Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-03-2009, 17:32   #1
webmaster
Administrators
 
webmaster - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10
webmaster is on a distinguished road
Standart

Reklam Alanı


Sivilceden Alınan Hayat Dersi


Yazar: Pauline Wallin, Ph.D. 15 yaşındayken, bir cumartesi sabahı aynaya baktım ve alnımdaki iri kırmızı sivilceyi görünce dehşete kapıldım. Bir genç için bu, gerçek bir kriz durumuydu; hele de yarım tüp Clearasil, durumu kötüleştirmekten başka bir işe yaramamışsa… Bu sivilcenin bana bir hayat dersi vereceğini kim tahmin edebilirdi?

Şimdi geçmişe dönüp baktığımda, bu olay bana çok aptalca geliyor; ama o zamanlar müthiş bir utanç duyuyordum. Hatta, toplum içine çıkmak istemediğim için, hafta sonu planlarımı bile iptal etmiştim.

Tabii, kızkardeşim fotoğrafımı çekerek bu çirkin görüntüyü sonsuza dek yaşatacak adımı attığında nasıl öfkelendiğimi tahmin edersiniz. (Benden daha hızlı koşabildiği için şanslıydı.) Ve annem, yaraya tuz biber ekercesine, gayet sevecen bir tavırla, bu fotoğrafı aile albümüze yerleştirdi!

Ama sonra, bu davranışının, yapıp yapabileceği en güzel şey olduğunu anladım. 12 yıl sonra evimizi ziyaret ettiğimde, eski aile albümlerine bakıyordum. Birden, “bu fotoğrafı” gördüm. Onu anında tanıdım; çünkü üzerimde o gün giydiğim (ve bir daha asla giymediğim) turuncu elbise vardı. Fotoğrafı incelemek ve o iğrenç sivilcenin utancını yeniden yaşamak üzere tüm cesaretimi topladım.

Muhtemelen, yüzümdeki lekeyi görebilmek için fotoğrafı epey taramam gerektiğini çoktan tahmin etttiniz. Çok yakından bakarsam, alnımda küçük bir leke olduğunu seçebiliyordum. Aslında, o zamanlar düşündüğüm kadar da yüzümü kaplamıyormuş.

Bu fotoğraf, olaya yalnızca bir sivilce diye bakmayıp olan bitene yoğunlaşmamı sağladı.

Birdenbire, geçmişte böylesine önemsiz bir lekeye kafayı takarak kendi kendine acıyan bir münzeviye dönüştüğümü fark ettim. Birkaç gün boyunca, tüm nesnelliğimi kaybetmiş; bu lekenin hayatımı esir almasına ve olumsuz etkisini gün geçtikçe artırmasına izin vermiştim.

Bu tam da “içinizdeki yumurcağın” yapacağı bir şey. Toy ve bencil bir tavırla, hayatınızdaki yanlışı kurcalar ve olumsuz olanı, orantısız bir biçimde bozar.

Tüm aksilikleri, hatta uygunsuz durumları, felaket olarak değerlendirir. İçinizdeki yumurcak, yalnızca kendinizi bir kurban gibi hissetmenize yol açmakla kalmaz; hayatınız hakkında genel olarak olumsuz ve kötümser düşünmenize neden olur.

Olumsuz tutum, sizi gelecekteki başarısızlıklara ve hayal kırıklıklarına hazırlayan, kendi kendini gerçekleyen bir kehanet haline gelir. İçinizdeki yumurcak, çok da çaba sarf etmenize gerek olmadığı konusunda sizi ikna eder; çünkü nasıl olsa hiçbir şey işe yaramayacaktır. Ve ne olur, bilin bakalım? Denemediğinizde, başarıyı tadamazsınız.

Kötümser insanların çoğu, tavırlarını değiştirebileceklerini fark edemezler. Daha iyimser olmak için kendinizi eğitmeniz gerçekten mümkündür.

İyimserler, sorunları görmemezlikten gelmezler. Yalnızca, bunlara daha farklı bir gözle bakarlar. Kısıtlamalardan ziyade fırsatlar bağlamında düşünürler. Ayrıca, araştırmalar, iyimser insanların kötümserlere oranla daha az depresyona girdiklerini, daha üretken olduklarını ve daha sağlıklı bir hayat sürdüklerini göstermektedir. Savaşın büyük yıkıma yol açtığı ülkelerde bile iyimser insanların geleceğe dair umutları vardır.

İyimserlik, içinizdeki yumurcağı susturacak yegane güçtür. Yapıcı olasılıklar bağlamında düşünürseniz, kendinize güveniniz artar. Aksiliklere ve strese karşı daha dirençli olursunuz. Geleceğe korkuyla değil, heyecanla bakarsınız.

Aşağıda, umut ve iyimserlik seviyenizi artıracak bazı ipuçları bulunuyor:

1) Her gece yatmadan önce o gün meydana gelen üç güzel olayı not edin. Bu, size fazla duygusal görünebilir; ama araştırmalar, bunu düzenli olarak yapan insanların daha iyi uyuduklarını ve sabah daha iyi bir ruh haliyle uyanarak kendilerini güne başlamaya hazır hissetiklerini gösteriyor.

2) Başarı umutlarınızı kaybetmek üzere olduğunuzu hissediyorsanız, düşüncelerinize meydan okuyun. Kendinize, “Kaybedeceğime dair bir kanıt var mı?” diye sorun. Yalnızca, başarısız olacağınıza “inanıyorsanız”, bu yeterince iyi değil. Geçmişte benzeri bir görevde başarısız olduysanız, buna neyin sebep olduğunu bulun ve üzerinde biraz kontrol kurabildiğiniz etmenleri değiştirin.

3) Kendinize, “Olabilecek en kötü şey nedir?” diye sorun. Sonra, bu en kötü şey için plan yapın. Sonuç olarak, cesaretiniz daha çok kırılmayacaktır. Aslında, umutlarınızın ve özgüveninizin arttığını hissedersiniz.
__________________
webmaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Reklam Alanı
 
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159