13-12-2009, 23:53 | #1 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Şub 2008
Bulunduğu yer: Samsun
Mesajlar: 2.731
Teşekkürleriniz: 14
89 Mesajına 129 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 19 |
Reklam Alanı
=div_bg_none> 1- Karşınızdakinin (şef de olsa) insan olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın Tam da sevgilinizle yemeğe çıkmayı planladığınız bir cuma günü, saat 16’da "Bunlar bana yarın sabaha lazım" diye, kucağında bir tomar dosyayla odanıza dalan şefinizin de bir insan olduğunu unutmayın. Böyle söylenince birinci kuralımız saçma gelebilir ama çok önemlidir. "Yöneticiler, şefler herkes gibi insanlardır" diyor bir uzman "Kendilerine has özellikleri yoktur. Sizin gibi, benim gibi insanlardır. Unutmayın ki yarın siz de şef olabilirsiniz." Yani şefinizden, yöneticinizden insanüstü bir davranış beklemeyin. Sıfır hata beklemeyin. Büyük bir bilgelik beklemeyin. Onlar da hata yapar, onların da insani kusurları vardır. Zaten ne kadar şef varsa, o kadar yönetim biçimi vardır. Sonra, her zaman şef kabahatli değildir. Çatışma veya uyumsuzluk söz konusu ise, sizin de kabahatleriniz vardır muhtemelen. Yani bütün suçu şefinize yüklemeyin, ’Bilerek yapıyor’ diye mahkûm etmeyin; hem haksızlık edersiniz hem de işi çözümsüzlüğe götürürsünüz. Sorunu çözmek başta sizin menfaatinize. Belki de daha yıllarca ast-üst olarak çalışacaksınız. 2- Pimi çekeceğinize, aksine mayınlı araziyi temizleyin Şefiniz yaptığınız bir işi eleştirdi. "Lafın altında kalmayıp taşı gediğini oturtmak" güzel de, önce mayınlı araziyi temizleyin. "Çatışmalar genelde duygusal tepkilerin sonucudur" diyor aynı uzman. Yöneticiniz baskı altında aşırı tepki göstermiş, maksadını aşan bir ifade kullanmış olabilir. Tamam, yaptığı yanlış, ama siz de aynı tonda ve üslupta cevap verirseniz, içinden çıkılmaz bir durum yaratırsınız. Mesela size "Bu rapor bir halta benzememiş" mi dedi? "Beğenmiyorsanız kendiniz yapın" yahut "Bana verdiğiniz 4 tane uyduruk rakamla bu kadarına bile şükretmeniz gerekir" demek yerine (ki hepimizin içinden geçen budur) soğukkanlı davranın ve haklı duruma geçin: "Aradığınız bilgileri bulamadınız mı raporda?" yahut "Nedir eksiği? Daha iyi olması için ne yapmamı önerirsiniz?" demek, çok daha profesyonel, yapıcı ve karşınızdakinin yanlış üslubuna karşı doğru olan tavırdır. Hem işin büyümesini önlersiniz, hem de böyle bir cevaba karşı yüz yöneticiden doksanı hatasını anlayıp, tepki vermediğiniz için size müteşekkir olacak ve tansiyonu düşürecektir. 3- Oturup sakin ve yapıcı bir şekilde konuşun Çatışmaları önlemek, uyuşmazlıkları ortadan kaldırmak için, sorunları açık açık konuşmakta fayda var. Mümkünse olayın patlak vermesini ’bardağın taşmasını’ beklemeden. Uzmanlar, şefinizle baş başa oturup konuşmanızda, konuyu asla şahsileştirmemenizde, kişilik tartışmasına döndürmemenizde fayda olduğunu ıslarla söylüyorlar. Sizden ne bekliyor, nasıl bir çalışma istiyor, gördüğü sorunlar nelerdir, gidermek için ne öneriyor, acaba şöyle yapsak daha uyumlu ve verimli bir çalışma mümkün olur mu? Bu konuşmayı yılsonu performans değerlendirme toplantısına bırakmayın. Çünkü bu toplantıda hedefler, gerçekleşmeler gibi ’objektif’ konular konuşulacaktır. ’Niye, nasıl?’ gibi subjektif konular değil. Baş başa konuşmanızda, soğukkanlılıkla, saygıda kusur etmeden, sorunlarınızı açık açık anlatabilirsiniz. "Şeflerin, yöneticilerin her şeyi gördüğü, bildiği sanılır. Şöyle şöyle bir sorun var, dediğinizde, şefiniz mutlaka sorunun varlığından bihaber olduğunu söyleyecek (yahut erkekliğe sığdıramayıp söylemese de, belli edecek) ve muhtemelen de gerçekten böyle bir sorunun varlığını yeni öğrenecektir. Karşınızdakinin kapanıp sert tepki vermesini, savunmaya ve karşı saldırıya geçmesini önlemek için sakin ve teşhise dayalı bir söylem faydalıdır: Görüyorum ki, doğru değerlendiriyorsam, algılamam doğruysa... Ardından, bunun giderilmesi için benim şöyle bir beklentim, önerim var. Siz ne dersiniz? 4- Elle tutulur çözümler bulmaya önermeye çalışın Şefinizle sorununuz ne olursa olsun, önce onunla çözmeyi denemek zorundasınız. Sizinle konuşmuyor, sizi bilgilendirmiyor mu? Sizi ekibin dışında mı tutuyor? Yaptığı düzenleme sizin iyi sonuç almanızı mı engelliyor? Evet aranızda bir sorun var ve ’bu sorunu’ konuşup çözmeyi denemeniz gerek. Moralim bozuluyor, motivasyonum düşüyor, sizin çalışma şekliniz bana ters geliyor, demek için randevu istemeyin. Çok net ve belirgin sorunları masaya yatırın, objektif bir konuşma olsun. Sorunun adını önceden koyun. Sorunun kaynağı hakkında düşünün. Hangi çözüm önerilerini getireceğinizi de önceden düşünün. Öyle randevu isteyin. Mesela "Bana yeteri kadar yetki vermiyorsunuz" demek bir şey ifade etmez. "Şu konuda benim yetkilerimin belirlenmemiş olması, şöyle şöyle gecikmelere, kararsızlıklara sebep oluyor. Şu konu da benim sorumluluğumda olduğuna göre, bana ne beklediğinizi söyler ve herkesin bileceği şekilde yetki verirseniz, şu şu aksaklıların ortadan kalkacağına ve şu hususta şöyle bir sonuç alacağıma düşünüyorum." Bu kadar objektif ve yapıcı bir eleştiri-çözüm örerisi karşısında, şefin alınganlık yapması yahut konuyu saptırması ihtimali düşüktür. Sorunların adını tek tek koyun, çözüm önerilerini de tek tek ekleyin. 5- Ama nerede duracağınızı da neye evet demeyeceğinizi de bilin Şefinizle uyumlu çalışmak, çıkan sorunları "büyüklük ve profesyonellik sizde kalacak" şekilde ele almak ve yapıcı çareler üretmek iyi de, karşınızdakinin her dediğine de evet, her yaptığına da eyvallah demeyin elbette. Hep siz alttan alırsanız, her şeye eyvallah derseniz (şefiniz de insandır, dedik ya) tabiri hoş görün ’tepenize çıkmaya’ kalkacaktır. Ayrıca kendinize olan güveninizi ve saygınızı kaybedebilirsiniz. Her şeye hayır deyip olumsuz bir imaj yaratmak kadar, her şeye evet deyip kişiliksiz, silik bir kişilik sergilemek de yanlış. Uyumsuzluk, olmayacak, dayanılmayacak bir raddeye gelirse; şefinizle her şeyi denemenize rağmen hálá huzurlu ve verimli çalışamıyorsanız; bir üst yöneticiniz de sorunu sözemediyse... şirketten ayrılmayı bile düşünmeniz gerekebilir. Size saygı duyulmayan, değerlerinize saygı duyulmayan bir ortamda, hayati bir zorunluluk yoksa, çalışmayın. Aksi takdirde, zor bir insan da olsa, şefinizle sorunları gidermeyi başarmanız gerekir. Ama uzmanlar "İnsan evladına sorunu çözmek için kafa patlatmaktan, girişimde bulunmaktansa, statükoya eyvallah deyip şikayet etmek daha cazip ve kolay gelir" diyorlar. Bu tuzağa düşmeyin. 