|
15-03-2007, 13:49 | #1 |
Administrators
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.804
Teşekkürleriniz: 0
139 Mesajına 245 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10 |
Reklam Alanı
Hazırlayan : Araş. Gör. Rıdvan ÇOLAK H.Ü Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu Özet Dayanıklılığın göstergesi olan maksimal oksijen tüketimi (V02maks), anaerobik eşik (AE) ve koşu ekonomisi (KE) nin çocuklar üzerindeki etkisini incelemek, öğretmen, veli, doktor ve antrenörlere gerek çalışmaları gerekse çocuğun sağlığı konusunda yaralı katkılar sunabilecektir. Büyüme sırasında erkek ve kız çocuklarda absolut V02maks(l/dak) değerleri artar, relatif değerlerde(ml/kg/dak) ise 6-16 yaş arasında erkek çocuklarda sabit kalırken, kız çocuklarında hafif düşüşler gözlenir ve bu parametrenin antrenmanlarla özellikle ergenlik öncesi çok az geliştirilebileceği bilinmektedir. Çocukların düşük glikolitik kapasite göstermesi AE noktalarının 2-2.5 mmol/l laktat civarında AE noktasına ulaştığını gösterirken ventilasyon cevapların yetişkinlerle aynı olduğunu görüyoruz. Ayrıca koşu ekonomilerinin yetişkinlerden kötü olmakta birlikte çocuklarda performans kriteri olarak kullanılamayacağını buna karşın koşu ekonomisine katkıda bulunabilen koşu tekniği, koordinasyon gelişimlerinin uzun mesafe koşu performansını ilerki yaşlarda etkileyebileceğini göz önüne almak gerekmektedir. Giriş Dayanıklılık sporlarında yetişkinlerde başarıyı belirleyen temel fizyolojik faktörler, V02 maks, koşu ekonomisi ve anerobik eşik’ tir. Yetişkinlerde V02 maks solunum dolaşım ve kas sitemi tarafında sınırlandırılırken ve büyüklüğü büyük oranda kalıtsal özelliklere bağlı olmakla birlikte antrenmanlara gelişim %15-25 oranlarında sağlanabilmektedir buna karşın anaerobik eşik noktasının gelişimi antrenmanlara bağlıdır. Koşu ekonomisi gelişimi sadece dayanıklılık antrenmanları sonucu değil aynı zamanda anaerob karakterdeki çalışmalar sonucunda geliştiği gözlenmesine karşın biyomekaniksel faktörlerinde koşu ekonomisine etki ettiği belirtilmektedir. Bu üç fizyolojik faktör yetişkinlerin uzum mesafe performanslarıyla yüksek ilişliler göstermektedir.. 1. Maksimum Oksijen Tüketimi (maks V02) Maksimal bir egzersiz sırasında vücut tarafından alınıp kullanılabilen, en yüksek orandaki oksijen (02) miktarıdır. Aşağıdaki eşitlik ile tahmin edilir. V02maks= (Strok Volüm) maks x (KAH) maks x (a-VO2 farkı) maks KAH: Kalp atım hızı (a-VO2 farkı): arterial-venöz 02 farkı Gelişimi büyük oranda kalıtsal faktörlere bağlıdır (% 80-85). Antrenmanlarla %20-15 lik kısım geliştirilebilmektedir .Yüksek maks VO2 çalışma/müsabaka anında gerekli olan enerjinin daha daha büyük oranda aerobik sistemden elde edilmesini sağlamaktadır. Uzun mesafelerde MaksVO2 değerinin daha büyük yüzdesini kullanabilmek önemlidir. Bu yüzden yüksek MaksVO2 değeri mesafe koşucularında başarı için önemli bir kriteridir Geliştirilmesi: Maks VO2 nin noktasındaki şiddetteki çalışmalarla (%85-100) gelişir. Elit altı koşucularda, interval antrenmanı sürekli koşuya göre daha yüksek oranda MaksVO2 gelişimi sağlamaktadır (Demarie ve ark2000) Elit atletlerde maksVO2 gelişimi ya çok azdır yada hiç gözlenmez buna karşın performans gelişimi gözlenir, elitlerdeki performans gelişiminin anaerobik eşik ve koşu ekonomisindeki gelişim ile sağlandığını söyleyebiliriz. Ör: 36 haftalık bir çalışmada antrenmanlar boyunca ilk 24 hafta maks VO2 artışı gözlenmiş (%13.6) son 12 hafta ise sadece anaerobik eşik artışı meydana gelmiş (Sjodin ve ark 1982). 