24-05-2007, 14:59 | #1 |
Administrators
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10 |
Reklam Alanı
VOLEYBOLDA BAŞARIYA GİDEN YOL > Başarmak için düşünmek, istek duymak, zeka, çalışkanlık, bilinçlilik ve duyarlılık gerekir. Bunlar, sporcuların sahip oldukları niteliklerdir ve bu da sporculardan oluşan grupla çalışmanın hayatımızı güzelleştirmesinin sebebidir. BAŞARIYA GİDEN YOL AKILDAN GEÇER. Çok basit gibi görünen, ancak içten gelen bir düşünce ve davranış gerektiren bu deyim, sizi başarıya ulaştıracaktır. ALIŞKANLIKLAR Sporcular, alışkanlıklardan oluşan varlıklardır. Canlılar da alışkanlıklardan oluşan varlıklardır. Günlük hayatımızın %75’ini “alışkanlıklarımız” oluşturur. Bu da, bilinçli, düşünmeden, çaba sarfetmeden ve farkında olmadan hareket etmemiz anlamına gelir. Okuruz, nefes alırız, ayakkabılarımızı bağlarız, yürürüz, besleniriz, bisiklet süreriz, radyoyu açarız ve bunları yaparken bilinçli olarak düşünmeyiz. Yiyeceğe, müziğe, seslere, iklime veya görevlerimize bilinçli olarak düşünmeden reaksiyon gösteririz. Bunu nasıl yapabiliriz? Biz, kendimizi belirli yönlerde hareket etmeye ve tepki göstermeye programlamışızdır. Doğduğumuzdan beri milyonlarca deneyimle karşılaşmışızdır. Bu deneyimlere verdiğimiz reaksiyon, bizim geçmiş yaşantımız ve beklentilerimiz üzerine kuruludur. Reaksiyonlarımız, bir arkadaşımızın, bir aile ferdinin veya öğretmenin size söyledikleri üzerine de kurulu olabilir. “Su soğuk değil.”, “Çok lezzetli!” gibi.. Bu, sizin geçmişte yaşadıklarınıza da bağlı olabilir. Davranışlarımız ve reaksiyonlarımız programlanır ve biz onlar hakkında düşünmezsek bunlar alışkanlık haline gelir. Alışkanlık öğrenilmiş bir tepkidir; geleneksel, olağan ve tekrarlanan hareketlerimizdir. Bir alışkanlık, zihinsel olabilir- nasıl düşündüğümüz gibi-, veya fiziksel olabilir –nasıl davrandığımız gibi-. Ayakkabınızı bağlamayı küçük yaşınızda öğrenmişsinizdir. Şu anda, ayakkabılarınızı, gözleriniz kapalı, ezbere de bağlayabilirsiniz. Değişik şekillerde, fakat hep aynı alışkanlıkla aynı yolları takip ederek bunu yaparsınız. Eğer pas atmayı öğrenmişseniz, bunu ezbere, fazla bilinçli düşünmeden yaparsınız. Kendinizi her defasında aynı şeyi yapmaya programlamışsınızdır. Bu, eğer pası mükemmel yapıyorsanız iyi bir alışkanlıktır. Ancak, iyi pas atıyor da mükemmeli yapamıyorsanız durum ne olur? İyi alışkanlık üzerinde çalışmak, başarmanın en rahat yoludur. Eğer antrenman yapmak mükemmelleştiriyorsa, başka hangi antrenman alışkanlıkları size yardımcı olur? Birçok antrenör her zaman mükemmelliğe çalışmanın mükemmelleştireceği üzerinde durur. Bu da, antrenörlerin sizin pas, servis, blok vb. belirli bölümlerin üzerinde yoğunlaşmasının sebebidir. Günde 20 servis atmanız -ki, bunu bir antrenmanda rahatlıkla yaparsınız- daha iyi ve etkili bir servis atana kadar maçlarda iyi servis atmanızı sağlamayacaktır. Geliştirmek için doğru olarak yapılmalıdır. HANGİ ALIŞKANLIKLARI ÇALIŞTIĞIMIZIN FARKINDA OLUP, BU ALIŞKANLIKLARIN YARDIMCI VE OLUMLU OLDUKLARINDAN EMİN OLMALIYIZ. Antrenmanlarda yaptığımız birçok alışkanlıklar ve davranışlar vardır. Son antrenmanınızda yaptıklarınızdan 5’ini lütfen boş bir kağıda yazınız: Şimdi, bu alışkanlıkların her birine geri dönerek, bu alışkanlığı mükemmelliğe yardımcı olması yolunda nasıl geliştirebileceğinizi aynı kağıda yazın: Değiştirmeyi tercih edeceğiniz bir alışkanlığı düşünün. Bu alışkanlık size yardım etmiyor olsun. Bu alışkanlığı yazarak, neden ve nasıl değiştireceğinizi açıklayın: Unutmayın ki, antrenmana gidip gelmek yeterli değildir. İyi alışkanlıklar sergilemek için bilinçli çaba sarf etmek, gelişmenize ve potansiyelinize ulaşmanızı sağlayacaktır. OLUMLU DÜŞÜNMENİN GÜCÜ Alışkanlıklar unutulabilir, tekrar öğrenilebilir ve mükemmelleştirilebilir. Antrenörlerin amacı yeni teknikleri, antrenman metotlarını ve mükemmelleştirmenin yollarını öğretmektir. Çalıştığınız şey, bir süre sonra alışkanlığınız haline gelecektir. Sizin amacınız, mükemmele ulaşmak için alışkanlıklarınızı olumlu hale getirmektir. Bilim adamları sık sık insan beynini bilgisayarlarla karşılaştırmıştır. Düşünürken ve davranırken