“ uzun yıllar unutulan bir atletizm branşın uyanışı “

[binali]

Reklam Alanı

“ UZUN YILLAR UNUTULAN BİR ATLETİZM BRANŞIN UYANIŞI “

BU SPOR DALININ UYANIŞI VE YAPILAN ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİR BİLEN SABAHATTİN TATAR İLE SÖYLEŞİ …

…..Spor kulüplerinin değişik puan cetvellerine göre yapılan atletizm yarışmaları üzerinden yıllar geçti. Bir vakitler FİN-MACAR-IIAF gibi yarışma sonuçlarının esas alındığı Atletizm yarışmalarında nedense yürüyüş branşının takım puanlarına eklenmesi kaldırıldı. Sanırım yürüyüş branşı yapan sporcuların sayılarının az oluşu ve yarışma sırasında sonucu etkileyecek bu dalda görev alan hakemlerimizin konu hakkında diğer branşlar kadar tecrübe sahibi olamayışları da bunda etken olabilir. Bana kalırsa hem bu puan sistemin hem “YÜRÜYÜŞ” branşının puanlama dışına çıkarılması yanlış bir kararıdır..NEDENİ İSE ATLETİZMİN TAMAMEN KRONOMETRE VE METRE İLE YAPILAN YARIŞMALARIN SONUCU ETKİLEMESİDİR.
Şimdi uygulanmakta olan N+ 1 SİSTEMİ MİLLETLER KUPASI -AVRUPA GENÇLER VEYA BÜYÜKLER ŞAMPİYONALARI uygulamalarında yapılan puan sistemidir Ülkemizde bazı kulüplerin bazı sporcuları olimpiyatlarda baraj derecelerini aşabilecek formda iken yarışmacı diğer kulüp sporcularının derecelerinin metrelerce düşük olması önde gelen sporcunun hiç çaba sarf etmeden birinci gelerek puan almasıdır. Yani öndeki sporcu bu sistem ile daha iyi derece yapmalıyım diyemez zaten alacağı 1 puan. Kolay anlaşılmayacak bu sistem bazı spor dallarımızın gerilemesine hatta yürüyüş dalının unutulmasına sebep olmuştur. Bu kısa açıklama ardından yürüyüş branşında gerek başarılı bir sporcu, iyi bir antrenör ve kulüp yöneticisi arkadaşımıza sorularımız.

NG….SABAHATTİN TATAR bize kendinizi tanıtırmısınız ?. Bu zor spor dalını neden ve nerede seçtin?