1.1 Maksimal Oksijen Tüketimini Sınırlayan Faktörler Oksijenin atmosferden kas hücresindeki mitakondria’ya gidiş yolu her birinin karışık olduğu pek çok basamağı içerir maksVO2’yi sınırlayan bazı fizyolojik faktörler bulunmaktadır bunlar: 1) Pulmonar diffizyon kapasitesi 2) Maksimal kardiyak çıktı (kalp debisi) 3) Kanın oksijen taşıma kapasitesi ve 4) Kas iskelet özellikleridir. İlk üç özellik merkezi son özellik ise çevresel faktör olarak tanımlanır (Şekil 2) (Basset ve Howley 1999). Bu faktörlerin her biri farklı koşullarda (deniz seviyesi, yükselti vb) ve farklı ölçüde maksV02 üzerinde etkiye sahip olduğu söylenmektedir. O yüzden bu faktörlerden her hangi birinde meydana gelebilecek bir değişim maksV02 de farklılaşmaya neden olabilecektir. 1.2 Çocuklarda Maks V02 ‘ye Etki Eden Temel Parametre Yapılan çalışmalarda deliller sağlıklı, antrenmanlı ve antrenmansız çocuklarda maksimal stroke volümün bireysel olarak maks VO2 deki değişimlere neden olan tek fizyolojik faktör olduğunu göstermektedir. Antrene erkek çocuklarda her yaşta stroke volümün antrenmansız gruptan daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir Buna karşın maksimal kalp atım hızı ve a-VO2 antrenmanlı ve antrenmansız çocuklarda benzer olduğu araştırmacılar tarafından dile getirilmektedir. Maks VO2 ve a-VO2 arasında ilişki olmaması, perifer değişkenlerdeki örneğin, kas enzim kapasitesi, mitakondri yoğunluğu ve kas kapilirazisyonunun bu yaş grubundaki çocukların maksimal oksijen tüketiminde sınırlayıcı bir faktör olmadığını ortaya koymaktadır. 1.2 Antrenmanlı ve Antrenmansız Çocuklarda Maks V02 Çocuklar üzerindeki kesitsel çalışmalarda (antrenman yapanlar hariç) 7-16 yaşları arasında, maksV02 ‘nin absolut (L/dk) değerlerde yaşla birlikte artığını fakat artışın erkeklerde daha büyük oranda olduğunu göstermektedir Buna karşın vücut ağırlığıyla ilgili relatif değerlerde ise (ml/kg/dak) erkek çocuklarda sabit kalırken kızlarda hafif düşüş gözlenmektedir (Armstrong ve Welsman 1994). Artışın büyüklüğü açısından, 6-12 yaş arasındaki gerek absolut gerekse relatif değerlerde kızlarla erkek çocuklar arasında %10-25 arasında fark gözlenirken (McMurray ve diğ 2001) bu farkın bu yaşlardan sonra daha da artığı ve neredeyse erkeklerde iki katına ulaştığı gösterilmektedir (Armstrong ve Welsman 1994). Değişik ülkelerdeki uzunlamasına çalışmalarda ise benzer şekilde yaşla birlikte absolut değerlerde doğrusal artışın gözlendiği fakat hızlı uzama dönemine (HUD) yakın dönemlerde maksV02’ deki artışın daha fazla olduğu gözlenmiştir. Yapılan bir çalışmada hızlı uzama dönemine kızların 12 erkeklerin ise 14 yaşlarında girdiği gözlenirken (Beunen ve dig 2001), İsviçreli çocuklarda ise HUD nin kız çocuklarında 12 erkek çocuklarında 13,5-15 yaş arasında olduğu tespit edilmiştir (Lingren 1978). Uzunlamasına bir çalışmada 6 yıllık gözlem sonucunda çocuklarda maksV02’deki en büyük artışın (L/dak olarak) kız çocuklarda HUD’den ortalama 1 yıl önce, erkek çocuklarda ise HUD civarında olduğunu bildirmektedir (Kemper ver Verschuur 1987) . Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta hızlı uzama dönenimin her birey için farklı yaşlarda olabileceğidir. Farklı iklim ve çoğrafyda hatta aynı iklim ve çoğrafyadaki çocukların, farklı sosyo-kültürel-ekonomik yapılarından kaynaklı değişimin olduğunu da bilmek gerekir. O yüzden her çocuğun HUD’ne ne zaman girdiğini tespit etmek gerekmektedir. Örneğin 3 ay aralarla boy artışını gözleyerek tespit etmek antrenörlere bu konuda kolaylık sağlayabilir. Paterson ve ark (1987) antrenman yapan çocuklarda 11-15 yaş arasında 5 yıl süren gözlemlerinde, daha önceki araştırmacıların normal çocuklarda gözlenen trendin aksine relatif değerlerde yıllar boyunca artışlar olduğunu gözlediler. Sonuçta 11 yaşından 15 yaşa kadar olan ölçümlerde maks V02; 1. Yıl 60,8, 2. Yıl 62,6 3. Yıl 65.0 4. Yıl 66.3 5. Yıl 68. 