Cengiz Doğan 2 yaşındayken, babası cezaevine girdi. Annesini henüz 8 yaşındayken kaybeden Doğan, halası ve dedesinin yanında kaldı. Doğan, ilkokulu bitirdikten sonra, akrabalarının maddi durumu yetersiz olduğu için ortaokulu ve liseyi okuyamadı.

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun açtığı (MKEK) çıraklık kursuna girip 2 yıl yatılı eğitim gören Doğan, kursu birincilikle bitirdikten sonra 1961 yılında MKEK`de tornacı olarak işe başladı. Doğan, evlenip çocuk sahibi olduktan sonra, dışarıdan ortaokulu ve liseyi bitirmek için girişimde bulundu.
Gündüz çalışıp gece okula giderek ortaokul ve liseyi birincilikle bitiren Doğan, 1982 yılında üniversite sınavına girerek Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı.

TIP EĞİTİMİ ALIRKEN EMEKLİ OLDUOkula giden 4 çocuğunun eğitim masraflarını ve kendi geçimini karşılayabilmek için MKEK`den ayrılıp Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan Bankasında geçici işçi statüsünde çalışmaya başlayan Doğan, tıp eğitimini sürdürürken 1986 yılında emekli oldu.

1988 yılında okulunu bitirip doktor olan, kura sonucu Hakkari`nin Çukurca ilçesine tayini çıkan Doğan, çocuklarının eğitimi nedeniyle buraya gitmedi.
Doğan, Sağlık Bakanlığının ilgili genelgesi doğrultusunda tayin olduğu yere gitmediği için bir yıl doktor olarak çalışamayınca, Bilecik`te bir şirkette işçi statüsünde asgari ücretle yaklaşık 1 yıl çalıştı.

Sürenin dolmasının ardından yeniden Sağlık Bakanlığına müracaat edip kuraya katılan Doğan, kura sonucu Bilecik`te doktor olarak çalışmaya başladı.

“EĞER İNSAN İSTERSE...”Ziraat mühendisi, biyolog, doktor ve inşaat mühendisi olan 4 çocuk sahibi Dr. Doğan, çalışmakla yıpranılmadığını, yaşamda, insanları ve çalışmayı sevmenin son derece önemli olduğunu söyledi.

Dr. Doğan, hem SSK`dan hem de Emekli Sandığından emekli olmaktan mutluluk duyduğunu anlatarak, “Sağlığım yerinde. Bir özel sektörde iş yeri hekimliği yapıyorum. Sağlığım el verdiği sürece de burada çalışmaya devam edeceğim. Sahip olduğum 2 meslekten emekli oldum. Bunlardan biri tornacılık, diğeri de hekimlik... Şu anda ailemle mutlu bir yaşantım var. Eğer insan isterse her türlü zorluğu aşabilir” dedi.

“EN BÜYÜK ÖDÜLÜ TORUNUM VERDİ”Hayatında en büyük ödülü torunundan aldığını belirten Dr. Doğan, şunları söyledi:
“Torunuma, öğretmeni, verdiği ödevde insanlığa faydalı olan büyüklerin isimlerini yazmalarını istemiş. Torunum da, (Atatürk, Edison ve Dr. Cengiz Doğan) diye yazmış ve öğretmenine götürmüş ödevini. Öğretmeni, Atatürk ve Edison`un ardından benim ismimi görünce (bu Cengiz Doğan kim) demiş. Torunum da (dedem) demiş. Öğretmeni, (Deden ne yaptı da büyük adamlar arasına girdi) diye sorduğunda, torunum, (Dedem önce işçi olarak çalıştı ve insanlara faydalı oldu. İşçilikten emekli olduktan sonra da doktor oldu ve yine insanlara faydalı oldu) demiş. Bu olayı bana torunumun öğretmeni anlattı. Hayatımda en büyük ödülü torunumun bu davranışıyla aldım.”

Dr. Doğan, memuriyette 65 yaşına kadar çalışma hakkı bulunduğunu, 62 yaşında olmasına karşın yaşadığı yoğun tempoya son vermek için emekli olduğunu ifade ederek, “Biraz da eşim ile kendime zaman ayırmak istiyorum. Çalıştığım sürece fazla seyahat etme fırsatımız olmadı. Eşimle bazı turlara katılarak seyahat etmek istiyorum. Eşimle görmediğimiz yerlere gidip, emekliliğin tadını çıkarmak istiyoruz” diye konuştu.

AA

çok güzel bir yazı... sağolasın Selçuk hocam...
Burdan ''insanoğlunun yapamayacağı hiç bir şey yok'' manası çıkıyor...