Kendinizle Yaptığınız Konuşmalar Diyaloglarınızı Etkilemesin

[proksi]

Reklam Alanı

Kendinizle Yaptığınız Konuşmalar Diyaloglarınızı Etkilemesin

Yazar: Barbara Small

Hepimiz iyi iletişim becerilerine sahip olsaydık, bireyler ve gruplar arasındaki çatışmaların ve yanlış anlamaların çoğu önlenebilirdi. Bu becerilere, her etkileşim esnasında hazır bulunmak, burada ve şu anda olmak ve kendimiz ya da karşımızdaki tarafından neyin neden söylendiğini aşırı analiz ederek kendi kafamızın içinde kaybolmamak dahildir. Söz konusu becerilerden biri de karşımızdaki kişinin onaylasak da onaylamasak da ne düşündüğüne ve söylediğine saygı duymaktır. İyi iletişim becerileri, çatışmadan kaçınmamıza, sorunları çözmemize, ihtiyaçlarımızı karşılamamıza ve hayatımızın tüm alanlarında sağlıklı ilişkiler geliştirmemize yardımcı olur.

Düşünceleriniz, nasıl hissettiğinizi, ne yaptığınızı, başkalarıyla nasıl ilişki kurduğunuzu ve deneyimlerinizi nasıl algıladığınızı belirler. Bu düşüncelerin çoğu, alışkanlığa bağlıdır ve tekrarlayan düşünce kalıplarıyla daha da güçlenir. Bu sürekli iç diyaloğa “özkonuşma” denir.

Özkonuşma, iletişiminizin ne kadar etkili ya da net olacağında belirleyicidir. Nasıl iletişim kurduğunuz ve karşınızdaki kişinin söylediklerinizi nasıl duyduğu ve yorumladığı konularında etkili olan filtreler yaratır. Özkonuşmanız, verimli bir biçimde dinlemenize de müdahale eder. Karşınızdaki kişinin söyleyecekleri hakkında önyargılı davranabilir ya da varsayımlarda bulunabilirsiniz. Böyle yapmaya başladığınızda, onları dinlemeyi bırakırsınız.

Bir etkileşime dahil olan her iki insanın, aralarında akan mesajları engelleyen filtreleri vardır. Mesajlar, her insanın geçmiş deneyimleri ve inançlarıyla yaratılan ve özkonuşmalarıyla korunan bu filtrelerden geçer. Mesajlar, her birey tarafından kendi filtreleri doğrultusunda yorumlanır.

Başka bir deyişle, duymak istediğimiz şeyi duyarız. Duymayı beklediğimiz şeyi duyarız. Karşımızdaki kişinin duyduğu, her zaman ağzımızdan çıkan şey olmaz. Ağzımızdan çıkan şey her zaman konuşmadan önce kafamızda düşündüğümüz şey değildir.

Etkili iletişim, iki yönlü bir süreçtir ve hem konuşmayı hem de dinlemeyi içerir. Özkonuşma, iyi bir dinleyici olmanızı engelleyebilir; çünkü, aynı anda iki kişiyi dinleyemezsiniz. Hem kendinizi hem de karşınızdaki kişiyi dinleyemezsiniz. Kafanız olumsuz özkonuşmalarla doluysa, karşınızdaki kişinin söylediklerini dinlemek için gerekli enerjiye ya da konsantrasyona sahip olamazsınız. Özkonuşmanız, karşınızdaki kişinin söyledikleri hakkında hüküm vermeye, az önce söylenenler karşısında kendinizi azarlamaya, derhal sonuç çıkarmaya, kendini savunmaya ya da söylemeyi planladıklarınızı prova etmeye dönüşebilir. Bunlardan herhangi biri oluyorsa, artık karşınızdaki kişiyi dinlemiyorsunuzdur.

Sonuç olarak, aynı anda hem kendi kafanızdaki özkonuşmayı hem de karşınızdaki kişinin söylediklerini dinleyemezsiniz. Benzer biçimde, aynı anda hem başkasıyla hem de kafanızın içinde kendinizle konuşamazsınız.

Kendi kafanızdan çıkmanın yanı sıra diğer kişinin kafasından da uzak durmalı ve ne hissettiğini, düşündüğünü, söylemeyi planladığını, söylemediğini ya da söyledikleriyle gerçekten ne demek istediğini bulmaya çalışmamalısınız.

Diğer kişiye gerçekten ne olduğunu anlamanın tek yolu, bunu ona sormak ve konuyu sizin için açıklamasına fırsat vermektir.

Özkonuşmanızın dış diyaloglarınıza müdahale ettiğini fark ettiğinizde, derin nefes alın ve enerjinizi diğer kişiye odaklayın. Özür dileyin ve biraz önce söylediklerini duyamadığınızı söyleyin. Tekrar etmesini rica edin.

Karşınızdaki kişinin söylediklerini otomatik olarak kişisel almamaya gayret edin. Çoğu kez sizinle bir ilgisi yoktur ve bu sadece onların fikridir. Sizi eleştirseler de, bu sadece onların fikridir. Tek gerçekliğin bu olduğu anlamına gelmez. Onlarla hemfikir olmanız ya da söylenenleri benimsemeniz gerekmez. Onların böyle düşünmeye, sizin de farklı düşünmeye hakkınız vardır.

Dolayısıyla, bir başkasıyla iletişim kurarken hem kendinize hem de onlara saygı gösterin ve diyaloğa tam olarak katılın. Etkileşime dikkat edin ve odağınızı koruyun. Özkonuşmanızı susturun. Böylece, özkonuşmalarınız çok daha samimi ve gerçek olacaktır.