Beden Eğitimi ve Spor Portalı  


Go Back   Beden Eğitimi ve Spor Portalı > Spor Branşları > Doğa Sporları

Doğa Sporları Doğa Sporlarıyla ilgili herşey burada

beden eğitimi
beden eğitimi
Sitemize hoş geldiniz. Konuları beğenmeyi unutmayalım.

Cevapla
 
Seçenekler Arama Değerlendirme Stil
Alt 03-08-2007, 04:05   #1
tunat
Girişken Üye
 
tunat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 237
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
tunat
Standart

Reklam Alanı
Başarının temel kuralı öncelikle kişinin kendi kabiliyetlerini doğru belirlemesi ve buna uygun hedef...


Röportaj: Pınar KULALI





Nasuh Bey ile Conrad Otel’inde buluşmak için sözleştik. Sohbetimiz ilerledikçe röportajımızı yaptığımız 17. Mayıs.2005 tarihinin kendisi için büyük bir öneme sahip olduğunu öğrendim.


Kendisi,tam 10 sene önce bugün,17 Mayıs 1995’te, Everest’e tırmanan ilk Türk olmanın haklı gururunu hepimize yaşatmıştı.


Sevgili Nasuh MAHRUKİ’ye bu güzel ve anlamlı röportaj için çok teşekkürler.


Dağcılıkla 1988 sonlarında Bilkent Üniversitesi Doğa sporları Topluluğu’nda tanıştınız. Peki neden Dağcılık?


Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Okulda o dönemde Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü yeni kuruluyordu, ben de ilk kurucu üyelerinden oldum. Bir yıl kadar sonra kendimi biraz geliştirince, kulüpteki genel vizyona uygun olarak adını, isim babalığını benim yaptığım haliyle Doğa Sporları Topluluğu - DOST olarak değiştirdik ve mezun oluncaya dek 3 yıl boyunca da kulübün başkanlığını sürdürdüm. Bizde dağcılık yapanlar mağaraya da gidiyordu, kanyona da giriyordu, yürüyüş de yapıyordu. O nedenle doğa sporlarını genel bir şemsiye adı altında değerlendiriyorduk.


O zamanlarda, üniversiteye yeni başlayan biri olarak, okuldaki değişik klüpleri tanımaya çalışmak istedim. Sosyal klüplerin amacı bu zaten; genç bireylere kendilerini geliştirebilecekleri bir takım fırsatlar tanımak. Son derece aktif, atılgan ve hareketli bir karakterim olmasından dolayı, düşünce olarak ilk aşamada dağcılık bana çok cazip geldi. Doğaya ve hayvanlara çocukluğumdan beri çok düşkündüm. 20 yaşımda dağcılığı denediğim zaman gerçekten çok sevdim. Doğanın o eşsiz güzellikteki ortamında yapılıyordu ve uğraşan insanlar çok kaliteliydi, sizi sürekli yeni yerlere, yeni coğrafyalara çekiyordu.


Üniversite hayatım boyunca doğa sporlarının hemen her türlüsü ile yoğun olarak ilgilendim. Dağcılılık, üniversite yıllarımdan bu güne hayatımın çok önemli bir merkezini oluşturuyor.


Üniversiteye başladığınızda kariyerinize dair başarmak istedikleriniz nelerdi? Ne değişti?


O dönemde (1986-87) benim yaşımdaki birçok insan için işletme veya iktisat bölümleri çok popülerdi. Kendi aile şirketimiz olmasından dolayı, benim de şirketimizde çalışmak gibi bir vizyonum vardı. Üniversitede doğa sporları hayatıma çok yoğun bir şekilde girince hedeflerim bir anda değişti. Her ne kadar profesyonel anlamda sürdürmediysem de, iyi ki de işletme okumuşum diyorum. Akademik olarak son derece kaliteli bir ortamda çok güzel bir eğitim aldım ve hayatım boyunca bu eğitimin faydasını gördüm.


Üniversiteden mezun olduktan 1 ay sonra 7000 metrelik ilk tırmanış denemem için Kazakistan’a gittim. İlk kitabım olan “Bir Dağcının Güncesi” kitabımda da bu hikayeden bahsederim. 7010 metrelik tırmanışın nasıl olduğunu denemek istedim, Ağrı Dağı o yıllarda kapalı olduğu için Türkiye’de daha önce 4000 metrenin üzerine çıkmamıştım. O dönemler için bir dolu bilinmeze rağmen, Türkiye’den tek başına gittim ve Rus dağcılarla birlikte denedim ve metabolizmamın nasıl tepki verdiğini gördüm. Olumlu olduğunu fark edince, bundan sonraki en az 1-2 senemi buna ayırmaya karar verdim. 1994 yılında aldığım Kar Leoparı ünvanının ardından profesyonel olarak dağcılığa devam etmeye karar verdim ve 1995 yılında Everest’e tırmanan ilk Türk ve dünyadaki ilk müslüman dağcı oldum.


