21-07-2009, 18:41 | #1 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Şub 2008
Bulunduğu yer: Samsun
Mesajlar: 2.731
Teşekkürleriniz: 14
89 Mesajına 129 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 19 |
Reklam Alanı
Bedenin veya organların dinlendirilmesi binlerce yıldır bilinegelen birşeydir. Eski uygarlıklar, daha sonra Yunan ve Roma uygarlıkları bu yöntemi uygulamışlardır. Her dinde bir oruç veya perhiz yöntemi güdüldüğü bilinir. Dinlerin ortaya koyduğu oruçlar sağlık açısından organları dinlendirmekten, zehirlerinden kurtarmaktan başka birşey değildir. Çağımızın besin uzmanlarına göre, çağımız insanı zaman zaman organlarını dinlendirmediği için çok şey kaybetmektedir. İnsan istediği kadar iyi kaliteli besin alsın; eğer toksinler birikmişse, bunlardan kurtulmadıkça beden bizi sağlıklı bir biçimde besleyemez. Bedeni bu zehirlerden kurtarmanın en akla yakın yolu organları dinlendirmek, yani yemek yememektir. Yalnız yemek yememek başkadır, perhiz etmek başkadır. Aradaki farkı belirtmek yerinde olur. Yemek yememek, yani aç kalmak bedenin besine gereksinimi varken onu bundan yoksun bırakmaktır. Perhiz ise bilimsel ve bilinçli biçimde bedeni toksinlerden kurtarmaktır. Doğal bir kurala göre, beden yiyecek birşey bulamayınca, ilk olarak en az gereksinim duyduğu maddeleri kemirir; yani toksinini ve zehirini. Beden bu toksinlerden kurtulunca birçok hastalıklar, yakınmalar yok olur; romatizma, arterit, şeker hastalığı, gut, migren, şişmanlık, kabızlık, sindirim bozukluğu v.b. gibi. Bilinçli bir biçimde perhiz eden bir insan günlerce açlık duymayabilir. Çünkü beden kendi rezervlerini kullanmakta, yani gereksiz yağlarını yakıp eritmektedir. Her ne kadar organlar bedeni temiz tutmak için sürekli salgı salgılıyorlarsa da, solunduğumuz pis havanın ve yanlış beslenmenin yarattığı olumsuz etkiler salgı organlarının atabilme kapasitesinin üstündedir. Sonuç olarak kan pislikle dolar, salgı organları aşırı çalıştığından yorulur, bedenin direnç gücü zayıflar ve kronik hastalıklar baş gösterir. Pek çok insan güçten düşeceğini sanarak bir öğün aç kalmaktan veya perhiz etmekten sakınır. Bu tamamen yanlış bir kanıdır. Kazazedelerin aç, susuz yaşadıkları çok duyulmuştur. Hasta bir hayvan günlerce her tür yiyeceği reddeder. Dişi kuşlar ve balıklar aç kalınca, bedenleri biriken yumurtaları besin olarak kullanır. Kış uykusuna dalan hayvanların bedeninde besleyici rezervler vardır. Ot bolken kuyruklarında yağ biriken koyunlar, kıtlık olunca bu yağı besin olarak kullanırlar. Hayvanda olduğu gibi, insan bedeninde de açlığa, kıtlığa veya perhize karşı koyacak besin rezervleri vardır. Pratik ve kolay yoldan organları nasıl dinlendirmeli : 1) Haftada bir : Akşam yemeğinden sonra ertesi akşam yemeğine kadar hiçbir yiyecek veya içecek almamak. Perhize yeni başlanıyorsa, yalnız kaynamış su veya suyla meyve suyu karışımı içilebilir. 2) On beş günde veya ayda bir : Akşam yemeğinden sonra ertesi gün ve daha ertesi gün öğleye kadar, yani 36 saat yalnız kaynamış su içmek. (Bedeni de dinlendirmek için bunu tercihen hafta sonunda yapmalı.) 3) Haftada bir ve hep aynı günde : 24 saat, yani 3 öğün yalnız tek meyve yemek; ertesi gün kahvaltıda da aynı meyveyi yemek. 4) Ayda bir : 3 gün sırayla tek meyve yemek ve susadıkça biraz su veya şifalı doğal çaylardan şekersiz içmek. 