0 ml/kg/dak olarak bulunmuş ve 11-15 yaş arasında ortalama %11.8 lik artış gözlenmiştir. Yaştan bağımsız olarak HUD’den 3 yıl önce 62,3 2 yıl önce 64,1 1 yıl önce 65,6 ve HUD de 67,3 olarak gözlenmiştir. Bu çalışma bize yapılan antrenmanların relatif değerlerde artışlara neden olabileceğini açıkça göstermektedir. On - onüç yaş arası farklı sporcular üzerindeki bir başka çalışmada ise en yüksek maksV02 değeri mesafe koşucularında (66.5mml/kg/dak) gözlenirken, spinter ve güreşçilerde daha düşük ( 60.3 ve 60 mml/kg/dak) ve en düşük değerin ise antrenman yapmayan kontrol grubunda olduğu gözlenmiştir (55.4 mml/kg/dak) (Mero A ve diğ 1990). Bu sonuçlar dayanıklılık antrenmanların çocuklarda maksV02 üzerinde etkisinin olduğunu göstermektedir. 1.4 Antrenmanın Çocuklarda MaksV02 Üzerindeki Etkisi Günümüzde çok sayıda çocuk, küçük yaşlarda yoğun dayanıklılık antrenmanına katılır. Bu da çocuklarda antrenmanın oksijen taşıma sisteminin fonksiyonel ve boyutsal bileşimler üzerinde etkisinin neler olduğu sorularını gündeme getirir. Bazı çalışmalar çocuklarda dayanıklılık antrenmanlarının maksVO2 artışında başarısız olduğunu dile getirmelerine rağmen (Tolfrey ve ark 1998. Haffor ve ark 1990), bazı çalışmalarda ise dayanıklılık antrenmanlarının çocuklarda maksVO2 gelişiminde pozitif etkisinin olduğu belirtilmektedir (Rowland ve Boyajian 1995:.Mahon ve Vaccaro 1989:Baltacı ve Ergün 1997). Mahon ve Vaccapo (1989) 10-14 yaş arasındaki aktif erkek çocuklar üzerindeki çalışmasında, 8 haftalık dayanıklılık antrenmanları ile maksVO2’de %7.5 oranında artış tespit etmiştir. Rowland & Boyajian (1995) 11-13 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklar üzerinde yaptığı çalışmada 12 hafta boyunca haftada 3 gün günde 30 dk ve ortalama 166 kalp atım hızı şiddetindeki çalışma sonucunda maksVO2’de %6.5 lik bir artış gözlemiştir. Antrenmana cevap açısından ise kız ve erkek çocuklarda antrenman sonucu maksVO2 gelişimi benzer bulunmuştur. Farklı olarak Haffor ve ark (1990) 11 yaşında erkek çocuklarda 6 haftalık interval antrenman sonucu maks VO2 ‘nin absolut (1.8 –1.8 L/dak ) ve ralatif (38.4– 41.6 71 ml/kg/dak) değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artış gözlememiştir. Ergenlik öncesi erkek ve kız ( 10.5 yıl) çocuklar üzerindeki 12 haftalık, haftada 3 gün ve günde 30 dk bisiklet ergometresi üzerindeki ve maks KAH’ın %79 şiddetinde yapılan bir başka çalışmada ise benzer bir şeklide maksVO2 de bir değişim gözlememişlerdir (Keith ve diğ. 1998). Gelişimin olmadığı çalışmalarda dikkati çeken bir nokta ise çalışmaya katılan çocukların yaşların daha küçük olduğudur (11-10.5 yıl), buradan küçük yaş gruplarında antrenmanın etkisinin daha az olduğunu söylenebiliriz. Meta analizleri sonucunda, 13 yaş ve altı için, antrenmanın aerobik faydalarının az yada orta derecede olduğunu gösterilmektedir (Payne ve Marov 1993: Linda ve diğ 1999). Linda ve ark (1999) çocuklarda antrenmanın aerobik güç gelişimine etkisine ilişkin yaptıkları meta analiz sonucunda;11-13 yaş arasındaki çocukların 8-10 yaşlarındaki çocuklara göre daha fazla oranda aerobik güçlerini geliştirdiklerini tespit etmişlerdir. Genel olarak çocuklarda antrenman sonucu %6 lık bir gelişim sağlanabileceğini belirtmişlerdir. Bu sonuçlar bize, aerobik antrenmanın çocukluğun ilk dönmelerinde daha az etkili olduğunu göstermektedir. Kız ve erkek çocuklarda, antrenmanlar sonucu benzer oranda aerobik güç gelişimi gözlenir. Genel antrenman bilgilerine dayanarak interval antrenmanların, kalbin atım hacmine etkisinden dolayı maks V02’yi geliştirdiğini bilinmektedir. Çocuklarda da maks V02 deki gelişimin temel nedeni kalbin atım hacmindeki artıştan kaynaklı ise çocuklarda interval antrenmanın daha etkili olabilirliği akla gelmektedir. Gerçekten yapılan bir çalışmada 10-11 yaş arasındaki erkek çocuklarda 9 haftalık interval antrenmanın bu yaş grubu için laktat eşiğinden çok maks V02 üzerinde daha fazla bir gelişime sahip olduğu tespit edilmiştir (Rotstein ve diğ 1986). 