![]() |
![]() |
#1 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Kas 2008
Bulunduğu yer: Konya
Mesajlar: 6
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 ![]() |
![]() Reklam Alanı
Paradigma kelimesi psikoloji ve felsefe içinde çok sık kullanılan bir kelimedir. Yunanca bir kelimedir ve tam Türkçe karşılığı yoktur. Aslına bakarsanız tek bir tarifi de yoktur. Her bilim adamı değişik şekilde tanımlar. Mesela en belirgin olarak; ansiklopedilerde ve sanal ortamda şu tanım geçer: bilim adamlarının ortak düşünceleri, inançları ve vardıkları ortak kararlar. Bana göre ise bu kadar karışık değil: Paradigma çok basit bir ifadeyle insanların olaylara, konulara bakış açısıdır denilebilir. Bir olayı, bir kavramı ya da durumu yorumlarken insan mutlaka kendinden bir şeyler katarak olayı ‘kendince’ ifade eder. Aslında daha da kısaltırsak “zihin haritası” veya “algı düzeneği” diyebiliriz. Bu konularda tek söz sahibi olanlardan birisi olan Psikolog Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu bir TV programında kavramın açıklamasını çok daha pratiğe indirgeyerek, gözlüğünü çıkarıp sunucuya göstermiş ve “İşte bu” demişti. Nasıl bir gözlükle bakıyoruz dünyaya? Aslında, “bu konuda ne kadar bilgiliyim” ukalalığı modunda laf salatalığı yaptım biraz. O zaman esas konuya geleyim hemen. Bu paradigmanın ne kadar önemli olduğunu anlayamazsınız bile. Özellikle toplu yaşamın olduğu alanlarda çok önemli bir konu. Sitemiz üyelerinden bile paradigmasını değiştirecekler çıkacak. Nasıl mı? İşte okuyun ve anlayın… Bir trende baba ve üç evladı yolculuk yapıyordu. Üç çocuk durmadan ağlıyordu, hem de bağıra bağıra. Adam sadece susuyordu. İçimden “ne gamsız adam ya..” dedim. Ne çocuklarla ilgileniyor ne de onları susturuyordu. Tam müdahale edecektim ki; adam bana dönüp: —Bir saat önce annelerini kaybettiler de ona ağlıyorlar dedi. Kendim çok utandım ve o anda paradigmam değişti. Prof. Covey’in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve oğlumu küçümsüyorlar diyerek de çok üzülmüş. Yemek Molasında oğluna, şunların kafasına çantamı indiresim geliyor, demiş. Oğlu, anne o adam Finlandiyalı, burada smultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk, demiş. Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaslı bir hanim, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Herhalde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artik anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı. Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün; KENDI KURABIYE PAKETI, HIÇ AÇILMAMIS OLARAK ÇANTASINDA DURMUYOR MU! MEĞER, ADAMIN KURABIYESINI YIYORMUS. Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz. Covey bu örnekleri; ayni enformasyona farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler, diye özetliyor. Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor. Einstein'in bir sözünü anımsatıyor: Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz. |
![]() |
![]() |
Reklam Alanı |
![]() |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
deĞİŞtİrebİlmek, paradİgmamizi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Reklam Alanı |