5) Yılda bir (et yiyenler için yılda iki) : 15 gün yalnız meyve ve sebze yemek. (Bu süre içinde protein, yağ, unlu madde veya şeker kesinlikle alınmamalıdır.) Beden ilkbahar veya yaz aylarında arınır. Meyvenin ve yeşilliğin bu mevsimdeki bolluğu, güneş ve açık hava bu kürü kolaylaştırır. Ama bedenin şiddetle arınması gerekiyorsa, zaman kaybetmeden bu kür herhangi bir mevsimde uygulanabilir. Perhiz veya kür sona erdiğinde, en önemli sorun insanın katı besin olarak ilk ne yiyeceğidir. Eğer perhiz kısa süreli, yani bir veya iki üç günlük ise, birkaç gün az yemekle yetinmeli. Eğer kür bir haftayı veya 15 günü bulmuşsa, ilk günün sabahı gene sıvı besin almalı. İkinci gün birinci öğün fırında kabuğu ile pişmiş patates, ikinci öğün fırında pişmiş elma yemeli. Üçüncü gün kahvaltıda 2 ince dilim kızarmış ekmekle biraz tuzsuz beyaz peynir yenebilir. Öğleyin fırında pişmiş patatesle salata, akşam yalnız meyve yemeli. Üçüncü günden sonra besin miktarı çoğaltılır, ama gene de sofradan tok kalkılmaz. Ancak birşeyi unutmamamk gerekir: Bu kürden sonra gene bedende toksin bırakacak cinsten besin yenirse, kısa süre sonra eski yakınmalar ve rahatsızlıklar yeniden baş gösterir. Şunu da bir kez daha tekrarlamakta yarar var: Sofradan tok kalkmamalı ve acıkmadan yememeli. Organlar dinlenirken : Kür süresince bedenin asitleşmeye eğilimi vardır. Bu asiditeye set çekmek için her gün bir miktar limonlu su içmeli. Buna bir çimdik karbonat da katılabilir. Meyve suları kaynatılmış ve soğutulmuş suyla karıştırılarak içilebilir. Yalnız susadıkça içmeli. Susamadan içmenin ne yararı vardır, ne de salık verilir. Çünkü bu perhiz süresince bedendeki oksidasyon çoğalır. Bu çoğalma toksinlerin giderilmekte olmasından ileri gelir. Aşırı su içilirse toksinler giderilemez. Beden kısmen bağırsaklar, kısmen de böbrekler yoluyla temizlenir. Perhiz eden bir insanın idrarı daha koyu ve daha asittir. Bağırsaklar da normal çalışmaz. Bu nedenle iki günde bir lavman yapmalı, yoksa bedendeki toksinler kana karışır. Perhiz süresince insanda garip arazlar belirebilir; paslı dil, ağız kokusu, baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi, kabızlık, bağırsaklar boşaldığında nahoş koku v.b. gibi. Bütün bunlar bedenin toksinlerinden kurtulmakta olduğunu gösterdiğinden, endişe edilmemelidir. Ayrıca kan basıncı azalır, düşükse normale gelir, safra kesesi pisliğinden kurtulur, nabız atışı hafifler, kalp rahatlar, kan dolaşımı rahatsızlıkları yok olur, düşük ve yorgun organlar yerlerini bulur. Bedenin temizlenmesine fırsat verilmezse, kronik hastalıklardan başka ciltte çıban, sivilce, kızartılar, kaşıntılar da belirebilir. Bu belirtiler kanın temiz olmadığını gösterir. Kür sırasında her ne kadar bellek zayıflarsa da, sonradan zihinde canlılık, bedende hafiflik hissedilir. Sağlıklı bir insan kür süresince çalışabilir. Hastanın ise yatması veya dinlenerek kürü sürdürmesi daha doğru olur. Yeni bir beslenme sistemi uygulanınca beden de, zihin de 10 gün sonra değişmeye başlar. Bu değişim ancak 4 ayda tamamlanır. Kan plazması yaklaşık 10 günde, akyuvarlar 20-80 günde, alyuvarlar 120 günde değişir.Müheyya Üzer
__________________
7-8 Ağustos 2010 Tarihinde DİYARBAKIR'da yapılan Spor Tırmanış yarışmasını SİYASİ SEBEPLE protesto edip yarışmaya takım getirmeyen, aynı zamanda'da TDF Eğitmeni ve Spor kulübü BAŞKANI olan KİŞİ'yi ÖZEN'le kınıyorum. |
Reklam Alanı |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
dinlenmesi, organların |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Reklam Alanı |