1.5 Çocuklar yetişkinlerden daha az gelişim gösterir Süre, sıklık açısından aerobik gelişim sağlayan bir antrenman programı yetişkinlerde %10-14 aerobik gelişim sağlarken ergen çocuklarda daha az bir gelişim (%5-6) sağlanmaktadır. Bu değer yapılan iki meta analiz ile desteklenmektedir (Payne ve Marov 1993: Linda ve diğ 1999). Diğer bir çalışmada da yetişkinlerin 8-12 haftalık antrenman programı sonucunda maksVO2’ de %16 lık bir gelişim gösterdiği tespit edilirken erkek çocuklarda bu değerin çok daha az ( %3.8) olduğu tespit edilmiştir (Keith ve ark 1998). 1.6 Ergenlik Çağından Sonra Antrenmana Cevap Nedir? Yapılan bir çalışmada 16-17 yaş arasındaki erkek çocuklarda 3 ay boyunca, haftada 3 gün 1. Grup: 2*10dk dan 2*30dk ya Şiddet: Başlangıçta, maks KAH %60-70, antrenmanın sonlarında %80-90’a ulaşmış. 2. Grup: 50-250m arasında sprint intervaller yapmış. Sonuç olarak; 1. grupta maks VO2 %12, oksidatif enzim (SDH) %42 artmış, buna karşın PFK artmamış 2. Grupta maks VO2 %10 glikolitik enzim (PFK) %21 artmış, SDH artmamış (Fournıer ve ark 1982). Bu sonuçların anlamı ise artık bu dönemden itibaren çocukların yaptıkları antrenmana özgü cevapların daha yüksek olduğudur. Bu yüzden antrenörlerin erkeklerde bu yaşlardan itibaren dala özgü antrenmanları yaptırması daha uygun görülmektedir. Erken yaşlarda yapılan yoğun dayanıklılık antrenmanlarının çocuklarda yeterli gelişim sağlamadığı gördük. Buna rağmen küçük yaşlarda (HUD’dan önce) yapılacak yoğun antrenmanın ilerki yaşlarda yararlı etkisine dönük yeterince delil mevcut değildir ve sakıncalı olduğuna dönük ülkemizde sanırım fazlasıyla antrenör tecrübesi de vardır. 1.7 Ateşleme Yada Kritik Dönem Hipotezi Bu hipoteze göre, ergenlik öncesi dönemde antrenmanın etkisi yoktur yada çok azdır. Ancak yeterli fiziksel olgunluk düzeyindeki çocuklarda yüksek aerobik gelişimin gözlenmesi beklenir (Katc 1983). 1.8 Çocuklarda maks V02 Gelişimi İçin Meta analizi sonucu, çocuklarda gelişimin görülebilmesi için en az haftada 3 gün 6 hafta ve %70 maks KAH üzerindeki şiddette olması gerektiğini dile getirmektedirler. Çalışmanın süresi açısından ise Loftin ve ark (1998) çalışmanın en az 20 dak sürmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonuç olarak çocuklarda yeterli antrenman aerobik gelişimi sağlar fakat gelişimin büyüklüğü yetişkinlerden daha azdır. 2. Anaerobik Eşik Anaerobik eşik (AE) kavramı genel olarak; çalışma sırasında anaerobik metabolizmanın baskınlığının artmaya başladığı egzersiz şiddeti olarak tanımlanabildiği gibi kan laktat değerlerine göre ise, üretilen laktatın aynı hızda elimine edilemediğinden kanda birikmeye başladığı noktadaki çalışma şiddeti olarak da tanımlanmaktadır. AE, günümüzde dayanıklılık performansının göstergesi olarak kullanılmakta ve gelişimi tamamen antrenmana bağlanmaktadır. AE, AE noktası civarındaki şiddete yapılan çalışmalarla gelişirken, ortalama olarak yetişkinlerde 4 mmol/L laktat noktasındaki koşu ve kalp atım hızı AE noktasındaki parametreler olarak kabul görmektedir. Ancak AE noktasında bireysel farklılıklar söz konusudur ve bu değer 2-7 mmol/L laktat arasında değişebilmektedir. Örneğin bir maratoncunun 7 mmol/L laktatta maksimal laktat sabir durumu (MLSS) gösterebilmesi söz konusu olabilirken, sedanter bir birey ise 2 mmol/L laktatta MLSS gösterebilir ya da sedanter ve dayanıklılık performansı kötü olan bireyler sabit laktat noktasında daha düşük koşu hızı gösterirler. Sporcular tarafından dayanıklılık performansının gelişimi için yapılan antrenmanlar ile laktat -koşu hızı eğrisinin sağa kayması hedeflenmektedir. Laktat ölçümleri yetişkinlerde antrenmanların yönlendirilmesi, müsabakada koşulacak derecenin tahmin edilmesi, antrenmanların gelişiminin takip edilebilmesi, yorgunluğun belirlenmesi ve potansiyel performansın bir diğeriyle kıyaslanmasını sağlamaktadır (Maglishco 1993). Mesafe koşucuları düşük laktat seviyelerinde yüksek koşu hızları ve düşük kalp atım hızları (KAH) gösterirler. Bu ise mesafe koşucularının yüksek koşu hızlarında yorulmadan çalışmayı sürdürebilmelerini ve sonuçta daha başarılı