beyinde harekete geçen sinirler, bir bilgisayarın elektrik gücüyle aynıdır. Ancak beynimiz öyle bir bilgisayardır ki, onun yapabileceklerini yapan bir bilgisayar ancak 4 odalı 20 katlı bir binaya sığabilir. Aynı davranışı veya düşünceyi her düşündüğünüzde, beynimizde bir sinir yolu harekete geçer. Aynı yol ne kadar çok harekete geçerse, o kadar çok programlanmış bir alışkanlığa dönüşmeye yaklaşırsınız. Zihinsel tepkiler, ayrıca alışkanlıkla yönetilir. Olaylara tepkiniz olumlu veya olumsuzdur; bu öğrenilmiş, çalışılmış ve programlanmıştır. Tepkiniz size ya yardım edecek veya zarar verecektir. Neden? Olumlu düşüncenin gücü nedir ve bu güç neden başarıya ulaşmada önemli bir kavramdır? Sizin, her duruma göre bir tepkiniz vardır. Örneğin, bu akşam yemekte ciğer ve soğan olduğunu düşünün ve bu menü hakkındaki tepkinizi bir kağıda yazın: Şimdi yazdıklarınıza bir göz atın. Olumlu mu? Neden bu şekilde cevap verdiniz? İSTEYEREK yaptığınız bir şeyle mecbur olduğunuz şeyden daha başarılı olduğunuz bilimsel bir gerçektir. Aklınız ve vücudunuz birbirine bağlıdır. Bunu ciğer ve soğanla ne gibi bir ilgisi vardır? Eğer bunları yemek zorundaysanız, bunu nasıl daha zevkli ve kolay hale getirebilirsiniz? Bunu, istediğiniz bir şeyle bağlantılı hale getirin. Nasıl? Ciğer ve soğanla ilgili olarak, voleybolda işinize yarayacak bir şeyler bulun. Ciğer ve soğandaki vitaminlerin dayanma gücünü arttıran demire ve besine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Ciğerde ayrıca, kaslarınızın daha etkili olmasını sağlayacak enzimler bulunur. Kas dokusu yırtıldığında, ciğer ve soğandaki protein ve vitaminler kaslarınızın güçlenmesini sağlayacaktır. Bu da demektir ki, yarınki antrenman sizin için daha kolay olacak. Antrenörler, sizden bilinçli, tetikte ve farkında olmanızı ister. Yaptığınızın, alışkanlıklarınızın, tepkilerinizin olumlu olduğundan emin olun. Bu, başarıya giden yolda bir adımdır. Başarının yolu akıldan geçer. BİLİNÇLİ OLMAK Yıllardır Ahmet, mükemmel “potansiyeli” olan bir voleybolcuydu. Potansiyel, iki anlamlı bir kelimedir. Bir anlamı, “ mükemmellik için fırsat orada, fakat –gizli ve yerine getirilmemiş-“ olabilir. Ya da; “sizde geliştirilmek için içten gelen bir yetenek vardır.” Hepimizin potansiyeli vardır, fakat ortalama bir sporcuyla kazanan bir sporcu arasındaki fark, kazananın potansiyelini ortaya çıkarmak için basamaklar izlemesidir. Ortalama bir sporcu denemeler yapmaz. Potansiyelinizi kullanmazsanız kaybedersiniz. Birçok sezon boyunca Ahmet’in potansiyeli harcandı. Antrenörleri onun müthiş olabileceğini düşündüler. Belki de, milli olabilirdi. Gelişmek için elinde olan kapasiteyi ve bu avantajı kullanamıyordu. Neden? Her şeyi, yapmıştı- Çalışmaya gitti, ağırlıklar kaldırdı, maçlarda oynadı; süresi her yıl daha iyiye gitti fakat hala bir şey eksikti antrenörü hep Ahmet’in içinde müthiş bir şey olduğunu fakat buna ulaşmaya yönelik olmadığını hissediyordu. Ahmet’te, iç ruh ve tutku yoktu. Ahmet’te, ona yön ve odak gösterecek bilinçlilik eksikti. Ahmet çalışmadan çalışmaya, karşılaşmadan karşılaşmaya zıplayan bir top gibiydi. İlerleme kaydetti, ancak enerjisi ve yeteneği odaklanmamıştı. Ahmet’ te eksik olan, onun ne yaptığı üzerine zihinsel olarak odaklanmanın bilincine varmaktı. Antrenörüyle birkaç görüşme yaptıktan sonra Ahmet daha fazla odaklanmıştı. Yine aynı çalışmaları yapıyor, aynı ağırlıkları kaldırıyor fakat bu kez daha bilinçli ve yönlendirilmiş davranıyordu. Ahmet milli seviye potansiyeline ulaşıyordu. Nasıl? Sebep zihinseldi- ona bir odak ve yön duygusu veren zihinsel bir bilinç geliştirmişti. Bu zihinsel bilinç de onun kendini fiziksel ve zihinsel olarak geliştirerek ilerlemesini sağladı. Bilinçli olmak amaca giden ilk adımdır ve BAŞARIYA GİDEN YOLUN AKILDAN GEÇMESİNİN sebebidir. Bilinçlilik “tetikte olmak, farkında olmak, şekillendirilmiş bilgi” olarak tanımlanır. Voleybolcular için bunu anlamı, ne yaptığını ve niçin yaptığını bilmektir. Voleybolcuların amacı; 1. Ne yapmak istediğimizin, 2. İstediğimizi nasıl yapacağımızın farkına varmaktır. Her şeyi yapmak, etrafımızda olup biten her şeyin farkında olmak