6- İş hayatınızdaki siz başka özel hayatınızdaki başka İnsan kendini işine verince, yaptığı işe çok önem verince, işteki kimliğinizle özel hayatınızdaki kimliğinizi birbirinden ayırmak kolay olmuyor. Oysa iyi bir profesyonel olmak için, çalışma hayatına daha akılcı ve soğukkanlı bakabilmek için bu lazım. Eğer şefiniz eleştirilerini kişiliğiniz, davranışlarınız üstüne yoğunlaştırıyorsa, yanlış yapıyor. İş yapma şeklinizi ve aldığınız sonuçları tartışması gerekir oysa. O yapmıyorsa, siz konuyu buraya çekin. Sonra, paranoyak bir şekilde kendinizi ’dolduruşa getirip’, karşınızdakinin sözlerini ve tavırlarını en kötü ve olumsuz yönünden almayın. "Bu sunum hiç de iyi olmamış" hatta "Bu sabahki sunumun kötüydü" demek, "Sen kötüsün, seni beğenmiyorum" demek değil. İkisinin arasında çok büyük fark var. Söyleneni kelime anlamıyla anlayın, söylenmemiş manalar çıkarıp kendi kendinize meseleyi büyütmeyin, niyet falı açmayın. 7- Duygularınızı denetlemeyi öğrenin ve konuşmadan önce 40 kere düşünün Söylemek kolay, yapmak zor, biliyoruz. Ama iletişimin ne kadar önemli olduğunu sizde biliyorsunuz. Bir sorun mu var? Söylemek gerek. Şefiniz telaşlandığı zaman bağırıp çağırmaya mı başlıyor. Bu şikayetinizi ona söylemeniz gerek. Ama her hareketinde, her yanlışında (Çocuklar Duymasın dizisindeki ana baba gibi) "Şefim seninle hemen konuşmamız lazım" demeyin. Bir defa sıcağı sıcağına asla geri dönüşü olmayan bir tepki vermeyin. Size çok ters gelen, artık sessiz kalamayacağınız bir şey yaptığında hemen tepki vereceğinize "Bu yaptığını çok yanlış buluyorum. Şimdi bunu tartışmanın yeri ve zamanı değil ama bu konuyu ileride konuşmamız lazım" demeniz yeterlidir. Kalbiniz hızlı atmaya, yüzünüze ateş basmaya, eliniz titremeye, diliniz dolanmaya başladı mı, sinirinizi kontrol edemeyeceğiniz bir noktaya gelmişsiniz demektir. Bu haldeyken vereceğiniz cevaplara, tepkilere büyük bir olasılıkla sonra (sakinleştikten sonra) pişman olacaksınız. Frene basmanız ve kendinizi kontrol etmeniz lazım. Bunu yapmayı beceremiyorsanız, bir an önce öğrenin. Kaynak: Hürriyet İK
__________________
7-8 Ağustos 2010 Tarihinde DİYARBAKIR'da yapılan Spor Tırmanış yarışmasını SİYASİ SEBEPLE protesto edip yarışmaya takım getirmeyen, aynı zamanda'da TDF Eğitmeni ve Spor kulübü BAŞKANI olan KİŞİ'yi ÖZEN'le kınıyorum. |
Reklam Alanı |
14-12-2009, 00:38 | #2 |
Üye
Üyelik tarihi: Ağu 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 92
Teşekkürleriniz: 2
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 |
GÜZEL BİR PAYLAŞIM. TEŞEKKÜRLER...
__________________
Beden Eğitimi Öğretmeni Olmak Bir Ayrıcalıktır. |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
geçinmenin, iyi, yolları, Şefinizle |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Zor veli ile başa çıkma yolları | binali | Rehberlik ve Sosyal Etkinlikler | 0 | 07-11-2011 15:27 |
Negatif Duygulardan Kaçınmanın Yolları | binali | Kişisel Gelişim ve Spor | 0 | 15-01-2010 00:17 |
Agresif Çocuklarla Başetme Yolları | proksi | Kişisel Gelişim ve Spor | 0 | 26-12-2009 15:00 |
OKS Başarılı Olmanın Yolları | webmaster | TEOG-LYS-YGS | 9 | 28-07-2009 17:10 |
Tulumda Sıcak Kalma Yolları | binali | Doğa Sporları | 0 | 05-10-2008 16:32 |
Reklam Alanı |