olmalarını sağlamaktadır. Çocuklarda maksimal ve submaksimal egzersizde yetişkinlerden daha az laktat konsantrasyonu gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak çocuklarda var olan; i)düşük kas glikojen konsantrasyonu, ii) glikolitik enzim olan fosfofruktokinaz (PFK) enzim aktivitesinin daha düşük oluşu, iii) çocuklarda gözlenen yüksek kas kan akımı, iv) oksidatif enzim olan succinat dehidrogenez (SDH) aktivitesinde artış ve v) artmış kas içi trigliserit konsantrasyonu ve artmış yağ kullanımı gösterilmektedir (Armstrong ve Welsman 1996; Biilant 1996; Mahon 1997). Bu faktörlerin her biri çocuklarda daha düşük kan laktat konsantrasyonun gözlenmesine neden olmakla birlikte, çocuklarda düşük PFK enzim aktivitesi sonucu daha az laktat üretimi temel belirleyici gibi durmaktadır. 2.1 Çocuklarda Anaerobik Eşik Tolfrey ve Armstrong (1995), aerobik gelişim için yetişkinlerdeki sabit 4 mmol/L laktat değeri yerine çocuk ve ergenlerde bu değerin 2.5 mmol/L laktat olması gerektiğini dile getirmişlerdir (çocuklarda düşük PFK enzim aktivitesi yüzünden). Bu doğru bir yaklaşım gibi durmaktadır çünkü, 4 mmol/L laktat değeri pek çok çocuk ve ergen için maksimal çalışma şiddeti olabilmektedir. Eğer bizler dayanıklılık gelişimi için çocuklara yetişkinlerdeki gibi 4 mmol/L laktat noktasını baz alınarak antrenman yönlendirilmesi yapmaya kalkarsak belki de, aerobik dayanıklılık antrenmanı yerine anaerobik dayanıklılık antrenmanlarını, rejenerasyon antrenmanı yerine de aerobik dayanıklılık antrenmanı yaptırmış olabiliriz. Böyle bir hatanın sonuçlarının ne olacağını tahmin etmek ise hiçte zor olmasa gerek. Bununla birlikte çocuklardaki sabit eşik değeri yetişkinlerde olduğu gibi bireysel sonuçları yansıtması her zaman için doğru olmayabilir. Çünkü bazı araştırmacılar çocuklarda 2.5 mmol/L laktat’ın altında (Willams 1991) ya da üzerinde (Mocelin 1999; Beneke 1996) MLSS bildirilmişlerdir. Bu yüzden, çocuklarda sabit referans değeri yerine kırılma noktasını baz alarak AE noktasını tespit etmek daha doğru bir yaklaşım gibi görülmektedir. 2.2 Olgunlaşma ve Laktat Eşiği Tanaka ve ark (1985), erkek çocuklarda laktat eşiğindeki (ör, 2 mmol/L laktat civarındaki hız) hız ile yaş grupları arasında (6-7, 8-9, 10-11, 12-3, 14-15 yaş) belirgin bir farkın olmadığını, fakat kemik olgunlaşma skoru arasında negatif ilişki olduğunu tespit etmiştir. Bu sonuç olgunlaşmaya bağlı olarak 2 mmol/L laktat civarındaki koşu hızının düştüğünü gösterir. Yani çocuklarda yüksek oksidatif kapasite yüzünden 2 mmol/L laktatta daha yüksek hızlarda ulaşıldığı ya da artan olgunlaşmaya bağlı olarak anaerobik kapasitedeki artış yüzünden 2 mmol/L laktatta daha erken hızlarda ulaşılmasıyla açıklanabilir. Ayrıca KAH ve laktat eşiğindeki maksimal KAH ‘ın yüzdesi de yaşa bağlıdır. Yaş artıkça laktat eşiğindeki KAH değeri düşmektedir (Tanaka ve Shindo ). Sonuçta Tanaka ve ark (1985), olgunlaşmanın laktat eşiğine etki eden faktörlerden biri olduğunu dile getirmişlerdir. Mahon ve Vaccaro (1989), ise kontrol grubu olarak kullanılan 10-14 yaş arasındaki aktif erkek çocuklarda 8 hafta içinde VT’de, % 4.6’lık artış gözlemiştir. Ayrıca çocuklarda herhangi bir yaş grubunda bireyler arası laktat cevapları arasında geniş bir aralığın bulunduğu dile getirilmektedir. Cummuning ve ark ( ) çocuklarda ± 2 mmol/L standart sapma civarı laktat tespit etmiştir. Bu sonuçlar bize olgunlaşmanın önemli olabileceğini ve sadece yaş faktörünü dikkate alınarak yapılan laktat ölçümlerinin çocukların egzersize cevabını ölçmede yeterli olmayabileceğini de göstermektedir. 2.3 Cinsiyet Farklılığı Cinsiyetler arası farklılık açısından ise literatür inceldiğinde erkek çocukların kız çocuklarından daha yüksek AE noktasına sahip olduklarını dile getirmektedirler. Buna neden olarak da kız çocuklarında anaerobik metabolizmanın yüklenmenin daha erken safhalarında meydana gelmesi gösterilmektedir (Armstrong ve Welsman 1994). 