imkansızdır. Bir insan her şeyi yapmaya çalışırsa, ters tepkiyle karşılaşır. Siz ancak bazı şeyleri iyi yapabilirsiniz. Ne istediğimiz hakkında bilgi sahibi olduktan sonra bu isteğimizi nasıl elde edebileceğimize karar verebiliriz. Ancak ne istediğimizin farkına vardıktan sonra kendimizi daha etkili ve çabuk geliştirebiliriz. Kulübünüzden ve antrenörlerinizden bekledikleriniz hakkında bir liste yapın (yazın): Bilinçlilik bizde duyularımızdan, tatmamızdan, görmemizden, koklamamızdan, dokunmamızdan ve duymamızdan gelir. Duyularımız bizim dış dünyayı algılamamızı, görmemizi ve kişisel olarak etkileşmemizi sağlar. Bu gerçek bir resim değildir. Şunun farkında olmalıyız ki, gördüğümüz, düşündüğümüz şey gerçekte orada olan şey değildir. Şu anda duyularımız milyonlarca uyarıcı tarafında bombardımana tutulmaktadır. Doğru araçlar olmadan bunların büyük bölümünü ortaya çıkaramayız. Örneğin; siz etrafınızdaki radyo, televizyon dalgalarını ve diğer birçok işitsel sesleri duyamıyorsunuz. Bunu, belirli araçlar olmadan yapmanız imkânsızdır. Buradan anlayabiliriz ki; bizim görebildiklerimiz aslında çok azdır. Biz, gördüklerimizden, duyduklarımızdan, tattıklarımızdan, kokladıklarımız- dan ve dokunduklarımızdan faydalanmak zorundayız. Algılayamadığımız şeylerin fiziksel limitlerine ilave olarak, bilinç- altımız (alışkanlıkla) bizi uyarıcıların aşırı yüklenmesine karşı korur. Siz odanızda otururken değişik uyarıcılar alırsınız. Yan odada birisi çalışıyor, konuşuyor ve gürültü yapıyor olabilir. Konsantre olduğunuzda duyabileceğiniz şekilde müzik çalıyor olabilir. Konsantre olduğunuz taktirde siz bu uyarıcıyı alıyor, diğerlerini dışlıyorsunuz. Bu da, bilincin alışkanlıkla ilişkili olmasının sebebidir. Bilincimiz bilir ki, şuurlu bir düzeyde bütün uyarıcıların farkında olamayız. Bu yüzden de belirli uyarıcıları eleyerek belirli olanları seçer. Biz, belirli uyarıcı üzerinde yoğunlaşırız. Örneğin, bir anne başka kimse duymadığı halde çocuğunun yan odadan gelen ağlama sesine duyar. Bu sisteme “odaklanmış hareket etme sistemi” denir. Bu sistemin nasıl çalıştığını anladığımız anda, bunu lehimize kullanabiliriz. Bunu maçlarda yaşamışsınızdır; mesela size bağıran bir sesi diğerlerinden ayırabilmiş-sinizdir. Ahmet, yıllarca antrenörlerinin ona blokda dirseklerini düşürdüğünü söylemesini dinlemiştir. Fakat bu Ahmet’te ta ki antrenörünün başka bir voleybolcuya şunları söylediğini duymasına kadar etki etmemiştir:’Dirseklerini düşürdüğünde destek noktasını kaybedersin. Güç için bir kaldıraca sahip değilsin, fakat destek noktanla dünyayı kaldırabilirsin.’ Bu mesaj, onun pozisyonunun FARKINA varmasını sağlamış ve ilerleme kaydetmiştir. Hiç, en son model bir mayo alıp giydikten sonra bir anda sahildeki herkesin aynısından giydiğini fark ettiniz mi? Bu mayolar hep oradaydı Fakat siz bunu daha önce fark etmediniz. Bu, sizin’Odaklanmış Hareket Etme Sistemimizin çalışması ve bir şeyin sizi fark etmeye ‘zorlamasına’kadar bu sistemin engel olmasıydı. Akıl, bizim önemli şeylerin farkına varmamızı sağlayacak bir makinedir. Bir sporcu olarak potansiyelinizi geliştirmenin anahtarlarından biri, neyi neden yaptığımızın farkına varmamızdır. Siz; 1. neyi doğru yaptığınızın, 2. neyi yanlış yaptığınızın, 3. neyi yapıyor olmanız gerekip de yapmadığınızın farkında olmalısınız. Şu anda birçok şeyi zaten doğru yapıyorsunuz. Bir kulübün sporcusu olmakla, çok çalışmakla ve daha birçok şeyle doğru olanı yapıyorsunuz. Şimdi, sizce doğru yaptığınız 5 şeyi bir kağıda yazın: Yanlış yaptığınız bazı şeyler de olabilir. Örneğin, yeterince uzanmıyor veya dirseklerinizi düşürüyor olabilirsiniz. Hepimizin değiştirmemiz gereken birtakım alışkanlıkları vardır. Değiştirmeniz gerektiğinin farkında olduğunuz 3 şeyide yazınız: Ayrıca yapamadığınız şeyler de vardır, eğer bunları yapsanız belki daha iyi bir voleybolcu veya insan olacaksınız. Ağırlık kaldırmak, esneme hareketleri yapmak gibi… Bunlar, aslında yapıyor olsak daha iyi olacağını bildiğimiz şeylerdir. Şimdi bunların 3 tanesini yazın: Şu anda siz olumsuzlukları-yanlış yaptıklarınız veya hiç yapmadıklarınız-olumluya dönüştürdünüz. Olumsuzlukların