Gençlere baktığımızda birçok üniversite mezunu fark yaratmak istiyor. Siz fark yaratan bir insan olarak ne önerirsiniz?


Elbetteki hayatımda çok hoş tesadüfler olmuştur. Bence, Ankara’ya gitmem, Bilkent Üniversitesi’ne gitmem de bir tesadüftü.Önemli olan fırsatları iyi değerlendirmektir. Hepimizin karşısına sayısız fırsatlar çıkıyor. Yapabileceğimi en doğru şey bu tür fırsatları yakalayıp, gidebileceği yere kadar taşımak olmalıdır. Ben karşıma çıkan fırsatları iyi değerlendirdiğime inanıyorum. Kimi zaman fırsatları ben yarattım kimi zaman da koşullar denk geldi. Önemli olan yeni fikirlere açık olmaktır, biri olmasa diğeri mutlaka oluyor. Ben Bilkent’de dağcılığı yakalamasam başka bir yerde yakalardım diye düşünüyorum. Dolayısıyla açık fikirli ve vizyonlu olmak çok önemli bence. Rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, hızlı düşünürseniz, doğru karar verirseniz ve belirli ölçüde kontrollü risk üstlenebilirseniz başarı şansınız artıyor. Ancak işin temeli kendinizi tanımanız ve kendinizle barışık olmanız.


İlham kaynağınız neydi?


Ben çocukluğumdan beri hep kendimle uğraştım. Acaba nasıl daha iyisini yapabilirim diye düşündüm ve potansiyelimi en üst seviyelere taşımaya çalıştım. Kendi varlığımın sebebini en güzel ve doğru şekilde çıkartmaya çalıştım. Dolayısıyla ilham kaynağımı kendi varlığım olarak söyleyebilirim. Kendimi tanıyıp, kendi varlığıma bir anlam katmaya çalıştım, kendine saygı duymayı, başkalarına saygı duymak ve sevmek için çok önemli bir başlangıç noktası olarak değerlendiriyorum.


Dağcılık sporunun o dönemde hayatınızın bir parçası olacağını hedeflemiş miydiniz, yoksa tesadüfmüydü?


İlk denediğim andan itibaren doğa sporlarından çok büyük bir keyif aldım. Çocukluğumdan beri doğaya çok yakındım ve doğayla, hayvanlarla sürekli ilgileniyordum. Küçükken evimizde o kadar değişik tür hayvan besledim ki, bir de köpeklere olan derin sevgimden dolayı mahallede adım köpek çobanıydı. Her zaman doğayla iç içe oldum ve bunun faydasını da çevremdeki herşeye saygı duymayı öğrenerek gördüm. Çocukluğumda doğayla sevgiye dayalı olarak başlayan ilişkim, ileride sportif bir anlam buldu ve sonunda da kendimi ve dünyayı daha iyi tanıdığım, öğrendiğim bir okul oldu. Kısacası doğa ve doğa sproları sayesinde kendi varlığıma bir anlam katabildim.


İstanbul’da doğdum, büyüdüm, yaşadım ama doğa sporları sayesinde ufkum gelişmeye her zaman son derece açık oldu. Doğa sporları bana çok şey öğretti. Her geçen gün dünyayı ve farklı kültürden insanları tanımaya başladım. Yedi kıtayı gezme fırsatı yakaladım, o nedenle yaptığım etkinlikleri önemsiyorum.


Benim en büyük avantajım daha 21-22 yaşında ne olacağımı biliyordum, kendimi ve taşıdığım potansiyeli erken keşfettim. Yeteneklerimi tanıdıkça, yeni şeyler deneyip, zorlayıp başarı ile altından kalktıkça kendime güvenim arttı ve kaynaklarımı buna göre kullanmaya başladım.


Hayatınızda örnek aldığınız kişi var mı?


Onun gibi olmalıyım dediğim kişi olmadı, bence herkes kendisi gibi olmalı. Ama, elbette çok takdir ettiğim ve saygı duyduğum insanlar var. Onları da hep iyi bir model olarak nitelendirdim ama herhangi birisine benzemeye asla çalışmadım. İnsanın kendisi gibi olmasını daha anlamlı buluyorum.


Karakter olarak çok boyutlu olmaya çalıştığım için, herhangi birisini örnek alıp onun boyutunu benimseyip kısıtlı kalmak istemiyorum.