2.4 Çocuklarda Antrenmanın AE noktasına Etkisi Dayanıklılığın MaksVO2 değerinden daha büyük bir göstergesidir. antrenman şiddetlerinin düzenlenmesinde temel kriterler olarak kullanılır ve gelişimi tamamen antrenmanlara bağlıdır. Gelişimi için AE noktası civarındaki şiddette antrenmanlar uygulanmalıdır. Vahon ve Vaccaro (1989) yaptıkları çalışmada 12 yaşlarındaki,16 aktif erkek çocuklar üzerinde (8 deney 8 kontrol) , 8 hafta, haftada 4 gün inteval ve sürekli koşuların, AE antrene grupta yaklaşık %19.4 artış gözlerken kontrol grubunda sadece %4.6 artış tespit etmişlerdir. Becker ve Vacaro antrene olmamış erkek çocuklar üzerinde 8 haftalık bisiklet ergonometresi üzerindeki dayanıklılık antrenmanlarının AE üzerinde %25 gelişim sağladığı belirtmiştir (Akt,Vahon & Vaccaro 1989). Bu veriler çocuklarda yeterli sıklık,şiddet ve süre verildiği takdirde AE pozitif bir şekilde değişebileceğini göstermektedir. Haffor ve ark (1990) 11 yaşındaki 6 erkek çocuk üzerinde 6 haftalık, haftada 5 gün uygulanan interval tarzındaki çalışmaların AE noktasını, antrenmanlar sonrası V02maksın yüzdesi olarak artığını göstermektedir. Ayrıca araştırmacı kardiorespiratory dayanıklılığı çocuklarda daha iyi yansıttığını da dile getirmiştir. 2.5 Çocuklar Yetişkinlerden Daha Düşük AE Gelişimi Gösterir Yetişkinlerde 3-4 gün AE üzerindeki 8 haftalık çalışmaların AE’i %40-60 artırdığı görülürken, çocuklarda bu değerin daha düşüktür (%19.4-25) (Vahon & Vaccaro 1989). 2.6 Çocuklarda Koşu Performansı ve AE Arasındaki İlişki Kız çocukları üzerindeki bir çalışmada 15-16 yaşlarındaki mesafe koşucularında AE ile 5000m koşu performansı arasındaki yüksek bir ilişki gözlenmiştir. Benzer bir şekilde 11-12yaş çocuklarda 3000m koşu derecesiyle yüksek bir ilişki gözlenmesine karşın (r=0.77), bu değer V02 maks ile var olandan daha azdır (r=0.83) (Unitham 1995). Bunun anlamı AE değerinin büyük olmasının çocuklarda V02 maks gibi yarış performansını hakkında bilgi verebildiğidir. Sonuç olarak çocuklarda dayanıklılık gelişiminin anaerobik eşik parametrelerinden takibi söz konusu olabilmekte ve antrenmanın etkisi gözlenebilmektedir. Araştırmacıların genel kanısı AE ‘in dayanıklılığı çocuklarda daha iyi yansıttığı şeklindedir. 3. Koşu Ekonomisi Koşu ekonomisi, verili bir submaksimal hız için gerekli oksijen tüketimidir (VO2) (Baset & Howley 1997., Keefer ve ark 2000., Greene & Pate 1997) Koşu ekonomisinin iyi olması demek submaksimal hızlarda daha düşük enerji tüketimi anlamını taşımaktadır. Yapılan çalışmalarda yetişkinlerde ve elit atletlerde koşu ekonomisiyle performans arasında yüksek ilişkiler bulunmaktadır. Koşu ekonomisi homojen mesafe koşucularında koşu performansı ile yakın ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Böylece elitlerde performansın geliştirilmesi için çalışmalar koşu ekonomisinin geliştirilmesi (verili hızda daha az O2 tüketimi) üzerinde durulmuştur (Akt, Collins ve ark 2000). Conley ve Krahenbuhl benzer maks VO2 değerlerine sahip ve 10 km performans dereceleri 30,5-33,5 dk arasında olan koşucular arasında koşu ekonomisiyle performans arasında yüksek ilişki tespit etmiştir (r=0,82) (David Basett ., Howley 1999). Genel kabul edilen görüş koşu ekonomisi daha uzun mesafelerdeki koşularda daha önemli olduğu şeklindedir. Çalışmalar bayan koşucularda 12.9 km/saat hızındaki koşuda submaksimal O2 tüketimi ile 5, 10 ve 16 km koşu hızları arasında (r= - 0.40, -0.55, ve –0.62) artan ilişkilerin olduğu ve daha az submaksimal O2 tüketiminin daha uzun mesafelerde daha önemli olabileceği yönündedir. Svendengah ve Sjodindaha daha iyi maraton performansı için daha düşük submaksimal O2 tüketiminin önemini göstermişlerdir (Akt Unnitham ve ark 1995). Koşu Ekonomisi Nasıl Gelişir? Paavolainen ve ark (1999) elit uzun mesafe koşucularında 9 haftalık patlayıcı kuvvet