farkına vararak, bunları olumluya dönüştürme işlemine başladınız. Bizim amacımız da bu; yani olumsuzlukları olumluya çevirmektir. Neyi yanlış yaptığınız farkına vararak bir ’olumsuzu’ aldınız ve bunu olumluya çevirdiniz. Olumlu alışkanlıklar kazanmakta ilk adımı geçtiniz. Kendimizi bilinçlendirerek, bize hergün söylenen olumlu şeyleri algılar hale gelebiliriz. Şu da kötü bir gerçektir ki; canlılar birbirleriyle etkileşimlerinde olumsuzdurlar. Bu da, bir toplumdaki ‘ Yapma’ ve ‘ Hayır’ diyen kuralların bir sonucudur. Zamanımızın en iyi avukatlarından biri, genç yardımcılarına şunları söylüyordu:’ Bana müvekkilimizin YAPAMADIKLARINI anlatmayın. Bana bizim YAPABİLECEKLERİMİZİ anlatın. Eğer kanun ‘ Hayır ‘ demiyorsa o zaman biz de yapabiliriz. YENİDEN GÖZDEN GEÇİRME Olup biten her şeyin farkında olamayacağınıza göre ne yaparsınız? Önemli ve önemsiz şeyleri ayırmak durumundasınız. Başarmak istediğiniz şeye ve bunu nasıl yapacağınıza karar vermelisiniz. Bu da, bir şeyin bilincinde olmanın en önemli kısmıdır. Birşeyi neden yaptığınızın bilincinde olmalısınız. Bu yardımcı mıdır? Olumlu mudur? Herhalde bilinçli olmanın en önemli yanı, öğretmenlikteki rolüdür. Her maçtan sonra bundan bir şeyler öğrenmelisiniz. Bazen ne yapmanız gerektiğini, bazen de neyin işe yaradığını öğrenirsiniz. Bilinci bir araç olarak kullanmak, sizin etraftakileri görmenizi, daha önceden yapmadıklarınızı yapmanızı ve yapmak istediklerinizi yapmanızı sağlar. Bu bölümlerdeki kavramları kullanarak yakınlarda oynadığınız bir maçı değerlendirin: A.iyi yaptığınız 3 şeyi yazarak; B.Değiştirmeniz gereken 3 şeyi yazarak; C.Değişikliği başarmak için yapmanız gereken 5 şey yazarak; ÖZ GÖRÜNTÜ Spor psikolojisindeki en önemli yollardan biri öz-görüntü çalışmalarıyla ilgilidir. Öz-görüntü psikolojisi ve psikosibernetiks alanındaki öncülerinden biri Maslov adında bir bilim adamıdır. Maslov, akıl(psiko) programlaması ( sibernetiks ) üzerinde yoğunlaşmıştır. Onun buluşu şöyledir: 1.İnsan beyni bir bilgisayar gibi çalışır.( Ne bilgisayar ama! Onun yapabileceğini ancak 4 odalı 20 katlı bir binaya koyulacak bir bilgisayar yapabilir! ) 2.İnsanlar eğer ‘ akıl ‘ bilgisayarına bir ‘ başarı ‘ programı girerlerse, zihinlerini başarıya programlayabilirler. Artık ona sahipsiniz. Maslov’un 1000 sayfanın üzerindeki yazısını 2 paragrafa sığdırdık. Şimdi, başarılı olmak için kendimizi nasıl programlamamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Anahtar-ki bunu sadece Maslov bulmamıştır, ayrıca Anthony Robbins, Buddha, Shakespeare ve diğer birçok filozofun da söylediği gibi – bizim nasıl davrandığımız, nasıl reaksiyon gösterdiğimiz ve öz-görüntümüzü geliştirdiğimizde saklıdır. Bu yeni bir teori değildir. Tevrat’ta ‘İnsan düşünüyorsa olmalıdır.’ Diğer bölümlerde açıklandığı gibi, alışkanlıkların nasıl programlamanın sonucu olduğunu görmelisiniz. Ayrıca bilinçliliğin de öz-görüntüde nasıl önemli olduğunu görebilirsiniz. Öz-görüntü nedir? Öz-görüntü, bizim sahip olduğumuz aklın resmidir. Kendimizi nasıl gördüğümüzün, ne olduğumuzu düşündüğümüzün, nasıl davrandığımızın ve tepki verdiğimizin bir kopyasıdır. Mutlaka göründüğü gibi olması gerekmez-başkalarının gördükleri veya ne olduğumuzu söyledikleri değildir. Öz-görüntü, bizim ne olduğumuza inandığımız şeydir. Şimdi, kendi öz-görüntünüz üzerinde biraz düşünün. Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Nasıl bir kulüpte olduğunuzdan, nasıl bir voleybolcu olduğunuza kadar düşündüğünüzü yazın. Yaptıklarınızı neden yazdığınızı düşünüyorsunuz? Diğer sporcularda bu şekilde mi görüyor? Diğerlerinin gördüğü, sadece buz dağının üst kısmıdır. Bazılarına göre kendine fazla güvenen biri gibi görünebilirsiniz. Size göre ise bunun tam tersi olabilir. Kendiniz hakkındaki düşüncelere neler sebep olabilir? Aşağıda bir başlangıç listesi var. Siz ilaveler yapabilirsiniz: 1. Geçmiş tecrübeler 2. Bir arkadaşınız yaptığına göre siz de yapabilirsiniz düşüncesi 3. Antrenörünüz, aileniz, arkadaşınız böyle olduğunuzu söylüyor ve siz de onlara inanıyorsunuz. 