Ara Sıra Spor Yapanlara Bir Çift Söz

[proksi]

Reklam Alanı

Haftasonu Sporcuları … Aman Dikkat ! ! !


Araştırma sonuçlarına göre “spor ortopedistlerinin” en müdavimleri 25 – 45 yaş arası düzensiz spor yapan “hafta sonu sporcuları” dır. Ancak bazı basit önlemleri unutmamak kaydıyla her yaşta spor sakatlıklarını önlemek ya da oluşan spor yaralanmalarını en az hasarla atlatacak biçimde “güvenli” spor yapmak mümkündür. Sportif etkinlikleri kabaca organize ve organize olmayan etkinlikler olarak ikiye ayırabiliriz. Organize sportif etkinliklere katılanlar; meslek olarak sporu seçenler yani geçimini spordan sağlayanları “profesyoneller” ve çoğu kez bir sportif kuruluşun çatısı altında spor için spor yapan “amatörler” den oluşur. Organize olmayan etkinliklere katılanlar ise sporu sosyal, psikolojik ya da sağlık nedenleri ile spor yapanlardır.


Bu ikinci grup sporcular, günümüzde organize sporculardan sayıca daha çok fazla olup yaşları ortalama 25 – 45 arasındadır. Düzensiz, seyrek ve yeterli teknik bilgiden yoksun olarak spor yapan bu kitle tüm dünyada “hafta sonu sporcuları” olarak adlandırılmakta ve spora bilinçsiz yaklaşımları nedeniyle spor sakatlıklarında en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Bu nedenle bu sporcuların hem sakatlıkların önlenmesi, hem de oluşan sakatlanmalarda ilk yardım konularında bilinçlenmeleri gereklidir.


Herhangi bir hastalık veya spor yaralanması tam düzelmeden sahaya çıkmamalı; yeterli dinlenme ve beslenme sağlanmalıdır. Yemekten kalkıp gecenin ilerleyen veya sabahın erken saatlerinde halı sahada maç yapmak sakatlığa davetiye çıkarmaktır. Düzenli antremanlarla yeterli kondisyon düzeyi sağlanmalıdır. Her sportif aktivite kısa da olsa bir ön hazırlık gerektirir. Artacak olan kan dolaşımını karşılamaya yönelik ısınma hareketleri ve çalışacak olan kasların hazırlanmasına yönelik germe egzersizleri ani gereksinme karşısında ilgili dokuların yetmezliğe girip yaralanmalarını önler; spor sonunda yapılan germe egzersizleri ve soğuma hareketleri ise vücudun sportif aktivite stresinden daha çabuk kurtulmasını ve kendini toparlamasını hızlandırır. Spora uygun ayakkabı seçimi, spor sakatlıklarında çok etkin faktörlerden biridir. Örneğin yeterli kayganlığı sağlamayan bir ayakkabı halı sahada ciddi ayak bileği ve diz burkulmalarına yol açabilir. Önceki sakatlıkların gerektirdiği dizlik, ayakbileği bandajı gibi koruyucu önlemler basit ama sakatlıkların tekrarını önleyen etkin yöntemlerdir.


Tüm bu tedbirlerin alınmasına karşın ortaya çıkabilen kaçınılmaz spor yaralanmalarında zamanında ve doğru yapılan bir ilk yardımla bedenimize oluşacak hasarı en aza indirgemek ve kalıcı sakatlıkların oluşmasını engellemek mümkün olabilmektedir. Hayati tehlikenin söz konusu olmadığı ve cildin bütünlüğünü koruduğu koşullarda (ayakbileği veya diz burkulması, ezikler gibi durumlarda) ilk tedavi aşağıdaki gibi olmalıdır.


1. Yaralı bölgenin hareketsizliği ve istirahati sağlanmalı


2. Yaralı bölgeye 2 bazen 3 gün her saatte 30 ila 40 dakika süreyle torba içinde buz uygulanması


3. Yaralı bölgeye bandaj, sargı vb ile dolaşımı bozmayacak biçimde belirli ölçüde baskı uygulamalı


4. Yaralı bölge kalp hizasının yukarısında tutulmalı


5. Doğru teşhis ve ileri tedavi için uygun bir merkeze başvurulmalıdır.


Bu yöntemlerle tedavi edilemeyen sakatlıkların tedavisi konusunda ise tıp ve teknolojide son yıllarda büyük gelişmeler olmuştur. Artık ameliyat gerektiren diz, ayakbileği, omuz ve dirsek gibi eklem yaralanmaları “artroskopi” denen yöntem sayesinde eklem açılmadan cerrahi olarak tedavi edilebilmekte böylece iyileşme son derece kısa sürelerde gerçekleştirilebilmektedir. Yırtık menisküs, kopan diz bağları, omuz çıkığıyla gelişen omuz zedelenmerli tamir edilebilmekte ve hastalar tekrar eski spor düzeyine dönebilmektedirler.