S.T : 1964 Van doğumluyum. Ailemde sporla ilgilenen pek çok insanın olması ve amatörce, zevk için futbol peşinde koşarken memuriyetim gereği Hakkâri İline PTT memuru olarak tayin oldum. Kurumuma gelen bir yazıda posta dağıtıcıları yürüyüş yarışması yapılacağını söylendi. Van’a gidip ağabeylerimin o gün beni yönlendirmeleriyle yarışmayı 10 km yol yürüyüşünde yarışmayı ikinci bitirmem beni heyecanlandırmış olup, o hevesle devam ettim.
Bu yarışmalarla “ YÜRÜYÜŞ “ branşına olan Sevgim başladı. Kendimi geliştirme ihtiyacını duydum.
Hakkâri’de başlayan yürüyüş serüvenimiz Ayvalık ilçesine tayin olduktan sonra burada daha bilgili ve bilimsel yürüyüş antrenmanlarına devam ederek federasyon yarışlarına katılmaya başladım. PTT kurumunun özelikle yürüyüşte ülkemize ciddi bir kaynak olduğunu belirtmek isterim. Yıllarca mili takımda yürüdüm PTT Genel Müdürlüğümüz Milli Takımında ise 21 yıl aralıksız yarıştım ve 13 yıl aralıksız Türkiye şampiyonu oldum. Ayvalıkta antrenmanlarımı devam ederken antrenmanlarımı gören ve bana gelerek nasıl yapılacağını soran gençlerle ilgilenerek onlarında müsabakalara katılmasını sağladım. Sayısız sporcuyu tamamen kendi düşüncelerim ve araştırmalarımla ile antrene ettim. Kaynak olarak bana ve bizlere Can KORKMAZOĞLU’nun desteğini söylemeden geçemeyeceğim. İlerleyen bu yıllarda sporculuğumun yanında çalıştırdığım sporcularımın başarılarıyla ortaklaşa bir takım ruhu oluşturup adeta bunu bir ilçeye mal ederek tesis malzeme yokluğunda bireysel çabalarla işlek caddelerde antrenmanlar yaparak kurduğumuz kulübümüzün yeri bile olmadan bu hizmeti vermeye çalıştık.
Halende tamamı Ayvalık’ta yaşayan özellikle dar gelirli ve bölünmüş aile çocuklarından oluşturduğumuz bir takımımız var. Bu süreçte alınan başarılarımızı duyup ilgilenen Ayvalık Ticaret Odası Başkanımız Sayın Rahmi GENCER beyin kişisel ve oda olarak büyük destekleriyle önce kurumlaşıp daha sonrada kulüp kimliğimizle yarışmalarda söz sahibi olduk. Hatırlayamayacak kadar madalya ve kupa sahibi bir ekip yaşatmaya çalıştığımız süreçte maalesef bakış açısındaki değişiklik aynı kaldı. İl spor müdürlüğünün sınırlı hatta yok denecek ilgisizlikleri bizleri üzse de başarı yolunda daha azimli olmamızı sağladı. Haliyle başarılı olduğunuzda maalesef çok kişilerle de uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Pes dedirtecek konuma gelsekte aile sıcaklığıyla sevgi ve saygıya dayalı takımımızdaki birlik bütünlük güç olup çalışmalarımızı devam ettirdi.

NG… Sence kulüpler yarışmasından puanlama dışı kalan yürüyüş dalı sonraki aşamalarında nasıl canlandı?

S.T..Burada olay tamamen ferdi bir özverinin eseridir. Zaten Atletizm sevdası başlı başına fedakârlıktır. Bazı illerdeki arkadaşlarımızın aşırı yürüyüşe olan sevgisi onları da kulüpleşmeye yönlendirdi. Yıllar önce 18 kişi ile yarışmalara başlayıp 4 kişi bitirirken geri kalanları bir daha sahalara getirtememenin eksikliğini ve ezikliğini yıllarca yaşamışızdır. Her yarışmalar sonrasında bir birimize bir daha ki yarışmalara gelmemiz için moral desteklerinde bulunduk. Artık gün geçtikçe yürüyüşçü sayımız artmakta ve hakem kaliteside yükselmektedir. Burada da PTT kurumunun bu daldaki katkısı azımsanamaz.

NG….Mili yürüyüş takımımıza baktığımızda ilk kez ülkemizde bir Uluslararası yarışma planlanması Federasyon başkanımız Mehmet TERZİ sayesinde gerçekleşmiş oldu. Güzide İlçemiz Ayvalık’ta yapılan bu yarışlara hazırlık için kampa yıldız-genç-ve büyükler kategorisinden 35 sporcu 7 antrenör katılmış oldu bu denli katılım önceleri neden yapılmadı?