4. ______________________________________________ 5. ______________________________________________ Öz görüntü, sporcular için çok önemlidir çünkü insanlar öz görüntüleriyle tutarlı bir biçimde davranırlar. İnsanlar kendilerini gördükleri şekilde rol yaparken, davranırken veya başka bir şey yaparken rahatlatırlar. Öz görüntü, davranışlarımızın bir belirtisi haline gelir. Öz görüntümüzün davranışlarımızı nasıl kontrol ettiğini görmenin bir yolu, “rahat bölgemize” göz atmaktır. “Rahat bölgemiz” davranırken kendimizi rahat hissettiğimiz alandır. Eğer insanlar öz görüntüleriyle tutarlı şekilde davranırlarsa, bu insanlar “rahat bölgelerinin” dışındadır. Örneğin; birçok insanın en büyük korkusu toplum önünde konuşmaktır. Eğer zayıf bir öz görüntüyle yapıyorlarsa, rahat alanın dışındadırlar. Bir topluluk önünde konuşlarına duydukları rahatlık, kesik kesik nefes almalarından, ağızlarının kurumasından, kalp atışlarının hızlanmasından ve kısa süreli hafıza kaybından anlaşılabilir. Biz, öz görüntümüzle tutarlı şekilde davranırız. Bunun voleybolla ilgisi nedir? Tamamen ilgilidir çünkü biz öz görüntümüzle paralel bir performans gösteririz. Spordaki en büyük engellerden biri 1 mili 4 dakikanın altında koşmaktı. Otuz koşucu 4 dakikaya yakın koştu fakat kimse bu dereceye ulaşamadı. Nobel ödüllü bir bilim adamı, bunu başarmanın fiziksel olarak imkansız olduğunu söyledi. Bir insan bu kadar hızlı koşabilecek kapasiteye sahip değildi. Uzun bir süre de bu dereceyi kimse geçemedi. Bilim adamı haklıydı. Bu durum; Roger Bannister adlı bir koşucu 4 dakikanın altında koşarak imkansızı başarana kadar devam etti. Bir yıl içinde ise 4 dakikalık derece 27 kez kırıldı. Bu başarıldıktan sonra, bunun imkansız bir şey olduğuna inana koşucular artık kendilerinin de yapabileceklerine inanıyorlardı. Daha önce Roger’la yarışmışlar, hatta onu geçmişler ve bunu yapabildiklerini görmüşlerdi. Roger Bannister, sadece kendinin değil, birçok koşucunun da öz görüntüsünü değiştirmişti. Öncelikle, öz görüntümüzün değerini anlıyor, sonra kendi öz görüntümüzü değiştirmeye başlıyoruz. ÖZ GÖRÜNTÜMÜZÜ DEĞİŞTİRMEK AMAÇLAR Öz görüntümüzü değiştirmenin ve kendinizi programlamanızın en önemli yanı amaçlar oluşturmanızdır. Aklın bir hedefe ihtiyacı vardır. Hedef, aklın odaklandığı bir amaçtır. Amaçlar başarının temel taşlarıdır. Eğer doğru yerleştirilirse, bizi başarıya götürecek şekilde aydınlatırlar. Amaçlar olduğunuzda, ormana gidip oraya buraya ateş eden bir avcıya benzersiniz. Çalılıklara neden ateş ettiğiniz sorulduğunda da “Bilmem, orada ne var?” dersiniz. Avcının hiçbir şey vuramadığını söylememize gerek yoktur zaten. O hiçbir şeyi hedeflemiyordu. “Ne istediğinize dikkat edin, elde edebilirsiniz.” sözünü duymuş olabilirsiniz. Eğer bilinçli olarak bir amaç belirlemişseniz, aklınız bilinç altı seviyesinde de olsa bu hedefe ulaşmak için çalışmaya başlayacaktır. Siz bunun farkında bile olmayabilirsiniz. Bu, bilinçaltı seviyesinde gerçekleşebilir. Antrenörler sporculara hep amaçlar belirlerler. Her çalışma, kısa dönemli bir amaçtır. Her başarılı çalışma, kısa dönemli bir amacın üzerine uzun vadeli amaçlar kurar. Her çalışma, bu amacınızı gerçekleştirmek için bir şans olur. Bir antrenör her şeyi yapmaz. Kendinizi bir şeye doğru çekmeniz bir şeye doğru itilmekten daha kolaydır. Eğer amacınıza doğru çalışıyor ve antrenörünüzle birlikte bu konunun içine giriyorsanız, bir süre sonra odaklanacaksınız. Bilinçli hale geldiğiniz için, aklınız amacınıza ulaşmanıza yardım etmek için çalışmaya başlayacak ve bir süre sonra öz görüntünüzün bir parçası haline gelecektir. Aklınıza bir kez vurulacak bir hedef gösterdiğinizde yaptığınız her şeyin amacınıza ulaşmak için ne kadar işe yaradığını göreceksiniz. Odaklanmış hareket etme sisteminiz otomatik olarak dışarıdan gelen uyarıcı üzerine yoğunlaşır. Antrenörünüz ile kuracağınız iletişim, kötü bir gün ve çalışma geçirdiğinizde daha istekli olmanıza yardım eder. Amaçlarınızın yazılı ve sözlü olarak antrenörünüze ve ailenize açıklamanız da ayrıca amaçlarımızın bilincine varmanıza yardım edecektir. Amaçlar, öz görüntümüzü değiştirmekte çok önemlidir. AMAÇLARINIZI OLUŞTURMAK Öz görüntünüzü değiştirmek için neyi amaçladığınızın farkına varmamız önemlidir. Amaçlar, istediğimiz hedef haline gelir ve oluşturduğumuz amaçlar öz görüntümüzü değiştirmemize yardım eder. Amaçlarımızı oluştururken uymamız gereken önemli kurallar vardır. 