Beden Eğitimi ve Spor Portalı  


Go Back   Beden Eğitimi ve Spor Portalı > Genel Bölüm > Sohbet ve Tartışma

Sohbet ve Tartışma Hep birlikte sorunlarımızı görüşelim, tartışalım, görüşlerimizi bildirelim, birbirimize yardımcı olalım.

beden eğitimi
beden eğitimi
Sitemize hoş geldiniz. Konuları beğenmeyi unutmayalım.

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 28-11-2009, 21:43   #1
binali
Super Moderator
 
binali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Şub 2008
Bulunduğu yer: Samsun
Mesajlar: 2.731
Teşekkürleriniz: 14
89 Mesajına 129 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 19
binali will become famous soon enough
Standart

Reklam Alanı
cellPadding=3 >

>
colSpan=2 ASIK SURATLI OKUL
>
colSpan=2 Mehmet YAPICI
>
colSpan=2
>
colSpan=2
Okul, hemen hemen hepimiz için “coşku ile geri dönmek için” gidilen bir yerdir. Bir zorunluluktur ve her zorunluluk, bir parça sevgisizlik ve yasak belirtir. Okula ilişkin tebessüm edişler, anılar üzerinden gerçekleşir. Çünkü, geriye dönüşü olmayan bir sürecin bitmişliğinin bilinçaltındaki rahatlığıdır, bu tebessümü var eden.


Okul, bir kurallar bütünüdür. Okulun kuralları, kuralı koyan için de, kuralı uygulayan için de kurala maruz kalan için de “kurallar olmazsa olmaz ki” anlayışını yansıtır. Ve okul kurallarının çok önemli bir kısmı geleneksel, yazısız kurallardır. İnsan (öğretmen-idareci) yapımıdır. İnsanlar geleneksel değerlerini, tutumlarını, inanışlarını okula getirir ve kural haline getirirler. Kuşkusuz okul, kültürün bir yansıması olarak gelenek ve göreneklerden beslenebilir. Ama bunların eğitimbilim süzgeçlerinden geçirilmesi gerekir. Eğer eğitimbilim süzgeçlerinden geçmiyorsa, bu kurallar sıkıcı ve sevimsiz hale gelebilirler. Okullarımızda, süzgeçten geçmeden oluşan bu kurallara uyum sağlamak, tutum haline getirmek, öğrenci için büyük bir yük halini alır. Tartışmasız kabul gördüğü için de “neden, niçin kural” sorusuna yanıt verecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Çünkü, okul statükoyu yansıtır. Statüko eleştirilemez, değiştirilemez, sorgulanamaz.


Okula başlayan her çocuk; ortalama olarak; çevresinden okula ilişkin olarak, şunları duyar: okulda mutlu olacaksın, okulda oyun oynayacaksın, okulda bir çok sevdiğin arkadaşın olacak, okulda çok şey öğreneceksin, okulda öğretmenlerin ve arkadaşlarınla iyi anlaşacaksın, okulda seni rahatsız eden hiçbir şey olmayacak.


Okula başlamadan önce bu önyargılarla biçimlenmiş olan çocuk; ortalama olarak, okula başladığı ilk gün kandırıldığını algılar ve okula mutsuzluk ve hayal kırıklığı ile devam eder (Yapıcı, 2004a).


Okulda koşmak yasaktır. Neden yasaktır? Kimse bilmez. Sadece koşulmaması gerektiği öğrenilir. Okulda, gürültülü konuşmak, yüksek sesle gülmek, öğretmene-idareye sesini yükseltmek, neden diye sormak yasaktır. Çünkü, büyükler öyle isterler. Buna rağmen okul rahatsız edici derecede gürültülüdür (büyükler sırtını döner dönmez). Okulun yüzüne söylenemeyenler, yüksek sesle, okul dışında ifade edilebilir. Olsun, nasıl olsa, okulda büyüklerin yanında olmaz bunlar, okul dışında da kimin umurundaki!


Okulda aşık olmak yasaktır. Çünkü, sevmek zaaftır. Okul çocuklarının zaafları olamaz. Onlar her zaman emre itaate hazır, verileni sorgulamadan yapması gereken, kendine has duygu ve düşünceleri olmaması gereken birer robot gibi olmalıdırlar.


Okulda talepte bulunmak yasaktır. Okul neyi ne kadar verirse, okullunun onunla yetinmesi gerekir. Yetinmeyi bilmemesi, onun asi ruhunun törpülenmesi gerektiği düşüncesini oluşturur. Okul rehberlik sistemi, ona yetinmeyi öğretecektir (bu öğretme biçimi, okulun en nazik ve bilimsel yöntemlerinden birisidir!).