Bu soruya, yaşam kurgusuna derin bir saygı duyduğum için, haddimi de aşmamaya özen göstererek, en yakın kişi olarak Atatürk derim. Onun gibi olamayacağımı, ona benzeyemeyeceğimi bildiğim halde, onun izinden gitmeyi en anlamlı şey olarak görürüm.


Zirveye ulaşmak kimi zaman insanları heyecanlandırdığı gibi, kimi zamanda korkutuyor.

‘Zirveye ulaşmak’ kelimesi size ne ifade ediyor?


Aslına bakarsanız ‘Hedefe ulaşmak’ tır. Sonuçta bir dağ tırmanışını önümüze koyduğumuzda o bir hedeftir. O hedefe ulaşmanın da yolları ve bedeli vardır. Bütün o zahmeti çektiğinizde
hedefe ulaştığınızda duyduğunuz tatmin çok üst düzeydedir. Bunun dışarıdaki insanların algılayabileceği şekilde elle tutulur bir ödülü yok, içe dönük bir düşünceyi gerektiriyor.
Zirveye ulaşmayı ben, kendime karşı duyduğum saygı, güven ve heyecan veren bir durum olarak nitelendiriyorum. Kendime verdiğim bir sözün tutulması ve sonucunda bir kişisel büyüme olarak algılıyorum.


Sabah kalktığınızda bile sürekli yeni şeyler görüyor ve öğreniyorsunuz..Öğrenmenin yaşı ve sonu yok. Kişinin kendi içinde doğru olanı bulması gerekiyor.Yolu baştan doğru çizmek gerekiyor. Hedefleriniz illa ki somut dağ zirveleri olmak zorudna değil elbette, her alanda her konuda hep zirveler var hayatımızda, onlara ulaşabilmek önemli.


Hedefinizi neye göre belirliyorsunuz?


Eskiden farklıydı şimdi farklı. 20’li yaşlardayken daha çok bireysel varlığımı güçlendirecek, zorlayacak, eğitecek, sınırlarını geliştirecek şekilde hareket ediyordum. Bugün durum biraz daha farklı. O bireyi artık istediğim noktaya getirdim, elimdeki malzemeden istediğim gibi bir insan yarattım. Şimdi sosyal bir varlık olmanın getirdiği sorumluluğun gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Bir birey olmanın dışında sosyal bir varlık olmanın anlamına ve önemine dikkat ediyorum. Kendi adıma bunu başardığımı söyleyebilirim. AKUT’da yaptığımız çalışmalar, yazılarım ve söyleşilerimde hep bunları ifade etmeye çalışıyorum. Hedeflerimi de bu ikisi arasındaki dengeyi kurarak belirliyorum.


‘ Üstünden git, altından geç, etrafından dolaş veya içinden geç, ne yaparsan yap ama asla pes etme!’ beni çok etkiledi bu cümle. ‘ Bir Hayalin Peşinde’ adlı kitabınızda da bahsediyorsunuz aslında ancak benim sormak istediğim soru şu : İnsanlar birçok dış etkenlerden dolayı çoğu zaman hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçebiliyorlar. Bu kişilere önerileriniz nelerdir?


Doğru hedef koymamız en önemlisi. İnsan kendi varlığına ve potansiyeline uygun hedefler seçmelidir. Aslında bütün seminerlerimde hep söylediğim bir şey var; İnsan her şeyden önce kendini tanımalı, duruşunu, bedenini, içindeki varlığı tanıyıp ortaya çıkarmalı. Güçlü ve zayıf taraflarını öğrenmeli ve hedeflerini buna göre seçmeli. Eğer korkularımızı, beklentilerimizi, hayallerimizi tanıyıp, kendimizi bu şekilde kabul edersek o zaman mutlu ve başarılı oluruz.


Ben 24 yaşında üniversiteden mezun olduğumda Nasuh Mahruki’nin kim olduğunu çok iyi çözümlemiştim. Neleri severim, nelerden çekinirim, güçlü ve zayıf taraflarım, hayattan neler bekliyorum, hangi konularda kendimi geliştirebilirimi çok iyi çözmüş durumdaydım. 24 yaşında da kendi kariyerimi çizmeye karar verdiğimde, büyük bir kuvvetle ve inançla hareket ettim. Ne olacağımı ve ne olamayacağımı çok iyi biliyordum. Dolayısıyla hedef konusunda korkmayın, güçlü olun, kararlı olun demek yetmez, sizin öncellikle kendi yaradılışınız için doğru olanı bulmanız, kendinizi tanıyıp sevmeniz ve size göre hedefler koymanız gerekir.