1.Uzun vadede düşünün. Ahmet, milli olmak istiyor. Bu, hem çok büyük, hem de Ahmet ’in başarabilmesi mümkün olan bir amaç. Nitekim şu anda Ahmet, bunu başarabileceği konusunda kuşku duyuyor. Neden? Çok uzun bir süre sonrasıyla ilgili, bir hayal! Fakat bu, Ahmet’in koruması gereken bir hayal. Sadece oraya varabilmek için ortadaki amaçlarını belirlemesi gerek. Milli olmak istemeyin demiyoruz. Deyin! Fakat en sondaki amacınıza ulaşmak için sıralı kısa amaçlar edinin. Gerçekçi kısa dönemli amaçları başarmak, en iyi olumlu güçlendirmeyi sağlar. Bu amacı bir kez başardığınızda, öz görüntünüz bu amacı kapsayacak şekilde gelişir. Daha sonra da uzun vadedeki amacınızın da imkanlı olduğuna inanırsınız. Bu süreçte “inancın” önemi göz ardı edilemez. Şüphe yaratan, gerçekçi görünmeyen veya inanmadığınız bir amaç oluşturmak başarma kararlılığınızı zayıflatacaktır. Amaç, size gideceğiniz yeri gösterir. Amacınız gerçekçi değilse, kararlılığınız azalır. Sürekli “Ben bunu yapamam.” düşüncesi vardır. Bu olumsuz düşünceler zarar verir. En son noktaya varabilmeniz için amaçlar gerçekçi temellere sahip olmalıdır. 2.Kısa dönemli amaçlar oluşturun. Öz görüntünüzü geliştirmek için, oluşturduğunuz amacı başarabileceğinize inanmak zorundasınız. Ahmet’in kısa dönemdeki amacı, bu yıl sıçramasını 10 cm artırmaktır. Bunlar büyük amaçlardır. Antrenörüyle konuştuktan sonra, bu amaçlarını daha belirginleştirmesi gerektiğine karar verdi. Bu yüzden Ahmet sürelerle çalışıyor. Şimdi antrenörü ve Ahmet, amaçlarına ulaşmak amacıyla bu sezon için daha da kısa dönemli amaçlardan oluşan bir liste yaptılar: -Dönemin yarısına kadar gerçekleştirilecek olan amaçlar: Alışkanlıkların, bilinçliliğin ve amaç belirlemenin hep başarıya ulaşmanın bir parçası olduğunu bir kez daha görebilirsiniz. Kısa dönemli bir amacın her başarılmasında, Ahmet’ in milli olma hayali daha inandırıcı hale geliyor. Amaçların önemi, bizim ne yaptığımız hakkında bilinçlenmemizi sağlamasıdır. Bilinçlilik, iyi alışkanlıklar geliştirmemizde işe yarar. Amaçlar olmadan akıl sizi başarıya yöneltemez. Amaçlarınızı belirlemek için antrenörünüzle ve danışmanınızla görüşmelisiniz. 1. Uzun vadeli amaç. 2. Birinci amaca ulaşmak için sıralı kısa dönemli amaçlar edinmek. 3. İkinci amacı başarmak için, bu haftaki günlük basamaklarınız. 4. Bugün farkında olmanız gereken şeyler: ZİHİNDE CANLANDIRMA İnsanlarla hayvanlar arasındaki fark, insanın hayalinde canlandırabilmesi, resimleyip hayal etmesidir. Bu yüzden deneyimlerinizi tekrar tekrar yaşamanız, aklınızda bir şeyler YARATMANIZ mümkündür. Zihninizde hayaller yaratmak ve deneyimlerinizi tekrar yaşamak sizin bir sporcu olarak potansiyelinizi kullanmanızın bir anahtarıdır. İnsan aklını ve aklın yaratma kabiliyetini İçeren birçok çalışmalar yapılmıştır. Biz, önemli rüyalar gördüğümüzde bunları yaşamışızdır. Kendinizi tehlikede hissettiğiniz, çok korktuğunuz, kalbinizin hızla çarptığı ve korkuyla uyandığınız bir rüyayı hatırlıyor musunuz? Bir kağıda gördüğünüz önemli bir rüyayı yazın. Verimi arttırma üzerinde duran bilim adamları, olumlu düşünme ve başarı için kendini programlamada anahtar bir olgu belirlemişlerdir: AKIL; detaylı olarak hayal edilen bir olayla gerçek olay arasındaki farkı açıklayamaz. Temel olarak, beyin vücudu kontrol eder. Her hareket, beyindeki sinirlerin harekete geçmesi ve sonra kaslarla iletişim kurmasıyla hızlandırılır. Bir şeyi aklınızda detaylı olarak düşündüğünüzde, sanki gerçekten yapıyormuşsunuz gibi beyindeki sinirler harekete geçer. Sinirler ne kadar doğru yönde harekete geçerse, (alışkanlıklarla ilgili bölüme bakınız) olayı tekrarlamak da o kadar kolay olur. Kendinize bir kez bir şeyi öğrettiğinizde, (programladığınızda) zihin aynı şeyi, ilk yapılanlardaki gibi çaba sarfetmesine gerek kalmadan yapabilir. İki örnek; bisiklet sürmek ve ayakkabınızı bağlamaktır. Diğer bir kaçını yazın: Bilim adamları, Stanford Üniversitesi’nde faul