S:T..: Evet Sayın Mehmet TERZİ başkanımızla beraber yürüyüş ligleri oluşturuldu daha önemlisi gençlere takım ruhu işlendi. Ekip olarak başarmanın mutluluğu tatmalarına sebep oldu, yarışma sayıları arttı. Yurt dışında bir balkan Şampiyonasına gidebilmek ve burada bir 3 lük 4.lük başarılı sayılırdı. Bir anda 8-10 madalya alırken kaçırdığımız madalyalara üzülür olduk. Dünya Kupasında takımımız 11.ci olduğunda uzun süre moral bozukluğuyla yaşadık. Bu neyi gösterir biliyor musunuz?. Çok müsabaka çok kalite, özgüven ve ciddi çalışmayı öğretiyor. Her ne kadar kaliteli antrenman yapsakta aslında her şey kafada bitiyor olay tamamen psikolojik. Ülkemizde kaliteli genç yürüyüş antrenörleri mevcut bu gün bu antrenörler ile ülkemize gelen yabancı antrenöre verilen imkân destek bir olmamasına rağmen bizlerin daha başarılı olduğumuz görülmektedir. Zaten ülkemize gelen yabancı antrenörler ülkemizin genç antrenörlerine pek bilgi aktarması yapmamaktadırlar.
Ayvalık’ta yapılan Balkan Yürüyüş Şampiyonasında Sayın TERZİ şu cümlenin altını çizmiştir. “ Türk yürüyüş ailesinin birçok başarılı sporcusunu bünyesinde barındıran Ayvalık ilçesi ve yürüyüşü benimseyen halkı bu yarışı almayı, organize etmeyi hak etmiştir”. Burada ev sahibi olma avantajımızı da kullanarak kampa sporcu sayısını arttırarak ekip halinde birlik içinde çalıştık. Şunu da belirtmek isterim; Yürüyüş branşı içinde yetişmiş ve pişmiş olan ve kamplara ve Milli Takım kamplarına görevlendirilen Kamp Müdürlerinin Yürüyüş bilgi ve becerisi çok önemli. Milli Takım Kampına görevlendirilen Kamp müdürünün yaklaşımı; Şampiyonaya hazırlık dönemimizde kalitemizin ve başarımızın yükselmesinde en büyük etken olmuştur. Biz antrenörlere, sporculara ve daha ötesi BİZ olmayı öğrenmemize, kampa alınan sporcuların tamamın derecelerini geliştirmesine etken olmuştur… Kampta antrenman felsefesi ayrımı yapılmadan; antrenörler hep birlikte uyum içinde hareket ettiler. Bence bunun gelecekte tekrarlanması diğer branşlarda da meyvesini verecektir.

NG….. Uluslararası yarışmaya 4 ülkeden 75 sporcunun katılması hakkındaki görüşünüz nedir?

S.T..: Bu yarışmaya özelikle ülkemizde olması, bizim Şampiyonaya katılan kaliteli sporcu sayısını yükseltmemiz de etkin rol oynamıştır. Fakat Balkanların yürüyüşe olan sevgisi ve duyarlılığı buluşunca bu da katılım sayısına yansımıştır. Bence Balkan Ülkelerinin ilgisi bakımında olayın çok katılımla gerçekleşmesine sebep olmuştur.

NG…..Ülkemizin dört bir yanından kampa katılan Konya İlimizden antrenör HAKAN ERTAŞ Aksaray’dan antrenör HATİCE YILDIZ gibi daha birçok antrenörümüz bu kamplardan ne ölçüde yararlandılar ? Antrenör sayıların nasıl arttırabiliriz?

S:T..: Hakan hocamız ilk geldiğinde yürüyüşe ilgili bilgisi azdı burada ortak kamp yaparak kendisine her antrenmanın ne amaçla yapılmak istendiğini uygulayıp ve anlatarak bilgilerimiz paylaşıldı. Tüm antrenör arkadaşlarımızla LİDER KOÇ felsefesiyle ortak karar alınmış, birlikte antrenmanların ortak kararla yaptırmanın olumlu sonucu alınan başarıya yansıdığı gibi antrenörlerimiz de birbirinden görerek eksik yönleri tamamlamışlardır. Sporcularımızda kamplarda sporculara verilen önemi ve güveni hissetmeleri, paylaşmanın yanında arkadaşlık sevgisini elde etmişlerdir.
Hatice hocamız yürüyüşün içinden gelmiş yürüyüş branşının temelini almış bir arkadaşımızdır. Burada Hatice hocamız gayet olgun ve mütevazi davranışları ile diğer antrenör arkadaşlarıyla tam uyum içinde çalışmıştır. Özverili çalışmalar sonucu Hasan MUTLU, Hatice YILDIZ, Ömer ÇAĞLAYAN hocalarımız Aksaray ilini yürüyüş üssü haline getirmişler, verilen emekleri tartışılmaz. Bu düşünce ve sevgi içinde çalışan Malatya, Diyarbakır, Batman, Samsun, İzmir İllerinde çalışan ve emek veren arkadaşlarımızın haklarını da vermek gerekir. Aslında bu da BİZ olgusunun ne denli gerektiğini açıkça göstermektedir…