Siz bir yarış atı olarak doğduysanız, sütçü beygirliği yapamazsınız. Sütçü beygiri olarak doğduysanız da süvari atı olamazsınız. Neyseniz osunuz. Ne olduğunuzu bulmanız lazım. Bazılarımız doğuştan bazı yeteneklere sahibiz. Önemli olan o yetenekleri bilmek ve kullanmaktır. Bu anlamda kişinin kendini tanımasını, tanıdıkça daha iyi bir insan olmak için çaba göstermesini, bu anlamda kendisini sevmesini ve kendisine saygı duymasını ve bundan sonra hedeflerini uygun şekilde seçmesini öneririm. Hedefe ulaşmadaki en önemli konu hedefi doğru seçmektir. Asla ulaşamayacağınız hedeflerle kendinizi mutsuzluğa mahküm etmek yazık olur.


AKUT’a nasıl üye olunur?


AKUT’a üye olmak çok kolay. Her dernek gibi AKUT’un da misyon, vizyon ve değerleri var. İyi ve açıklayıcı hazırlanmış bir tüzüğü ve disiplin ilke ve etik yönetmeliği var. Bunları benimseyen herkes aramıza katılabilir. Hatta bizim kullandığımız bir cümle vardır ; ‘Vatanını, milletini seven herkes AKUT’a üye olabilir’. Biz gerisini veririz.
Bugün için sekiz bölgede örgütlenmemiz tamam. Bunlar, İstanbul merkez olmak üzere, Ankara, Antalya, Marmaris, Kocaeli, Bingöl, Niğde ve Olympos.


Adresimiz; Büyükdere Cad. No :120 Esentepe, İstanbul. Ofisimiz 24 saat açık zaten, istediğiniz zaman gelip ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.


Sizce başarının temel kuralı nedir?


Başarının temel kuralı öncelikle kişinin kendi kabiliyetlerini doğru belirlemesi ve buna uygun hedefler seçip, gerekli fedakarlıkları göze almasıdır. Bunu birkaç boyutta ele almak en doğrusu. Öncellikle doğru hedefler koymanız gerekir, sizin fiziksel, ruhsal ve duygusal yeteneklerinize uygun hedefler seçmeniz sizi başarıya götürecektir. Ne olduğunuzu, ne olabileceğinizi bilerek hareket etmeyi önemli buluyorum. Tabii biraz da şans gerekiyor.


İnsan başardıkça, daha fazlasını ister, bundan sonraki büyük projeniz/ hedefiniz nedir?
10 sene sonra kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?



Zamanın neler getireceğini kimse bilemez ama benim hayatımda hep dikkat ettiğim şey, koşullar yada süreçler ne olursa olsun ben her zaman doğru diye tanımlayabileceğim kişi olmak istiyorum. Karşımdaki yanlış yapsa dahi ben hep doğruda kalmak isterim. Bunun maliyetini ve bedelini düşünmem. Benim için önemli olan süreçlerde doğru olmaktır. Gelecekte nerede olacağımı kestiremiyorum. Ancak şunu biliyorum ki süreçlerde doğru olduğum zaman, doğru kararlar veriyorum ve sonuçta doğru olarak gelişiyor. Belki sizin istediğiniz kadar hızlı olmuyor ancak sabırlı olduğunuz zaman kazanan siz oluyorsunuz. Bu çizgiyi koruduğum sürece o günün koşulları içerisinde olabileceğim en doğru yerlerde olabileceğimi düşünüyorum. Bence insan hayatındaki en büyük değerlerden biri istikrardır. Kendi adıma hep buna dikkat ederim. Uzun vadede istikrar mutlaka başarıyı getirir.


Depremde kurtardığınız insanları düşündüğünüzde, ölümle yaşam arasında o ince çizgide insanlar için yardım eli olmak nasıl bir duygu?


İnsanlara yardım eli olmak, hiçbir karşılık beklemeden, sadece yardıma muhtaç olana bu hareket doğru hareket olduğu için elinizi uzatmak, onlar için bir şeyler yapabilmek tarifi mümkün olmayan bir mutluluk. Onların iyi olduğunu, sıkıntılarından kurtulduğunu, mutlu olduklarını görmek içten dualarını almak bizler için eşi benzeri olmayan bir mutluluk. Sadece buradan baktığınızda bile, hayat kurtarmayı, yardım etmeyi, vatanımıza, milletimize hizmet etmeyi çok önemsiyorum ve zamanında iyi ki bu yola girmişiz diye düşünüyorum.