atışları yapan basketbol oyuncuları üzerinde çalışmışlardır. Grubu 3 seviyeye göre sınıflandırmışlardır. Birinci gruba faul atışları hakkında bilgi verilmiş ve üzerlerinde 2 hafta çalışılmıştır. İkinci gruba faul atışları yapmaları öğretilmiş ve sonra bu atışları hayali olarak da, doğru basamakları izleyerek yapmaları sağlanmıştır. Üçüncü gruba ise sadece faul atışı yapmaları öğretilmiş ve başka hiçbir şey yapılmamıştır. İki hafta sonra, gruplar verimliliklerine göre test edilmiştir. Sonuçta, hem atış yapmış, hem de faul atışlarını detaylı olarak hayal etmiş olan grup en iyi gelişmeyi göstermiştir. Bir sporcu olarak bunun anlamı şudur; bizim hem fiziksel olarak çalışmamız hem de maçlarda iyi oynadığımızı zihinsel olarak hayal etmemiz en iyi sonuçları elde etmemizi sağlar. Hayalinizde canlandırmanın basamakları şunlardır: 1. Zihninizi uygun konuma getirin. Bunun anlamı; rahatlamak, olumlu olmak ve odaklanmaktır. Sizi önemli başarıya ulaştıracak bir maçta yorgun, bunalmış ve bıkmış olduğunuzu düşünebiliyor musunuz? Kendinize uygun ortamı hazırlamalısınız, böylece gerektiği şekilde oynayabilirsiniz. Kulübünüzde, birlikte bu alıştırmalardan bazılarını öğrenme araçları olarak kullanmalısınız. Nitekim her zaman kendiniz için doğru olan çevreyi bulmaya ihtiyacınız olacaktır. Hiçbir sporcu birbiriyle aynı değildir. Biri için işe yarayan şey, diğerinde yaramayabilir. Kazanan olmanın bir parçası, kendiniz için neyin yararlı olduğunu bulmanız ve kullanmanızdır. İşe yaramayanı bulun, sonra da atın. 2.Kazanma duygusu Don Ronan bu ikinci durum ‘ Kazanma duygusunu yakalamak’ olarak tanımlanmıştır.Bunun anlamı,zihninizi en olumlu durumda tutmaktır.Birçoğumuz bunu zaten yapar.Nasıl? Kanınızı hızlandıran bir müzik dinlemek gibi… Kazanma duygusunu yakalamanın birçok yolu vardır.Anahtar,zihninizin olumlu konumda olması ve böylece hem zihninizin hem de vücudunuzun olumlu hissetmesidir.Bu yazı, grup olarak bunu başarmanız için size bir yol sunacaktır.Kazanma duygusunu yakaladığınız yolları düşünün ve yazın: 3. Rahatlama Görsel çalışmalar için uygun davranışları geliştirmede en önemli şey ‘ rahatlamış’ bir durumda olmaktır. Bütün iyi performanslar, rahatlamış zihin haliyle gösterilir. Rahatlamak için birçok yol vardır. Burada ‘ nefes alma’ alıştırmaları üzerinde duracağız.( Fiziksel –nefes alma ve zihinsel-rahatlama arasındaki etkileşime dikkat edin.)Yerde bir nokta bulun ve sırtüstü uzanın. Elleriniz başınızın üzerinde mümkün olduğu kadar esneyin. Şimdi başınızı rahat bir pozisyona getirin. Elleriniz yanda, boyun kaslarınızı esnetmek için başınızı yumuşak bir şekilde öne arkaya sallayın. Ayak parmaklarınızı yere doğru esnetin. Gözlerinizi kapatın. Ciğerlerinizi tam dolduracak şekilde nefes alın. Tamamen burnunuzdan nefes verin. Bunu 3 kez daha tekrarlayın, her defasında daha derin nefes alıp daha fazla verin. Her nefeste alttan üste doğru gevşeyin-ayaklardan bacaklara ve başa veya tepeden alta doğru gevşeyin; baştan ayak parmaklarına doğru. 4.En iyi maçınızı tekrar oynayın. Şimdi eski maçlarınızdan en iyisini düşünün. Durum nasıldı-tekrar zihninizde canlandırın. Salon neredeydi? Havanın derecesi nasıldı? Ne giyiyordunuz? Etrafınızda kimleri görüyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Nasıl hissediyorsunuz? Ne gibi sesler duyuyorsunuz? Antrenörünüzü, Ailenizi, diğer sporcuları ve hakemini duyuyor musunuz? Salona çıkın ve bu maçı oynayın. Oynarken neler hissediyorsunuz? Bunu şimdi hissedin. Bu maçtan sonra neler hissettiniz? Yine aynı şekilde hissedin. Bunu yapmak çaba ve çalışma ister; tıpkı diğer 2 saatlik çalışmalar gibi… En iyi maçınızı, olumlu bir deneyim yarattınız ZİHİNSEL ÇABAYLA tekrar hayal edin. 5.Amacınız olan maçı oynayın. Şimdi, bu duyguları alın ve amacınızda yer alan maçta oynadığınızı hayaledin. Aynı şeyleri yapın salon, hakem, antrenör, top, smaç, servis, zemini vücudunuzda, havayı ciğerlerinizde hissedin. Olumlu olun. Amacınız belirleyin. Bu kazanma hissini yakaladığınız zaman, olumlu bir hisse çevirin ve sonra zihninizdeki amaçlarla birlikte, tıpkı en son amacınızda olduğu gibi başardığınızı göreceksiniz. Zihninizde