Okulda, kural dışı giyinmek yasaktır. Çünkü, okullu çocuk; eşitliğe ve kardeşliğe, ayrımcılığın olmadığı bir okula ve siyasal sisteme ancak böyle ulaşabilir. Farklı görünmek istenmeyen bir şeydir. Farklı görünen farklı şeyler de yapabilir, söyleyebilir, düşünebilir. Bu ise büyüklerin istemediği bir şeydir. Onlar düşündüğüne göre, okullu için en uygun olanı da düşünebilirler. Onlar da böyle okullu olmuşlardı, ne zararı olabilirdi ki…


Okulda anlamak yasaktır. Doğru olan ezberlemektir. Ezberleyen okulludan zarar gelmez. Ezberleyen farklılığı aramaz, çünkü farklılığı düşünecek, bilişsel ve duyuşsal enerjisi kalmamıştır. Anlamak isteyen okulu tehdit eder, onu sorgular, değiştirmeye çalışır. Buna izin verilemez. Öyle ise, modeli, felsefesi, yöntemi ne olursa olsun, ezberlemek en doğru olandır, her eğitim-öğretim modeli buna uydurulabilir. Okul, model ve sisteme ilişkin güncellemeler yaptığında ise, hem okul kendini sorgulaMIŞ değiştirMİŞ gibi görünür, hem de okullu çocuğa ve diğerlerine, her şeyi onun iyiliği için yaptığına inandırMIŞ olur.


Okulda öğretmen otoritedir. Bunun aksini düşünmek yasaktır. Öğretmen bir çocuğa öğrenemediğini, çünkü geri zekalı ve tembel olduğunu söylediğinde, bu kurala dönüşür. Çocuk için, bunun dışında bir algı geliştirmek söz konusu dahi olamaz, düşünülemez. Öğretmenin öğrettiği, en doğru, bilimsel ve değişmez sabittir. Çünkü, öğretmen öğretmektedir. Öğretmenin nasıl öğreteceği önemlidir, çocuğun nasıl öğrendiği değil. Çünkü, o otoritedir. Öğretmenin doğru dediği doğru, yanlış dediği yanlıştır nokta, sonrası için bir şey söylenemez.


Okul giden bir çocuk, öğretmeni kendisini azarladığında; içinden küfretmeyi öğrenir. Yanlış bir bilgi sunduğunda, o bilgi doğruymuş gibi, nasıl tepki göstereceğini öğrenir. Öğretmen, öğrencinin dünya görüşüne aykırı bir tutum, davranış, söz söylediğinde; nasıl susması gerektiğini öğrenir. Bütün bunlar, öğrencinin kişiliksizleştirilmesinin okul programlarında adı konmamış örtük (gizil, bilinçaltı) yönünü göstermektedir.


Düşünmeyi değil, istenileni düşünen bir insan profili ortaya çıktığında, bağımsız ve farklı bir insan kişiliğinden ve niteliklerinden de bahsedilemez. Olgu ve olayları gözlemleyerek kendi kararını veren değil, nasıl karar vermesi gerektiğini soran bir profil ortaya çıktığında, duyumsayan, empati kurabilen bir kişilikten de bahsedilemez. Nerede neyi beğeneceğini bile bağımsız olarak belirleyemeyen bir profil, kişiliksizleştirilmiştir. Kuşkusuz kişiliksizlik de bir niteliktir. Bu kişilik kurgusunun, dünyaya ve evrene nasıl bakmasını beklersiniz; at gözlüğü ile mi, Sokrates algısı ile mi? Ya da Yunus Emre'nin şu dizesinden bir okullu ne anlar acaba: “bir ben var benden içeri” (Yapıcı, 2004b).


Okullarda görev yapacak öğretmenleri gerçekten iyi seçebiliyor muyuz? Krişnamurti (1988) şöyle der: “çocukluğunu unutan ve çocuklara sevgi duymayan bir öğretmen ne çocukları eğitebilir ne de çocuklara yardımcı olabilir”. Öğretmenlerimiz, çocukları sevmeye ilişkin doğal bir motivasyona sahipler mi? Onlarda, çocuk ve insan sevgisi oluşturmak için gerekli beceri ve yeterlilikleri oluşturacak bir programa ve derslere (etkinliklere) sahip miyiz? Ruh sağlığı yerinde olmayan, hatta çocukları cinsel bir obje gibi görebilecek insanlar da, öğretmen yetiştirme programlarından geçerek öğretmen olabilirler mi? Üzerinde düşünülmesi gereken ne çok şey var değil mi? Bunlar üzerinde kim düşünecek? Eğitim ve okulla ilgili herkes yani hepimiz…


Okul, insanları gruplara ayırır. Bu gruplama işlemi sorgulanmayan üç varsayıma dayanır. Çocuklar okula aittir, çocuklar okulda öğrenir, çocuklara yalnız okulda bir şey öğretilebilir (Illich, 1985). Ama, Comenius (1964) 17. yüzyılda eğitim-öğretim sisteminin alfabesini şu sözlerle ifade eder: Öğretmenlerin mümkün olabildiğince az öğretmeleri, öğrencilerin ise daha çok (kendi kendilerine) öğrenmelerini sağlayacak öğretim stillerini araştırmak ve keşfetmek. 17. yüzyıldan ne kadar çok uzaklaşmışız değil mi?!