NG……İzmir ilimizden bir çok kez aynı spor kulübünde görev yaptığım ERTUĞRUL ERDAĞLI’ NIN bu spor branşına katkılarını biliyorum .Onun gibi bu spor dalında yıllarca emek verenler neden kopup gittiler ?

S.T..: Spor meşakkat, emek ve sürek gerektiren bir meslektir. Aslında biz antrenörlerin kendimize ait yaşantısı yoktur, antrenörlük devam isteyen iş olup bunu da çoğumuz fahri yani bir karşılık beklemeden yapanlardanız. Antrenör arkadaşlarımız ailelerinden, sosyal yaşantılarından fedakârlık yaparlar. Ne kaybettiğimiz göze gelmez sadece görülmek istenen görülür. Kimse sizin dalgalarla boğuşmanıza bakmaz, gemiyi limana getirmenize bakar. Burada maddi kayıp söz konusu, kazancımız olmayınca ve birde nankörlük olarak adlandırdığımız sporcunun gitmesi antrenmanlara gelmemesi üzer ve yorar. Sporcuya tam emek veriyorsun yetiştiriyorsun, sporcu çalışmalara gelmeyeceğim ya da başka hocaya gideceğim demesi değerli hocalarımızı camiadan soğutmuşlardır. Birde eski hocalarımızın eski antreman metotları, gelişen bilimsel çalışmalara ayak uyduramamalarında etken olmaktadır. Ertuğrul hocamız gerçekten emek vererek yürüyüş tarihine duayen olarak adını yazdıran büyüklerimizdendir. Gerçekten antrenörlük zor bir meslek, sporcunun babası, annesi, sırdaşı her maddi sorununda koştuğu hayat ortağıdır. Tüm bunların yanında yaşanan bir ufak sorun ise her şeyi koparabiliyor.

NG…… Atletizm hakemliği görevi sırasında Ankara da federasyonca düzenlenen bir İsveçli yürüyüş hakeminden yürüyüş hakemliği kursuna katılmıştım. Bu kurs sırasında Atletizm hakemliğinin hemen hemen en zor hakemliği olduğunu bu kurs sırasında öğrendim. Hata bu hakemlik için bu eğitimler dışında uluslararası kurslar ve sınavlar yapılmakta, bizim bu kurslarda başarılı olan hakemlerimiz var mı?

S:T…: İşte en önemli sorun bu diyebilirim. Maalesef yürüyüş hakemlerinin özel olması ve bu özelliği taşıması gerekirken bazı hakemlerimiz sırf egolarının tatmin için çok ihtar çok diskalifikasyon başarılıdır mantığıyla yürüyüşü katledebiliyor. Bir ilk olarak 2013 yılı içinde sadece yürüyüş hakemleri için Mersin’de bir eğitim verilmiştir. Buradan eğitim alan hakemlerimiz yürüyüş yarışmalarında görev alarak yarışmalara bir kalite getirmişlerdir.
Daha yeni gelişmekte olan bu dalda kaybetmekten çok kazanmayı ilke edebilirsek ilerde daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir, ülkemizde övünebileceğimiz Can KORKMAZOĞLU tüm dünyanın tanıdığı, her büyük organizasyonda göğsümüzü kabartan öne çıkışı ile bizleri bir yürüyüşçü olarak gururlandırmaktadır. Gerçekten çok zor ve özel bir bilgi gerekmekte olan bir görev, bu konuda da ülkemizde kaliteli hakemlere çok ciddi bir ihtiyaç var.