birtakım canlandırmalar yaptıktan sonra düşüncelerinizi ve duygularınızı yazın. Takımınızla paylaşmak üzere, hangi tekniklerin sizin için işe yaradığını açıklamaya hazırlıklı olun. HER SON YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR Bittiği zaman ne yaparsınız? Amaçlarınızı belirlediniz, bunları başarmak için bütün sezon boyunca çalıştınız ve şimdi sezon sona erdi. Bir sonraki sezon olduğu sürece, bir voleybolcu için hiçbir şey bitmez. Her karşılaşmadan sonra ve sezonun sonunda programınızı tekrarlamaya, incelemeye ve düzeltmeye ihtiyacınız vardır. Amaçlarınızı belirlediniz. Bu, birinci adımdır. Harekete geçtiniz. Bu ikinci adımdır. Çalışmalar yaptınız, alışkanlıklarınızı değiştirdiniz, bilinçli hale geldiniz. Şimdi hareketlerinizi tekrar gözden geçirmek zorundasınız. İşe yaradılar mı? Ne yaradı, ne yaramadı? Antrenörlerin, neyin işe yaradığı konusunda senelere dayanan tecrübeleri vardır. Şimdi, sizin de neyin işe yaradığı konusunda kişisel tecrübeleriniz oldu. Antrenörünüzle birlikte hareketlerinizi gözden geçirin. Rutin çalışmalarınızda, sizi daha iyi duruma getirebilecek ne gibi değişikliklere ihtiyacınız olduğuna birlikte karar verin. Amaçlarınıza ulaştıysanız burada durmak istiyor musunuz? Antrenörünüzle birlikte amaçlarınızı tekrar değerlendirmeniz gerekebilir. Her sezon bir öğretmendir. Deneyim en iyi öğretmendir. Bu yüzden her sezonunun sonunda öğrendiklerinizi değerlendirmeniz gereklidir. Bir sezonun sonu, amacınızın neresinde olduğunuzun bilincine varmanın ve gerekli düzeltmeleri yapmanın zamanıdır. Kısa dönemli amaçlar, diyet, Antrenman teknikleri ve ağırlık antrenmanı sezonun sonunda, amacımızı başarmak için doğru hedefte olduğunuzdan emin olmak amacıyla antrenörünüzle birlikte değerlendirilmelidir. Bir sezonun sonu, değerlendirme yaptığınız, yeniden düzenlediğiniz ve düzeltmeler yaptığınız bir öğrenme sürecidir. Bu yazıdaki bütün adımlar çok önemlidir, fakat hiçbiri, en iyi öğretmenden gelen bilinçlilikten daha önemli değildir; yani deneyim! Günde 15 dakikanızı ve sezonun sonunda bir haftanızı tekrar gözden geçirmeye ve değerlendirmeye ayırmalısınız. Bunu önce kendi kendinize, sonra da antrenörünüzle veya ailenizle birlikte yapın. Bu yazıdan çıkardığınız ve yazılan şeylerden yola çıkarak, antrenmanlarınızı değerlendirin: Ne eğlenceliydi? Ne yapmak kazanmanızı sağlar? Önceliklerinize neler yardımcı oldu? Antrenmanlarınızı daha iyi hale getirmek için neleri değiştirdiniz? Antrenmanlarınızın SİZİN için daha yararlı olması için neler yapardınız? Size çalışmalarınızda en çok kimin davranışları ilham verdi? Başarıya giden yol, süregelen bir çalışmadır. Antrenmanlarınız ve bu yazı sadece başlangıç için bir araçtır. Bu temeller üzerinde yol alın ve mükemmellik için çabalamaya devam edin. Başaranın yolu akıldan geçer. Başarıya giden yol, süregelen bir çalışmadır-hiç durmaz. Bu metin sizi harekete geçirecek parçaları içerir. Başarıya hazırlanmak çaba ve kendinizi buna adamanızı ister. Artık bir voleybolcu olarak; kazanan olmak için çabalama sürecini başlattınız. |
webmaster adlı üyenin yazısını beğenenler: | osmanyjuantorena (22-07-2017) |
Reklam Alanı |
07-07-2007, 14:53 | #2 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Tem 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 2
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 |
emeğinize sağlık çok faydalı oluyorsunuz başarılarınızın devamını diliyor saygılar sunuyorum...
|
05-06-2009, 19:26 | #3 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Haz 2009
Mesajlar: 1
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 |
Çok faydalı bir çalışma bence de. Teşekkürler.
|
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
baŞariya, gİden, voleybolda, yol |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Voleybolda Sakatlıklar | webmaster | Voleybol | 15 | 10-03-2009 02:19 |
voleybolda puanlama | yalnizkalp33 | İstek Bölümü | 0 | 06-11-2008 11:59 |
Voleybolda Servis | webmaster | Voleybol Eğitim Videoları | 5 | 15-07-2008 17:48 |
VOLEYBOLDA PARMAK PAS | enjoyment333 | Eğlenceli Videolar | 15 | 24-02-2008 22:11 |
Reklam Alanı |