı sporcu transferlerine ağırlık vermiş durumdalar..
Sizlere iki örnek vermek istiyorum..
Geçtiğimiz günlerde Nilüfer belediyesi web sayfasına (14.10.2014 14:45) düşen haber..
“Nilüfer Belediyespor, Üçevler Spor Tesisleri’nde düzenlenen imza töreniyle Bulgar Hristina Ruseva’ya resmi sözleşmeyi imzalattı. 2014 Dünya Kupası’nda Bulgar Milli Takımı ile mücadele eden genç oyuncu Volley Bergamo ve VC CSK Sofya takımlarında da forma giydi.
İmza töreni öncesi konuşan Başkan Ali Karamık, “ Dünya Kupası’nda forma giyen bir sporcuyu kadromuza kattık. Yeni sezonda ondan çok şey bekliyoruz. Böylelikle takımımızda 2’si smaçör, 1’i orta saha oyuncusu olmak üzere, 3 adet yabancı oyuncumuz oldu. Bu oyuncular ile lige fırtına gibi girmeyi hedefliyoruz. Hocalarımıza, teknik heyetimize ve oyuncularımıza güveniyoruz. Biz yönetim kurulu olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hem voleybol hem de hentbolda inşallah kulübümüzü başarıdan başarıya koşturacağız,” dedi.”
“Ligde fırtına gibi esmek”.
Böyle bir yapılanma ile Bursa gençliğine, Nilüfer gençliğine nasıl bir sportif rüzgar estirilecek?
Popilist bir spor politikası ile Bursa ve Nilüfer ne kazanacak.. Bu ve benzeri popilist spor politikalarının kent gençliğine hiçbir kazanımı olmadığını yıllardır yaşadık, halen daha akıllanmadık..
Belediyelerin spor politikaları ne olmalıdır sorusuna çok güzel bir yanıt vermiş nilüfer belediyesi.. Sağ olsun, var olsun.. Bu uygulamayı yapan Başka bir belediye yapsa bu kadar üzülmem.. Ancak, sosyal demokrat bir belediyenin spor politikası bu olmamalı..
Devam Nilüfer Belediyesi..

İkinci haber:
Bursa Büyükşehir Belediyesi web sayfasında ve yerel basında 15 Ekim 2014 tarihli paylaşımdan.
“Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Voleybol Şube Sorumlusu Taha Aydın, kulüp tesislerinde düzenlenen imza töreninde yaptığı konuşmada, bu sezon ligde üst sıraları hedeflediklerini söyledi.
Transfer çalışmaları doğrultusunda takıma büyük katkı sağlayacağına inandıkları Hırvatistan Milli Takımı oyuncularından Ivana Milos’u kadrolarına dahil ettiklerini anlatan Aydın, “Bu sezon Avrupa’da ve lig mücadelesinde daha dirençli bir takım olmak istiyoruz. Hırvatistan milli takımı ile İtalya’daki tüm maçlara ilk altıda başlayan orta oyuncuyu kadromuza dahil ettik. Miloş’un takımımıza güç katacağına ve iyi bir sezon geçireceğimize inanıyorum” dedi.”
Bursa Büyükşehir Belediyespor kulübü yılardır popilist spor politikaları uygulama konusunda ısrarcı..
Bursa dışından ve ülke dışından takımlara transfer edilen sporculara ne kadar para ödendiğini merak bile etmiyorum. Eminim ciddi rakamlardır…
Peki, bu bütçeleri harcayabilen belediye takımları ciddi altyapı yatırımları ile üst yapıya sporcu kazandırma politikasını temel alsalar ne kaybederler.
Kendi kentinin çocuklarının yer aldığı takımlarla, ailelerle bütünleşerek, tüm kentin spor solumasını sağlayarak başarı yakalama peşinde koşmak daha güzel olmaz mı?
Muharrem OR
http://www.lodoshaber.com/anlatamadiklarimiz.html