Hep dediğim bir cümle vardır; Allah yolumuzu şaşırtmasın...




__________________
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.
tunat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Reklam Alanı
Alt 12-12-2007, 16:15   #2
enjoyment333
Moderator
 
enjoyment333 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Ağu 2007
Bulunduğu yer: OSMANİYE
Mesajlar: 2.034
Teşekkürleriniz: 13
32 Mesajına 54 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
enjoyment333 is an unknown quantity at this point
Standart

tşkler hocam
__________________
GÜL SUNAN BİR ELDE DAİMA BİR MİKTAR GÜL KOKUSU KALIR...
enjoyment333 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-12-2007, 19:51   #3
calimero
Girişken Üye
 
calimero - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Kas 2007
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 174
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
calimero
Standart

nasuh mahruki'Yİ her insan 99 depremiyle tanındı..oysa daha evvel yaptığı bir sürü iş var adamın..o dönemlerde vay müslüman mısınız vay nesiniz sorularıyla üstüne gitmelerini,adamı bu kadar zorda bırakmalarını hala unutamadım..insanların mahruki'nin o zirvelere hangi bayrağı diktiğine bakmalarını lazım..değil mi?paylaşmak istedim.
calimero isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-12-2007, 21:29   #4
hat64
Çalışkan Üye
 
hat64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eki 2007
Mesajlar: 3.631
Teşekkürleriniz: 2
11 Mesajına 17 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 20
hat64 is on a distinguished road
Standart

tunat hoca'ya biz bir soru sormuştuk ama ne kendisi ne de yanıtı var o günden sonra!!!!
__________________
\'\'ONE WORLD ONE DREAM\'\'





hat64 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-12-2007, 23:00   #5
webmaster
Administrators
 
webmaster - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oca 2007
Bulunduğu yer: Malatya
Mesajlar: 4.799
Teşekkürleriniz: 0
138 Mesajına 242 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 10
webmaster is on a distinguished road
Standart

Hocam tuna malum askerde, az kaldı ocak 15 de sonra sürekli girer inş.
__________________
webmaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-12-2007, 23:07   #6
hat64
Çalışkan Üye
 
hat64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Eki 2007
Mesajlar: 3.631
Teşekkürleriniz: 2
11 Mesajına 17 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 20
hat64 is on a distinguished road
Standart

Hayırlı teskereler Tuna Hoca'ya.
__________________
\'\'ONE WORLD ONE DREAM\'\'





hat64 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-12-2007, 00:36   #7
calimero
Girişken Üye
 
calimero - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Kas 2007
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 174
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
calimero
Standart

şafak cart curt diyorlar değil mi az kalınca..hadi bakalım ..kolay geçsin şu son günler diyelim öğretmenimize...
calimero isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-01-2008, 01:25   #8
tunat
Girişken Üye
 
tunat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 237
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
tunat
Standart

Sayın hocalarım merhaba herkesee..hocamın da dediği gibi askerden yeni geldim artık birbirimize yardımcı olabilicez her konuda elimizden geldiği kadar paylaşım içerisinde olalım..
__________________
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.
tunat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-01-2008, 01:32   #9
tunat
Girişken Üye
 
tunat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 237
Teşekkürleriniz: 0
1 Mesajına 1 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
tunat
Standart

şafak cart curt
safak comolokko
12 den sonra var bir de..neler neler yaa


__________________
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.
tunat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2008, 16:12   #10
calimero
Girişken Üye
 
calimero - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Kas 2007
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 174
Teşekkürleriniz: 0
0 Mesajına 0 teşekkür edildi.
Tecrübe Puanı: 0
calimero
Standart

bende bu cart curt lafını sarıkamış' da öğrendim..orada askerliğini yapan arkadaşlardan...çok hoşuma gitmişti..biz de son zamanlarımızda böyle diyorduk..neyse..hoşgeldiniz öğretmenim..
calimero isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Popüler Sitelerde Paylaş

Etiketler
ile, mahrukİ, nasuh, röportaj


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Milli Oyuncu Fatmanur Öney ile Röportaj mrtbucan Satranç 0 12-03-2011 15:41
Nasuh Mahruki: Bu federasyonla Türk dağcılığı başarılı olamaz proksi Doğa Sporları 0 17-08-2010 00:09
Yeni Müfredat Hakkında Cenk TEMEL ile Röportaj webmaster Yeni Müfredat 23 24-06-2010 21:50

Reklam Alanı


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:47.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2006 - 2024, Türkiye'nin Beden eğitimi ve Spor Portalı
2007-2024 Türkiye'nin Beden Eğitimi ve Spor Portalı
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122