Okul programları, bilgiden çok bilgiye ulaşma ve paylaşma etkinlikleri ile zenginleştirilmelidir. Dewey'e göre (1966); eğitim sistemlerinin en büyük yanılgılarından biri; bir insanın öğrenme sürecinde öğrendiği şeyi tam olarak öğrendiğinin sanılmasıdır. Gerçekten de; bugün her birimiz, kendi yaşantımız açısından geriye dönüp baktığımızda, okul öğrenmelerimizin çok büyük bir kısmının anımsanmadığını görebiliriz. Öğrenilenler kuşkusuz yok olmamıştır. İhtimal ki, uzun süreli belleğimizin bir yerlerinde, başı boş olarak dolanmaktadır. İşte, okulun yapması gereken öğrenme yaşantılarını uzun süreli belleğimize, günlük yaşama aktarılabilir bir formda kazandırmak olmalıdır. Bunun için yapılması gereken ise; çocuğa göre hareket edebilmektir. Yetişkinlerin, çocukları kendi dünyalarına uyumlaştırma döngüsü olan okul; yetişkin kurgusundan kurtulmadıkça, çocuklar okulda mutsuz olmaya devam edeceklerdir.


Sokrates der ki; “sorgulanmayan bir hayat yaşanmamış bir hayattır”. Öyle ise çıkarım şu olsun; okullu bir hayat, sorgulanıncaya kadar yaşanmamış kabul edilebilir. Bir kültürel kurum olarak, okulun toplumu yansıttığı düşünüldüğünde, asık suratlı ve mutsuz bir toplumdan, asık suratlı ve mutsuz bir okul çıkması doğal karşılanabilir. Gülümseyen bir okul isteyenlerin, gülümsemeye başlamaları iyi bir başlangıç olabilir. Gülümsemeyi başarabilmek ise hiç de kolay bir nitelik olarak düşünülmemelidir. Gülümsemeyi öğrenmek emek ister, sevgi ister, değerlilik ister, bağımsız oluşturulmuş ya da oluşturulmasına izin verilmiş aitlik ister. Okul bunları yapabiliyor mu!?


Kaynakça
Comenius, Y. A. (1964). Büyük Didaktika, (Çev.: Hasip A. Aytuna), Ankara: Milli Eğitim Basımevi.
Dewey, J. (1966). Tecrübe Ve Eğitim, (Çev.:F. Başaran-F. Varış), Yayınevi Belirtilmemiş.
Illich, I. (1985). Okulsuz Toplum, (Çev.:T. Bedirhan Üstün), Ankara: Birey Ve Toplum Yayınları.
Krishnamurti, J. (1988). İç Özgürlük, (Çev.:İlhan Güngören), İstanbul: Yol Yayınları.
Yapıcı, M. (2004a). “İlköğretim 1. Sınıfa Başlayan Öğrencilerin Hazırbulunuşluk Düzeyleri”
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi , Cilt: 1, Sayı: 1, Yıl: 2002-2004.
Yapıcı, M. (2004b). Okul Ve İnsan, Ankara: Ocak Yayınları.
__________________
7-8 Ağustos 2010 Tarihinde DİYARBAKIR'da yapılan Spor Tırmanış yarışmasını SİYASİ SEBEPLE protesto edip yarışmaya takım getirmeyen, aynı zamanda'da TDF Eğitmeni ve Spor kulübü BAŞKANI olan KİŞİ'yi ÖZEN'le kınıyorum.
binali isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Reklam Alanı
Cevapla

Popüler Sitelerde Paylaş

Etiketler
asik, okul, suratli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Okul sporları ottoman0101 Sohbet ve Tartışma 0 04-10-2011 20:41
Trt Stadyum Okul Foto Bölümü Açıldı Artık Okul Resimleri TRT Stadyumda webceren Okul Resimleri 9 23-08-2009 17:45
Okul Liderliği binali Beden Eğitimi ve Spor Kütüphanesi 0 18-09-2008 22:46
okul resimi Okul Resimleri 0 01-01-1970 03:00
OKUL RESİMLERİ Okul Resimleri 0 01-01-1970 03:00

Reklam Alanı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:21.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2006 - 2025, Türkiye'nin Beden eğitimi ve Spor Portalı
2007-2024 Türkiye'nin Beden Eğitimi ve Spor Portalı
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159