NG….Özetle bu bilgiler ışığı altında yürüyüş branşının daha fazla sporcuya ulaşması için sizin önerileriniz nelerdir ?

S.T…Yürüyüşün tanıtılması için çok az ve öz çalışmalarla sayımızı bir anda çok büyütebiliriz. Başlangıçta çok müsabaka, kaliteli hakemlerimiz, ortak kamplar, antrenörlerin ortaklaşa paylaşımları, sırasıyla illere gönderilecek bilgili antrenörlerin yürüyüşü tanıtarak buradaki öne çıkan sporcuları antrenörleriyle hazırlık kamplarına alınmaları. Halen bu dalda birçok düşünce ve projem de mevcuttur. En önemlisi hayalimdeki proje “ Yürüyüş okulu” Örneğin Ayvalık’ta böyle bir okulun olması bana “ Hayattaki her adım bir sistemle mümkündür” sözünü hatırlatmakta. Bizim Ruslardan ne eksikliğimiz var bizler acar ve mücadeleci bir milletiz ama yürümede onlardan gerideyiz. Rusya da 2 tane yürüyüş okulu var gittiğimde gördüm, oturan sistemde başarısızlık söz konusu değil. Eee o zaman bizim neyimiz eksik örneğin Ayvalıkta bunu canlandırabilirsek ve de yürüyüş okulunun da buraya alındığını bu sporcunun düzenli çalışmasını bilimsel ve sağlık kontrollü sağlarsak, neden aynı seviyeyi yakalamayalım. Bizlerin bu kurduğu küçük çaplı sistem Mert ATLI, Özgür Ozan PAMUK, Ersin TACİR, Şahin ŞENODUNCU, Muratcan KARAPINAR, Kemal GELECEK, Süleyman GÜL, Seren OĞUZ, Bilge KAÇAK ve adını sayamadığım birçok yeteneği çıkartabilmiş ise neden daha fazlası büyük Şampiyonalarda madalya getirmesin. Başarılı bir kamp programları sonucu 2013 sezonu içinde Şahin ŞENODUNCU 10000 m pist Dünya Genç Erkekler sıralamasında en iyi 50 yürüyüş yarışmacısı arasında 42:46.39 23 derecesi ile 23. sırayı alarak çok büyük bir başarı elde etmiştir. Sıralamaya baktığımızda bu branşta söz sahibi ülkelerden Rusya, İtalya, İspanya ve Güney Amerika ülkeleri sporcuları arasında ülkemizi çok iyi temsil etmiştir.
http://www.marciaitaliana.com/admin/pdf/statistiche/2912201334610000_rwt_revised_Jun_men.pdf
Diğer bir bayan sporcumuz Gamze ÖZGÖR ise 10000 m pist Dünya Genç bayanlar sıralamasında en iyi 50 yürüyüş yarışmacısı arasında 49:57.00 derecesi ile 27. sırayı alarak sporcumuz Şahin ŞENODUNCU’nun elde ettiği gibi özellikle bayanlarda çok büyük bir başarı elde etmiştir.
http://www.marciaitaliana.com/admin/pdf/statistiche/2312201333510000_m_JW.pdf
Bu konuda herkesten destek bekliyorum. Özellikle Atletizm Federasyon Başkanımız Sayın Fatih CİNTIMAR Bey’in faaliyet programındaki yürüyüşe verdiği önem ve içimizden biri olan Yürüyüş Koordinatörümüz Sayın Mustafa AKYAVAŞ hocamızla yürüyüşe katkı sağlamaları camiamızı fevkalade memnun etmiş olup kendisine inanıyoruz. Tüm Atletizm camiasını da tek yürek olarak Başbakanımıza ve camiamıza sahip çıkmaya davet ediyorum. Yürüyüşün gelecek nesillere sağlıklı bir sistemle kalması için her zaman yapıcı olmakta yarar vardır.


Şahin ŞENODUNCU



http://www.bedenegitimi.gen.tr/Nurse...I-“.html