çalışmalarının maks VO2 ve laktat eşiğini geliştirmemesine rağmen 5 km performansını ve koşu ekonomisini geliştirdiğini tespit etmiştir. Ayrıca orta-uzun mesafe koşucularında intensif interval çalışmalarının koşu ekonomisini geliştirdiği (Billard ve ark 1999) ve bayan mesafecilerde 10 haftalık kuvvet+dayanıklılık çalışmasının da koşu ekonomisini geliştirdiği görülmüştür. Kısaca yetişkinlerde dayanıklılık, kuvvet, patlayıcı kuvvet intensif interval çalışmaları koşu ekonomisini geliştirmektedir. Ayrıca koşu stilindeki değişimde koşu ekonomisini etkilediği bilinmektedir. Çocuklar açısından ise bu antrenman metotlarının tümünü koşu ekonomisini geliştirmek amacıyla kullanmak sakıncalı olabilir. Özellikle patlayıcı kuvvet çalışmaları çocukların gelişimlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Çocuklar için koşu tekniğine dönük driller daha uygun görülmektedir. Bu tarzdaki çalışmalar çocuklarda o anda koşu performansına etki etmese de ilerki yaşlarda uzun mesafelerde, koşu stilinde yaratılmış olacak ekonomiklik büyük olasılıkla başarılarında etkili olacaktır. Çünkü yetişkinlerde koşu ekonomisiyle mesafe koşularında başarı arasında yüksek ilişki vardır. 3.1 Çocuklarda Koşu Ekonomisi Büyüme sırasında erkek ve kız çocuklarında absolut (L/dk) maks VO2 değerleri artar (Akt., Rowland 1990., Rowland, Vanderburg, Cunnigham 1997), 6-16 yaş arasındaki çocuklarda maksimal aerobik güç (maks VO2 ) gelişimine bakıldığında ralatif olarak (ml/kg/dk) , erkek çocuklarda sabit kalırken kız çocuklarında düşüş gözlenir (Akt., Rowland 1990., Morgan 1999). Buna karşın çocukluk boyunca dayanıklılık performansında artışlar gözlenmektedir, buradan da koşu ekonomisinde büyüme periyodunda ortaya çıkabilecek değişimlerin bu dayanıklılık performansın gelişiminden sorumlu olabileceği akla gelmektedir, bu amaçla koşu ekonomisi ile ilgili çocuklar üzerinde yapılan bazı çalışmaları inceleyecek olursak: 3.2 Çocuklarda Koşu Ekonomisi Dayanıklılık Performansı Arasındaki İlişkiler Atletlerde maks VO2 değerleri birbirine eşit olduğu zaman submaksimal koşu hızındaki oksijen tüketimi (koşu ekonomisi) arasındaki farklar önem kazanmaktadır. Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar çocukluk ve adölesans döneminde submaksimal 02 tüketimi ve yarış performans zamanı arasındaki ilişkinin olmadığı yönündedir (Cunninghan 1990, Unnithan ve ark 1995). Cunninghan (1990) submasimal 02 tüketimi ile liseli bayan koşucuların 5 km yarış zamanı arasında bir ilişki bulanamamıştır (r= -0.05). Krahenbuhl, Krahenbuhl ve ark atlet olmayan çocuklarda saha testleri ile bu sonucu destekler veriler bulmuştur (Akt, Unnithan ve ark 1995). Unnithan ve ark (1995) yaşları 11.69±1.08 yıl olan antrene edilmiş erkek çocuklar üzerinde 3000m ile VT, maks VO2 ve koşu ekonomisi üzerindeki çalışmasındaki sonuçlarda; maks VO2 ile 3000m nin yüksek ilişki (r= -0.83) sergilediğini tespit etmiş fakat submaksimal hızlardaki oksijen tüketimi (VO2) ile 3000m koşu hızı arasında ilişkinin olmadığı belirlemiştir yani submaksimal hızlarda oksijen tüketiminin 3000m dayanıklılık performansını yansıtmadığı sonucuna varmıştır. Kısaca koşu ekomomisi çocuklarda koşu performansını yansıtmamaktadır. 3.3 Çocuklar neden daha kötü koşu ekonomisine sahiptir? Çocuklar yetişkinlere göre; 1. Gelişmemiş koşu stili (aşırı kol hareketi, daha yüksek dikey yer değiştirme, daha uzun süre adımın havada kalması...). 2. Daha yüksek bazal enerji tüketimi 3. Yağların kullanım oranındaki atrış 4. Daha yüksek kalp atım hızı ve solunum sıklığı sergilerleler (Krahenbuhl ve Williams 1991). Sonuç olarak çocuklarda submaksimal şiddetteki oksijen tüketimleri yetişkinlerden daha fazla olgunu söyleyebiliriz (daha kötü koşu ekonomisi). Kızların daha ekonomik olduğu görüşü yaygın olarak kabul görmesine rağmen bu konuda bir fikir birliğine varılamadığı gibi koşu ekonomisindeki farklara neden olan faktörlerin neler olduğu da kesin olarak belirlenebilmiş değildir. Çalışmalar biyomekanik faktörlerin, bazal metabolik etkileşimlerin, solunumsal değişim oranlarının daha ayrıntılı incelenmesini gerektirmektedir Çocuklarda koşu ekonomisinin gelişimi çocukluk döneminde performansa katkıda bulunmasa bile, ilerki yaşlarda uzun mesafe yarışlarında iyi koşu ekonomisi başarı için anahtar rol oynayabilecektir. Çocukların Spora Katılımı İçin Rehber * Çocuklar yetişkinlerin minyatür hali değildir; ilk önce çocuk olarak sonrada atlet olarak eğitilmelidir. *6-10 yaş arasında, spora ilgileri, hoşnut olmaları ve temel beceriler kazanmaları sağlanmalıdır. * 11-14 yaşlarda, çok yönlü gelişim sağlanarak, uygun teknikler öğretilmelidir; bu çocuklarda antrenman yükleri artık artırılmaya başlanabilir. Bu yaşlarda çocuklar yetişkinlerin yaklaşık üçte birinin altında ki antrenman yükü olabilir. Bunun anlamı 11-14 yaşında çocukların 10-20 dakikadan fazla olmamak kaydıyla ve ara vermeden intensif (yoğun) olarak çalıştırılabileceğidir. Bu yaşta çocuklar, başarabilme istekleri doğrultusunda motive edilmelidir, başarısızlık durumunda yargılanmamalıdır. *15-18 yaşlarında, antrenman yükleri artmaya başlar ve antrenmanda özelleşmeye gidilmelidir. Bu yaşlar arasında antrenman yetişkinlerin yarısı yada üçte ikisi olabilir. Bu yaştaki çocuklar artık daha yoğun yarışlar için hazırdır. Buna karşın tekrar dikkat etmek gerekir ki çocuklar hala yetişkin değildir, ve yetişkin olana kadar en yüksek performans beklenmemelidir. Brown (1964) ‘a göre çocuklar 6-7 haftadan fazla yoğun olarak antrene edilmemelidir yada en yüksek performanslarını 1 aydan fazla koruyamadıkları umulmamalıdır. Ona göre çocuk yıl içinde 3 defa zirve yapabilir, bunlar yaz, bahar ve kış olabilir (Noakes 1991). Ayrıca: *1980 lerde dünyanın en iyi yetişkin dayanıklılık sporcularının, çocukluk dönemlerinde yoğun bir şekilde antrene edilmediği ve bu dönemde başarılı olmadığı görülmektedir. * Geç olgunlaşan çocuk, yetişkinlikte olasılıkla daha iyi atlet olacaktır *Yetişkinler antrenmana çocuklardan daha büyük oranda cevap verir. * Çocuklar yarışmaları yorgunluktan dolayı bırakmaz *Noakes’ın (1991) kişisel görüşü, genç atletlerde yoğun antrenmanlar mümkün olabildiğince geciktirilmelidir; ve çocukların zorlu antrenmanlara daha geç başlamasının daha iyi olacağını düşüncesindedir. En iyi fiziksel performans zihinsel olarak ta en güçlü olunduğunda meydan gelir. alıntı: Bilal ÇOBAN |
Reklam Alanı |
02-01-2009, 15:44 | #2 |
Girişken Üye
Üyelik tarihi: Eki 2008
Bulunduğu yer: bursa
Mesajlar: 281
Teşekkürleriniz: 2
7 Mesajına 14 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 17 |
Her ne kadar hazırlık dönemi geçsede bahar dönemi için sporcu çocuklarımızı hazırlamaya başladığımızda bizler için güzel bilgiler olacaktır.Teşekkür ederim hocam.
Konu binali tarafından (26-02-2010 Saat 19:54 ) değiştirilmiştir. |
09-01-2009, 02:11 | #3 |
Çalışkan Üye
Üyelik tarihi: Ara 2008
Bulunduğu yer: Niğde
Mesajlar: 4.065
Teşekkürleriniz: 7
16 Mesajına 19 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0 |
teşekkürler hocam ellerinize sağlık
__________________
Kontrolsüz Güç Güç Değildir...! Bizler Gücümüzü Kontrol Ederek Ve Birliktelik İçerisinde Daha Doğru Ve Güzele Ulaşacağız...! |
Popüler Sitelerde Paylaş |
Etiketler |
Çocuklarda, dayaniklilik, gelİŞİmİ |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
AEROBİK DAYANIKLILIK DRİLLERİ | webmaster | Futbol | 5 | 15-10-2009 10:15 |
FUTBOLDA AEROB DAYANIKLILIK | webmaster | Futbol | 0 | 04-11-2008 16:14 |
EK DOZ POLEN YÜKLEMESİNİN DAYANIKLILIK SPORCULARIN | binali | Antrenman Bilgisi | 0 | 01-05-2008 20:05 |
ÇOCUKLARDA DAYANIKLILIK GELİŞİMİ | webmaster | Çocuk ve Spor | 1 | 27-04-2008 00:37 |
ÇOCUKLARDA KUVVETİN GELİŞİMİ | binali | Beden Eğitimi ve Spor Kütüphanesi | 4 | 13-04-2008 18:44 |
Reklam Alanı |